Çok ucuz traduction Espagnol
692 traduction parallèle
Mücevherler çok ucuz asıl Onlarla olacak hayatınız Işıl ışıl!
Estas joyas... lléveselas por cuatro perras.
Gerçekten çok ucuz bir numaraydı.
Fue tan ruin.
- 10 şilin, fräulein. Çok ucuz.
Diez chelines, señora.
Tasfiye satışında, artırmada çok ucuz fiyat verecek bir adamım vardı.
En la subasta de liquidación, hice que alguien pujara por mí y lo consiguiera tirado.
Çok ucuz kurtuldun. Birisi motoru açık bırakmış.
Alguien debió dejar el motor en marcha.
çok ucuz atlattım.
Escapé por los pelos.
Kesinlikle eminim, ama çok ucuz kurtulmuş.
Del todo. Ha tenido suerte.
Elbise. Çok ucuz.
Es un vestido barato.
Sanırım bunu sadece "çok ucuz bir şantajcı" yapabilirdi.
Algo que hasta un chantajista barato podía hacer.
- Çok ucuz.
- Demasiado barato.
Böyle bir elmas için çok ucuz
Barata para ser tal diamante
Böyle bir inci için çok ucuz
Barata para ser tal perla
Onlar için hayat çok ucuz.
Para ellos una vida no vale nada.
Çok ucuz. Üstelik yetimhane yararına.
¡ Sólo cuesta media corona y hace bien para los huérfanos!
Gerçek kadife için çok ucuz.
50 francos, es barato por ser de terciopelo.
- Çok ucuz oldu.
- Bueno, es demasiado barato.
- 100 frank. Çok ucuz.
- 100 francos.
Hem de yalnız 8.95'e, çok ucuz.
Solo 8.95 también, es muy barato.
- Hindi burada çok ucuz.
- El pavo es barato aquí.
Oranın kirası çok çok ucuz.
La renta es muy baja
Bende çok ucuz bir tane var.
Estoy vendiendo una muy barata.
Burada ölüm çok ucuz, değil mi?
Aquí la muerte no es cara, ¿ verdad?
Buzda ise şarap bekliyor. Çok ucuz.
Y ensalada en la mesa y patatas y vino en la nevera.
Örneğin, sizlere çok ucuz bir nitratı toprağa ekleyerek dünya üzerindeki kıtlığı nasıl sonsuza dek yok edeceğinizi gösterebiliriz.
Podemos mostrarle por ejemplo, como añadir a la tierra un cierto nitrato muy barato y hacerla fertil para cualquier cosa.
Çok ucuz bir marka bile olsa yeni bir paket alamayacağınız için sonrası için paketi geri koydunuz, doğru mu?
No puede comprar más, ni de los más baratos. Así que los guardó para después, ¿ cierto?
"Hamlet" içinde şiddet olan bir oyunu şiddetli zamanlar hakkında Hayatın çok ucuz olduğu ve tutkunun ise tanrılaştırıldığı zamanlar.
Hamlet es una obra de teatro violenta, sobre épocas violentas cuando la vida era barata y la ambición era Dios.
Diğerleriyle karşılaştırırsak çok ucuz.
Es barato comparado con otros.
Hayır, çok ucuz.
No, es demasiado sencilla.
O yüzden öğlenleri buraya geliyorum. Çünkü burada yemek çok ucuz.
Por eso vengo aquí a comer, porque es muy barato.
Bir can için bana 1, 27 çok ucuz geldi, özellikle benim hayatım için.
1,27 es un precio muy bajo por la vida de un hombre, y en especial la mía.
Biz, Afrikalılar bir asırdır diyoruz ki ; ... iki yüz milyon Afrikalı'nın yaşam değeri çok ucuz ve kabul edilemez bir şekilde sürekli ölümle anılıyor.
Hace más de cien años que los africanos dicen que la vida de 200 millones de africanos es una vida rebajada, impugnada, una vida perseguida por la muerte.
