Çok uzun bir zaman traduction Espagnol
868 traduction parallèle
- Bu çok uzun bir zaman.
- Es mucho tiempo.
- Çok uzun bir zaman.
- Queda mucho.
Çok uzun bir zaman değil bay Gordon.
No mucho. Señor Gordon.
- Çok uzun bir zaman yoktun.
- Has tardado tanto en volver.
Çok uzun bir zaman.
Qué larga espera.
Bir daha çok uzun bir zaman, Marian.
Nunca es mucho tiempo, Marian.
Bu çok uzun bir zaman.
Es mucho tiempo
Oh, Larry, beş yıl çok uzun bir zaman.
¡ Oh, Larry, cinco años es demasiado tiempo!
- Yedi yıl çok uzun bir zaman.
Siete años es mucho...
Bu babamdan kalan son hatıra, ve yaşadıkça bende kalacak ve bu da çok çok uzun bir zaman demek.
Es la última posesión de mi padre y la conservaré mientras viva... y eso será por mucho, mucho tiempo.
Çok uzun bir zaman.
Sí, tanto tiempo.
Çok uzun bir zaman bekleyeceksin, yeğenim.
Sólo estás esperando.
Çok uzun bir zaman!
Es enorme.
# Sonsuza dek, çok uzun bir zaman # # Dudakların dudaklarımda geçirelim onu #
# Para siempre un largo, largo tiempo # # pasarlo con tus labios sobre los míos #
# Sonsuza dek, çok uzun bir zaman # # Dudakların dudaklarımda geçirelim onu #
# Por siempre un largo, largo tiempo # # pasarlo con tus labios sobre los míos, hermoso #
- 4 yıl çok uzun bir zaman.
- Cuatro años buenos para los buitres.
Çok uzun bir zaman önce gördüğün en güzel şeyler olduğunu söylemiştin.
Hace mucho tiempo decías que eran los mas bellos que habías visto alguna vez.
Sizi çok uzun bir zaman bekledik.
Hemos esperado mucho tiempo por ti.
Çok uzun bir zaman geçti.
Hacía mucho tiempo.
Çok uzun bir zaman.
Me está costando mucho.
Hayır, çok uzun bir zaman oldu.
Desde hace mucho, mucho tiempo.
Çok uzun bir zaman önce babanıza söz vermiştim size ve Ralph'a sonsuza dek bakacağım.
Hace mucho tiempo, prometí a vuestro padre que cuidaría siempre de vosotras y de Ralph.
Buralar çok ıssız ve bu kulübeye bir insan geleli çok uzun zaman oluyor.
Aquí me siento muy solo y ha pasado mucho tiempo desde que nadie haya entrado en mi cabaña.
Şimdi uzun, çok uzun zaman önce Netje adında küçük bir Hollandalı kız varmış.
Bien... hace mucho, mucho tiempo... había una niñita holandesa llamada Netje.
Çok uzun zaman önce, deniz ötesi uzak bir ülkede cesur ve korkusuz şövalyeler üzerinde yetkisi olduğuna inanan küçük bir çocuk yaşarmış.
Hace mucho tiempo, en una tierra lejana cruzando el mar vivía un muchacho que se consideraba a sí mismo una autoridad en el tema de los valientes caballeros.
Bir kadının sesini duymayalı çok uzun zaman olmuştur.
Hará mucho tiempo que no han oído una voz de mujer.
Bu yeni ülkeye, büyükbabanızla çok uzun zaman önce geldik. Çünkü burada, çok güzel bir şey olduğunu duyduk.
Vuestro abuelo y yo llegamos a esta tierra hace mucho, mucho tiempo porque nos dijeron que era una tierra muy buena.
Çok uzun zaman önce gerçekleşen bir şeymiş gibi.
Como si hubiera ocurrido hace mucho tiempo.
Sesindeki o Güneyli şurubu çok severdim. Nane şurubu tarzında. Bir yasa değişikliğini veto ettiğim zaman uzun, kalın kirpikleriyle o bana bakışını.
Adoraba el acento dulce de sus palabras sus movimientos cadenciosos su modo de mirarme a través de sus largas pestañas.
Sanki bu gemiyi daha önce görmüşüm gibi garip bir hisse kapıldım. Uzun zaman önce çok küçükken.
Tengo la extraña sensación de haber visto ese navío antes hace muchos años cuando era un niño.
Bir zamanlar yani çok uzun zaman önce, kim bilir ne zaman,
Hace mucho tiempo no se sabe cuándo,
Seni o kadar çok hayal ettimki, bunların uzun zaman önce kurduğum bir düş olmadığına inanmak çok zor.
Has sido irreal durante tanto tiempo que es difícil creer que todo esto no es algo que soñé hace mucho tiempo
Sevgili arkadaşlarım, uzun bir yaşam sürdüm. Ağılımda yalnız başıma yatarken düşünecek çok zamanım oldu.
