Bir tane traduction Russe
20,523 traduction parallèle
Bir tane daha almalarına izin vermeyeceğim.
Я не позволю им заполучить ещё одного.
Wyoming'de bir düzine var Kuzey Carolina'da beş ve Batı Virginia'da bir tane.
Их дюжина в Вайоминге, пять в Северной Каролине и одно в Западной Вирджинии.
Okulda piyano yoktu ben de bir tane bulmaya gittim.
В школе пианино нет, и я отправилась на поиски.
Sadece bir tane de değil, onlarcası birbiri arkasına.
И не один, десятки, один за другим.
O zaman başka bir tane kuralım.
Тогда создадим новую.
Bir tane var.
Всего один.
Hadi ama! Sadece bir tane çatal alacağım!
Да ладно, я просто ищу вилку.
Bir tane daha istemiyorum.
Не хочу.
Sonja'ya da yap bir tane çünkü bunların hepsinde süt var.
Сделай для Сони, остальные все с молоком.
Sadece kesin ve bir tane kesik var.
Только один удар, точный.
1915'ten önce yapılan mezarlıkları şuanki inşaatlarla karşılaştırdım ve sadece bir tane güzel sonuç çıktı.
Я сверил список кладбищ, построенных до 1915, с нынешними стройплощадками, и получил только один результат.
O zaman bir tane NASCAR şeysi var Motorsports Parkı'nda.
Есть ещё NASCAR в Парке автоспорта...
İyisinden bir tane bulsan iyi olur.
Да, тебе нужен хороший адвокат.
Evet bir tane daha.
Да уж, ещё одна.
Bir tane bile.
Ни одной.
Sanırım yeni bir tane sipariş edildi.
Она, вроде, заказала новую.
Doğum öncesi partide iki tane geldi ben de sadece bir tane gerek diye düşündüm.
Мне подарили 2, поэтому я решила одну продать.
Aptal kaderini inkâr eder fakat yeni bir tane yapacak olan içindeki savaşçıdır.
Глупец отрицает свою судьбу, но воин в тебе приведет к ней.
Bu gemiyi yok edersen İmparatorluk yeni bir tane gönderir.
Уничтожишь корабль - Империя пришлет еще один.
Bir tane bombacıyı başıboş bırakmışlar.
Бомбардировщик прямо по курсу.
Ve bir tane daha.
Еще один.
Evet. Hocamda bir tane var, fakat o farklı.
У учителя есть один, но он другой.
Dur da sana yeni bir tane takalım.
Сейчас новый поставлю.
Bir tane buldum.
Нашла один.
- Bir tane daha ister misin?
Налить ещё? Да.
- Bana da bir tane vermişti.
Он мне тоже такой подарил.
Bir tane de melek yüzlü çocuk yaptırdım.
Набил себе... амурчика.
Onlardan bir tane daha içersen kalp krizi geçireceksin, biliyor musun?
Если выпьешь ещё одну – у тебя сердечный приступ будет.
Bir tane daha getir baştan alalım.
Хватай другую и повторим.
Bir tane daha getir.
Пленку зажевало.
Bir tane mağdur hakları derneği seni konuşmacı olarak davet etti.
Тебя просят поговорить с группой по защите прав пострадавших.
- Bu sene bir tane almalıyız.
- Нужно устроить в этом году.
Adriana işi bırakmasın diye, ona bir tane daha yakın çekim ayarlamak zorunda kaldım.
Я вынужден дать Адриане больше крупных планов, лишь бы она не ушла.
- Her birimize bir tane mi sadece?
Всего один для каждого из нас?
Onunla veli toplantısında tanıştık ve fiziksel şiddete karşı yürütülen kampanyada suratına bir tane geçirmek istemediğim tek kadın o.
Муж Даны. Я познакомилась с ней на родительском собрании, и она была единственной женщиной в кампании против буллинга, которую мне не хотелось ударить в лицо.
Amerika Kıtası'nda sadece iki tane var. Bir tanesi California'da. California da Kuzey Amerika'da.
На территории США таких всего два, один из которых как раз здесь, в Калифорнии, что в Северной Америке.
Bence onlardan bir tane kadında var.
Он очень близко к моей открытке от "Аббатства Даунтон". Мэгги Смит выбирала ее для меня.
Hala bir tane istiyorum.
Да, спрятал. И шарф, который я связала?
Bir yatak için geceliğine beş dolar verirken oldukça iyi bir tane alayım dedim.
Я платил 5 долларов в день за постель, хотя у меня здесь есть не хуже.
Şanslısın ki bir tane var.
К счастью, он у тебя есть.
- Bende bir tane var.
Он у меня.
- Son bir tane kaldı öyleyse.
Остался один
Ben de alabilir miyim bir tane?
Можно и мне?
Zaten 6 tane çocuğun var ve şehvetli bir ilgi hissetmiyorum.
У тебя шестеро собственных детей, похотливого интереса я не заметила.
Bir tane daha mı var?
- Еще одна?
Hem de iki tane. Daha iyi bir açıya ihtiyacım var.
Мне по ним не попасть.
Pekâlâ, sadece bir tane.
Ладно, рюмочку.
Bir tane daha.
Ещё.
Parti düzenlemek elbette bir risk ama ama iki tane taş gibi değişim öğrencisi okulumuza yeni başladı.
Конечно, замутить вечеринку было риском, но двое горячих учениц по обмену только что появились в школе.
Gümüşe boyanmış bir adam ve Pride'ın yüz tane yakın arkadaşı.
Серебряный человек и около сотни близких друзей Прайда.
Bir fiyatına iki tane striptiz direği var.
Ты получила два шеста * по цене одного. * pole - шест / полячка
bir tanem 228
bir tane sana 21
bir tane daha var 71
bir tane daha 473
bir tanesi 28
bir tane daha ister misin 28
bir tane yeter 18
bir tane alabilir miyim 32
bir tane mi 25
bir tane var 76
bir tane sana 21
bir tane daha var 71
bir tane daha 473
bir tanesi 28
bir tane daha ister misin 28
bir tane yeter 18
bir tane alabilir miyim 32
bir tane mi 25
bir tane var 76