Çok ucuz kurtuldunuz.
Se ha salvado por los pelos.
Fabrika şeker kamışını çok ucuza alıyor ve vatanlarını sevdikleri için adalıları ucuz işgücüyle çalışıyor.
La caña de azúcar barata... y la mano de obra barata son posibles gracias a este amor y esta fe.
Ama yine de çok ucuz.
Y todavía son muy baratas.
- Çok güzel ve ucuz bir oda.
- Una habitación bonita y económica.
Herkes Margot'un çok sevimli... ve ucuz bir yer olduğunu söyler!
Todo el mundo dice que Margot es un sitio encantador ¡ y nada caro!
Çok eğlenceli ve ucuz.
Son baratos y divertidos.
Ucuz bir dedektife razı olacağımı sanıyorsan çok yanılıyorsun.
Si Ud. piensa que me conformaré con un detective barato, se equivoca.
Askeri Mahkeme'den ucuz kurtulman için pek çok sebep varmış.
Por eso lo absolvieron en el tribunal militar.
Hiç şaşmadan her gün ucuz bir meyhaneye giden, hiç tanımadığın insanları, ayaktakımını eve getiren birine çok içiyor denmez mi?
¿ No le parece un exceso cuando un hombre no deja pasar un día sin visitar algún bar de mala muerte y traer a casa gente de la peor calaña?
Götürmeye değmeyecek ucuz ganimet, yanmış bir misyon ve... ortada kalmış pek çok hasta.
Una misión quemada y un montón de mala voluntad, ¿ vale la pena?
Daha ucuz bir et istersen pirzola alırsın. Çok fazla kısmı atılıyor. Ama yarım kilosu 1.25 Dolara gelir tabi kesip, düzeltilirse.
El corte de carne más barato es el bife de costilla, se desperdicia mucho pero limpio cuesta $ 2,50 el kilo.
Çok uygun ve son derece ucuz.
Muy práctico y barato.
- Herkes, çünkü o çok ucuz... - Lola...
¡ Cualquiera, porque Lola no era más que una...
İçinde daha çok alkol var, hem daha ucuz.
Contiene más alcohol y es más barata.
Narayama yolculuğun için çok ucuz bir uğurlama töreni hazırlamışlar.
Señor, qué vergüenza...
Hardalı tüpte alınca çok daha ucuz olduğunu biliyor muydun?
¿ Sabías que la mostaza es más barata en tubo?
Çok ucuz.
Es una yegua muy barata.
Ucuz değil, ama çok güzel yer.
Es un poco caro pero se come muy bien.
Bu otelde odalar çok daha ucuz.
En éste, las habitaciones le costarán mucho menos.
- Ucuz bir numara olduğu çok açık.
- Es un claro truco barato. ¿ Barato?
ucuz 63
ucuz kurtulduk 16
ucuz atlattık 31
çok üzüldüm 280
çok üzgünüm 1758
çok uykum var 28
çok uzaklarda 16
çok uzun zaman oldu 115
çok üzgün 38
çok uzun bir süre 23
ucuz kurtulduk 16
ucuz atlattık 31
çok üzüldüm 280
çok üzgünüm 1758
çok uykum var 28
çok uzaklarda 16
çok uzun zaman oldu 115
çok üzgün 38
çok uzun bir süre 23
çok üzgünüm efendim 30
çok uzak 78
çok üşüyorum 45
çok üzücü 155
çok uzakta 50
çok üşüdüm 19
çok uzun zamandır 30
çok utanıyorum 107
çok uzun zaman önce 42
çok uzun sürdü 28
çok uzak 78
çok üşüyorum 45
çok üzücü 155
çok uzakta 50
çok üşüdüm 19
çok uzun zamandır 30
çok utanıyorum 107
çok uzun zaman önce 42
çok uzun sürdü 28