Mis queridos amigos, he vivido una larga vida, y he tenido mucho tiempo para reflexionar mientras estaba a solas en mi pocilga.
- Ben artık bir hiçim Susanne. Çok uzun zaman önce okunmuş, geç - erliliğini yitirmiş bir kitap gibi.
Yo no soy nada, estoy para tirarme a la basura.
çok uzun zaman önce bu gezegende güçlü ve asil bir ırk yaşıyormuş. Kendilerine Krell diyen bir irk.
En tiempos pasados... este planeta era el hogar de una noble y poderosa raza de seres... que se llamaban a sí mismos los krell.
Çok uzun zaman önce yüzyıllardır görmediğimiz korkunç bir fırtına Hsi Hu'da ortaya çıkmıştı.
Hace mucho, mucho tiempo... Un terrible huracán, como no se había visto jamás desde siglos antes, cayó sobre la provincia de Hsi Hu.
Uzun zaman önce, çok uzak bir ülkede bir kral ile, iyi yürekli bir kraliçe yaşardı.
En un país lejano, hace mucho tiempo, vivía un Rey... y su bella Reina.
Sandro... Bir ay çok uzun zaman.
Sandro, un mes es mucho tiempo.
Çok uzun zaman önce burada bir köprü olabileceğini sanıyorum.
Pudo haber un paso hace mucho tiempo.
Gişelerde falan. Ama o zaman da çok uzun bir yolculuk olur.
Puede que en la barrera de peaje pero entonces sería un viaje muy largo.
- Çok uzun. - Yeni bir parça ne zaman gelir?
- ¿ Cuándo me dará otras redes?
Çok uzun zaman önce yapmam gereken bir şeyi.
Algo que debería haber hecho hace mucho tiempo.
Onu eğitmek için önünüzde çok daha uzun bir zaman var.
Muchas veces no podemos forzarla.
Bayan Wright, aramıza bir hanımefendi katılmayalı çok uzun zaman oldu.
Srta. Wright, hace tiempo que no disfrutábamos de la presencia de una dama.
Yeni bir elbise almayalı çok uzun zaman oldu.
No me he comprado un vestido desde... Bueno, ya ni me acuerdo.
Hepsi de çok uzun zaman önce yazılmıştır tabii ki fakat biliyor musunuz yeni bir şiire başladı?
Claro, todos fueron escritos hace mucho tiempo. Pero ha empezado uno nuevo.
Çok, çok uzun zaman önce yaşadığım bir geceyi ve senin bana hatırlattığın bir kızı anımsadım.
Y no puedo evitar pensar en una noche hace mucho tiempo y con una chica a la que tú me recuerdas.
Bir bebeği tutmayalı çok uzun zaman oldu, Martha.
Hacía mucho tiempo, Martha, que no cargaba a un bebé.
Bir birimizi görmeyeli çok uzun zaman oldu.
Ha pasado tanto tiempo desde que no nos vemos.
O zaman birden çok yaratıkla uğraşıyoruz. Ya da son derece uzun yaşayan tek bir yaratıkla.
Entonces nos enfrentamos a más de una criatura o la criatura tiene un período de vida extremadamente largo.
Ama Finney haricinde ve onun bir hatası dışında. Çok uzun zaman önceydi, ama onlar unutmadılar.
Excepto Finney, y su único error fue hace mucho tiempo, pero ellos no olvidan.
çok uzun zaman oldu 115
çok uzun bir süre 23
çok uzun zamandır 30
çok uzun zaman önce 42
çok uzun sürdü 28
çok uzun sürmez 60
çok uzun 117
çok uzun zaman 27
çok uzun sürmeyecek 22
çok uzun zaman önceydi 42
çok uzun bir süre 23
çok uzun zamandır 30
çok uzun zaman önce 42
çok uzun sürdü 28
çok uzun sürmez 60
çok uzun 117
çok uzun zaman 27
çok uzun sürmeyecek 22
çok uzun zaman önceydi 42
çok uzun değil 30
uzun bir zaman 22
bir zamanlar 253
çok üzgünüm 1758
çok üzüldüm 280
çok uykum var 28
çok uzaklarda 16
çok üzgün 38
çok uzak 78
çok üşüyorum 45
uzun bir zaman 22
bir zamanlar 253
çok üzgünüm 1758
çok üzüldüm 280
çok uykum var 28
çok uzaklarda 16
çok üzgün 38
çok uzak 78
çok üşüyorum 45
çok üzücü 155
çok üzgünüm efendim 30
çok uzakta 50
çok üşüdüm 19
çok utanıyorum 107
çok uzak değil 39
çok uzaklara 31
çok utandım 66
çok üzgünüz 53
çok uygun 30
çok üzgünüm efendim 30
çok uzakta 50
çok üşüdüm 19
çok utanıyorum 107
çok uzak değil 39
çok uzaklara 31
çok utandım 66
çok üzgünüz 53
çok uygun 30