Ben onu traduction Français
22,786 traduction parallèle
Ben onu muhbirim yapacağım.
Je vais faire de lui mon informateur.
Kanı getirin sadece. Ben onu hazırlarım.
Trouve le sang, je le prépare.
Ben onu korurum.
Nous prendrons soin de lui.
Ben onu kurtarırım.
- Je le ferai sortir.
Bırak artık Fiona, ben onu bulurum!
Dommage, Fiona, je le trouverai!
Bir kişi mi? Ben onu şehir efsanesi sandıydım.
J'ai cru à un truc pour faire peur.
Ben onu çok severim.
Je l'aime beaucoup.
Belki de ben onu açmaya çalışmalıyım.
Je devrais peu être lui donner une chance.
Dünya küçük. - Ben onu boyamak istemezdim ama.
On va penser qu'on ne se quitte plus.
Ben onu daha sonra ararım.
Je le rappellerai.
Bana onun numarasını at, ben onu oradan alırım.
Envoyez-moi son numéro par SMS et je prends la suite.
Melissa, oradaki adam ölüyor ve ben onu nasıl kurtaracağımı bilmiyorum.
Melissa, cet homme là-dedans est mourant et je ne sais pas comment le sauver.
Ben onu bulabilirim.
Je peux la trouver.
Ben de onu seviyorum.
Je l'aime aussi.
- Ben buldum onu. - Öldürüldü mü?
C'est moi qui l'ai trouvée.
Onu düşünüyordum ben de ve hayır diyen biri olmayı sevmem ama...
J'ai bien réfléchi à tout ça, je veux pas jouer les rabats-joies, mais...
Ben getiririm öldürün onu.
Je m'occupe d'elle, tuez-le.
Ben de yapabilirdim onu.
J'aurais pu le faire.
Bellamy, ben de onu bulmak istiyorum. Ama bacağına bir bak.
Bellamy, je veux aussi la retrouver, mais regarde ta jambe.
Ben onu kaybetmişim.
Trouvé!
Buddy Flynn de uzun bir uyuşturucu geçmişi olan bando şefiydi. Ben de onu diyorum ya.
Buddy Flynn était un chef d'orchestre toxicomane.
Onu ben de istiyorum.
Je suis partant.
Ben de bir kanarya bulup onu öttüreceğim.
Je vais chercher un canari à faire chanter.
Ben de özledim onu.
Y me manque aussi.
Onu ben tutsam iğneyi sen yapabilir misin?
Si je le tiens, tu penses pouvoir t'occuper de le piquer?
- Ben de onu bulacağım. Bir şekilde.
D'une façon ou d'une autre.
Ben seni, kendimi onu ve babanı kurtarmaya çalışıyorum.
J'essaie de te sauver toi moi et lui... et ton père.
- Onu ben hallederim.
- Je vais m'en assurer.
Ben de onu yakalamak istiyordum, aynı sen gibi.
Je voulais l'attraper, tout comme toi.
Ve onu orada tutmalısın. Ben...
J'ai besoin que vous le reteniez.
Onu öldürdü ve sonra beni öldürmeye çalıştı, ben de... Onu indirmem gerekti!
Il a tué Pat et il a essayé de me tuer et... j'ai dû l'abattre!
Ben de onu istiyorum.
J'y compte bien.
Ben de onu unutmak istiyorum.
C'est ce que je désire oublier.
Ben vururum onu.
Je lui tire dessus.
Ben onu yapmaya çalışıyordum. Bir elektromıknatısa ihtiyaçları var.
Il aurait besoin d'un électroaimant.
Sen bir manyaksın. Ya onu geri götürürsün ya da ben götürürüm!
Tu le ramènes tout de suite ou je m'en charge.
Onu ne diye getirdiğini merak ediyordum ben de.
Je me demandais pourquoi tu l'as emmené ici.
Belki ben de onu öldürme şansı elde edebilirim.
C'est que j'aurai peut-être la chance de le tuer aussi.
- Onu buraya ben çağırdım.
- Je l'ai invitée ici.
Ben bir polisim. Bırak onu. Endeavour Morse?
Je suis de la police.
Ben gidip onu alayım. Olay yeri inceleme ekiplerini çağırsan iyi olur.
Appelez un véhicule de scènes de crime.
- Onu ben hallederim.
- Je m'occupe de ça. Ok.
Neden problemin ne olduğunu söylemiyorsun, ben de onu arayım.
Pourquoi ne faire vous me dites ce que le problème est, et je l'appellerai.
Ben de dolandırılık şubesine söyledim, onu izlemeye başladılar.
J'en ai parlé aux fraudes et ils l'ont mis sous surveillance.
Onu bana getireceksin, ben de onu yetiştireceğim.
Vous me l'amener et je le ressusciterai.
Ben hazırlanana kadar onu biraz oyalaman gerek.
Parle-lui le temps que je me change.
Bilmiyorum, ben de onu arıyorum.
Je l'ignore. Je suis également à sa recherche.
Pandora ve erkeği yaratığı çağırmış olabilir, ama onu ben kontrol ediyorum.
Pandora et son homme devaient avoir invoquer la créature, mais je ne pouvais pas la contrôler.
Ben de onu buradan çıkarmak istiyorum.
Je veux qu'elle sorte aussi.
Ben gidip onu bulacağım.
Je vais la trouver.
Aslında ben de onu diyecektim "hadi akşam yemeğine gidelim" demiştim ama seninle daha çok şey paylaşmamı istiyordun.
D'ailleurs, à ce sujet... je sais que j'ai dit "allons dîner," mais... tu voulais que je partage plus.
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben onun karısıyım 17
ben onun annesiyim 16
ben onun babasıyım 28
ben onunla konuşurum 28
ben onunla ilgilenirim 52
onur 51
önünde 25
onun 448
ben onun 17
ben onun karısıyım 17
ben onun annesiyim 16
ben onun babasıyım 28
ben onunla konuşurum 28
ben onunla ilgilenirim 52
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu bilmiyorum 36
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu bilmiyorum 36
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onun yerine 89
onu sevdim 104
onu geri ver 55
onun da 23
onu buldun mu 57
onu duydum 61
önüne bak 138
onun yerine 89
onu sevdim 104
onu geri ver 55
onun da 23
onu buldun mu 57