Hatırlayamadım traduction Espagnol
881 traduction parallèle
Hatırlayamadım.
No creo recordar la ocasión.
Hatırlayamadım.
No lo recuerdo, Jack.
Yüzünüzü bir yerde görmüştüm. Nerede olduğunu hatırlayamadım ama.
He visto su cara en alguna parte pero no téngo la menor idea de dónde.
Neye benziyordu? " Hatırlayamadım.
¿ Cómo era ella? No podía recordarlo.
Ben hatırlayamadım.
A mí no me dice nada.
- Açık tenli. Hatırlayamadım.
No me acuerdo.
notlarımı yazdığım kağıdı kaybettim ve şalgam mı havuç mu almam gerektiğini hatırlayamadım, ikisini de aldım.
Perdí el papel donde las había apuntado-- - y no podía recordar-- - si eran nabos o zanahorias, así que compré las dos cosas.
Seni hatırlayamadım.
No la recuerdo.
Hayır, maalesef hatırlayamadım.
No. Me temo que no.
- Adınızı hatırlayamadım.
Me temo que nó sé su nombre. Bulic.
Pek hatırlayamadım.
No recuerdo que lo hiciera. ¿ Quién era?
- Thomas'ı hatırlayamadım?
- ¿ Qué Tomas?
Hiçbirinin nasıl göründüğünü hatırlayamadım.
Y de repente, me he acordado cómo era cada uno.
Hatırlayamadım ama çok romanı var.
No recuerdo su nombre. Ha escrito varios libros.
- Üzgünüm, hatırlayamadım.
No me acuerdo.
Hatırlayamadım.
No, no lo recuerdo.
Hatırlayamadım.
Temo que no lo recuerdo.
Numarasını hatırlayamadım rehberden bakıp söylesin diye karımı aradım.
No recordaba su número en las afueras. Llamé a mi esposa para que me lo buscara en el escritorio.
- İsmini hatırlayamadım canım.
- No recuerdo tu nombre, querida.
Hatırlayamadım.
No me acuerdo...
Ben hatırlayamadım.
No recuerdo.
- Hatırlayamadım.
- No la recuerdo, no.
Ama uyandığım sırada ne kadar denesem de hatırlayamadım.
Pero por mucho que lo intente, al despertar... no logro recordarlos.
Özür dilerim, eski dostum, adını hatırlayamadım.
Lo siento, viejo amigo. No recuerdo su nombre.
Sabah kalktığımda ayrıntıları pek hatırlayamadım.
No recordaba demasiado bien todos los detalles por la mañana.
Hiç bir zaman kendi geçmiş yaşamlarımı hatırlayamadım.
Nunca he sido capaz de recordar ninguna de mis vidas pasadas.
Hayır, onu hatırlayamadım.
- No creo. No me suena.
Renzo, şu anda gözlerinin rengini hatırlayamadım.
¡ Renzo! En este momento no recuerdo el color de tus ojos.
Hatırlayamadım şimdi.
No recuerdo qué.
Hiçbir şey hatırlayamadım.
Me quedé en blanco.
Sizleri hatırlayamadım.
No me la imagino saliendo con vosotros.
Neydi, soyadını hatırlayamadım.
No recuerdo su apellido.
Bay... üzgünüm, isminizi hatırlayamadım, ve adınızı öğrenmeden, ben...
Sr... Lo siento, no entendí su nombre, Y a menos que yo sepa, Yo...
Ne olduğunu hatırlayamadım.
No recuerdo de qué era.
Adınızı hatırlayamadım.
No recuerdo su nombre.
Gerçek ismi hatırlayamadım, bu yüzden Bunny'yi kullandım.
No puedo recordar el nombre verdadero, así que use Bunny en su lugar.
Tüvit, kahverengi lekeli yulaf rengi, yapıştırma cepli... Eşarp, keçe şapka, kahverengi ayakkabı, etek ve göğüs cebinde küçük bir mendil. Hatırlayamadığım.
Traje de lana, dos tonos de marrón, abrigo con grandes bolsillos, bufanda, sombrero, zapatos marrones, una blusa y un pañuelo azul en el bolsillo de la chaqueta.
Ne oldu yaşlı adam, şarkıyı hatırlayamadın mı?
¿ Qué pasa, veterano? ¿ No recuerda esta canción?
Onu hatırlayamadığım bir süredir takip ediyoruz.
Llevamos tras él desde... - Ni me acuerdo.
Ve adlarını bile hatırlayamadığım üç tane daha.
Y tres más cuyos nombres nunca recuerdo.
Kendi el işinizi hatırlayamadınız mı?
¿ No reconoce su propia obra?
Ama şimdi hatırlayamadığım bazı sebeplerden... bu çocuğu bu hayattan kurtarmanızı istiyorum.
Pero yo les pido que liberen a este niño de esa vida... por algún motivo que no puedo recordar.
O zamanlar olan, hatırlayamadığım çok şey var.
Hay tantas cosas que sucedieron entonces y que no recuerdo.
Sanırım üzerimde üniformam olmadığı için beni hatırlayamadın.
No me reconoce sin el uniforme.
Hatırlayamadığımız adı buydu.
Ese es el nombre que no podía recordar.
Özür dilerim seni nerede gördüğümü hatırlayamadım.
Lo siento, sólo que no puedo ubicarte. ¿ Bar "Surfer"?
Viyana'ya göre daha mı rahatım? O şaşaalı salonlarınızda, sevmediğim sıkıcı insanlarla neşeyle dedikodu yaptığım, şampanyaya boğulduğum hatırlayamadığım Strauss'ların valslerinde sendelediğim Viyana'ya.
¿ Más natural que en Viena en todos esos rutilantes salones parloteando con pelmazos que detesto, nadando en champaña tropezando al son de valses que ni siquiera recuerdo?
Hatırlayamadım.
No sé.
Rüyamı ve hatırlayamadıklarımı ona sormak için.
... Para que me diga que es lo que no puedo recordar.
İçeriği pek iyi hatırlayamadığımız için muğlak bir biçimde... böyle bir görevlendirmeden haberimiz olmadığını ve... kadastrocu istemediğimizi bildirdik.
Casi ni nos acordábamos y respondimos que ignorábamos ese nombramiento y que no teníamos necesidad de un agrimensor.
- Beni hatırlayamadın mı, Valerie?
- ¿ No me reconoces, Valerie?
hatırlamıyorum 685
hatıra 18
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırlıyor musun 713
hatırladım 301
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18
hatıra 18
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırlıyor musun 713
hatırladım 301
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18