But there we are tradutor Turco
1,159 parallel translation
We are far from the bones of our people, but perhaps there is one powerful being who will embrace this woman and give her the answers she seeks.
İnsanlarımızın kemiklerinden çok uzaktayız, fakat bu kadına güçlü bir kucaklama aradığı cevapları ona verir.
We are far from the sacred places of our grandfathers, and from the bones of our people, but perhaps there is one powerful being who will embrace this good crew and give them the answer they seek.
Büyükbabalarımızın kutsal yerlerinden ve insanlarımızın kemiklerinden çok uzağız, ve belki de bu iyi mürettebatı kucaklayıp onlara aradıkları cevapları verebilecek güçlü bir varlık vardır.
We have reason to believe that there are food sources on this planet, but we can't transport to the surface.
Bu gezegende yiyecek kaynakları olduğuna inanmam için nedenlerim var, ama yüzeye ışınlanamıyoruz.
We still do not have an official death toll, but there are three survivors.
Ölü sayısı hala kesin değil ancak üç kişi hayatta.
There's hundreds of years of coal down there... but it doesn't matterto them bastards. We're making money for'em... hand over fist, we are.
Aşağıda yüzyıllarca yetecek kadar kömür var fakat bu piçlere bir anlam ifade etmiyor.
Right, but what are we gonna do when we get there?
Pekala ama, oraya gittiğimizde ne yapacağız?
The Coles are nice people, but we should have to go outside to get there.
Colelar iyi insanlar ama oraya gidebilmek için evden dışarı çıkmamız gerekir.
We're not there yet, but we are getting closer.
Daha başaramadık, ama çok yaklaştık.
If I could pop in here for a second, I think that what Mel is trying to communicate here... is that no matter where we are in our lives, especially if we're adopted... we can't help but feel that there's something missing- -
Bana kalırsa Mel'in anlatmaya çalıştığı şey hayatımızın neresinde olursak olalım özellikle de evlat edinilmişsek bu şekilde hissetmemize engel olamayız.
There are two children but we haven't been able to locate them.
İki de çocukları varmış. Ama daha onları bulamadık.
- Yes, there are. We don't see them, but they see us.
Var elbet onları görmüyoruz ama onlar bizi görüyor.
There's a new faction that wants to prevent your launch tomorrow morning, but we are here to help you.
Yeni bir grup var. Yarın sabah yapılacak uçuşunuzu engellemek istiyorlar. Biz size yardım etmeye geldik.
But there are things going on out there that you know nothing about... threats to the human race that no one ever hears about because we stop them.
Ama varlığından bile haberdar olmadığınız oyunlar oynanıyor... İnsanlığa yönelik, durduğumuz için hiç kimsenin bilmediği tehditler var.
- Yes, well - But we are surprised there is no one else here to meet us.
Ama bizi karşılamaya kimsenin gelmemesine biraz şaşırdık.
We have to figure we'II run into it when we try to cross, but there are ways around sensor nets.
Geçmeye çalışınca bunu nasıl halledeceğimizi bulmak zorundayız ama sensör ağlarının çevresinde yollar var.
- We haven't located any. - But there are wounds all over the body.
Henüz bulamadık ama vücudun her yanında yaralar var.
There are 1,000 reasons we can think of to have this but mostly it's for the reasons we can't think of.
Bunları almanız için 1000 tane sebep düşünebiliriz ama düşünemediğimiz sebepler için almalısınız.
We don't know if there's a God... but there are women.
Tanrının varlığından emin değiliz... ama kadınlar vardır.
There are a few ferry services, but we checked those, as well.
Burada feribot servisleri var, ama çoğunu kontrol ettik, elimizden geldiğince.
But now, as you sit there... holding forth on your living, talking film and all that we are going to do together I just want to cry and fall to my knees and even kiss your hands.
Ve şimdi, burada oturmuş... Gelecekten bahsediyor, filmden bahsediyor ve bunları hepsini birlikte yapıyoruz Sadece ağlamak ve dizlerimin üstüne düşüp seni ellerinden öpmek istiyorum.
Let's wait for the blood work before we throw any confetti but as to your chief concern, there are no signs of epilepsy here.
Konfetileri fırlatmadan önce kan testlerini bekleyelim... ... ama endişe ettiğiniz sara hastalığı olmadığından eminim.
Then there was our estrangement where we both grew as people, but now here we are like old times.
Sonra ikimiz de büyüyüp birer yetişkin olurken birbirimizden koptuk ama şimdi tıpkı eski zamanlardaki gibi buradayız.
According to our sensor readings there are Dominion ships all around us but we can't see them or get any kind of targeting lock.
- Devam et. Ölçümlerimize göre etrafımız Dominion gemileriyle çevrili ama ne onları görüyoruz ne de sabit bir hedef algılıyoruz.
That's all well and good, but there are safety procedures we've got to follow.
Bu senin için iyi olabilir, ama burada uymamız gereken bazı güvenlik prosedürleri var
We don't know exactly how many vessels are out there, but their space appears to be vast.
Orada kesin olarak kaç gemi olduğunu bilmiyoruz, ancak alanları çok geniş gözüküyor.
But you guys are willing to make a determination as to whether there was an explosion... pre-impact or as we can see...
Ancak sizler kazadan önce bir patlama olup olmadığını belirlemek istiyorsunuz, ya da -
- but before we do, are there any other questions?
Fakat başlamadan önce, Başka sorusu olan var mı?
Now, I don't know what you people are doin down there, but we got a hole to dig up here.
Aşağıda ne halt ettiğinizi bilmiyorum. Ama burada delecek bir deliğimiz var.
You know us Newtons do a lot of things, Mr. aldrich, but there are a few things we don't do.
Newton'lar bir sürü şey yapar. Bir iki şeyi yapmayız.
There was nothing else in our heads but the thought - - "We stand united, we are against the Russians, and we support the western Allies."
Aklımızda "Birlik olacağız, Ruslara karşıyız ve Batılı Müttefikleri destekliyoruz" düşüncelerinden başka bir şey yoktu.
"We are sorry for the sadness this may have caused the Colonel's family, but there's a chance this tragedy could open a possibility of a wide and lasting peace in South America."
" Albayın ailesine yol açmış olabileceği hüzün için üzgünüz, ama bu trajedinin Güney Amerika'da geniş ve daimi bir... huzur ortamı oluşturabilme şansı var.
But if he and we are correct, and there is nothing beyond wouldn't you want to be continued?
Ama eğer o ve biz haklıysak ve ölümden sonra bir şey yoksa varlığınızı sürdürmek istemez miydiniz?
There are risks, but we understand them, right?
Yani, bazı riskler var ama bunları anlıyoruz, değil mi?
Yes, there are similarities but for years we have supplied weapons to other worlds, including some of you!
Benzerlikler olduğu muhakkak. Ama yıllardır sizler de dâhil pek çok gezegene silah satıyoruz.
But if there is any lesson to be learned from the humans it is that we are made stronger by our differences, not weaker.
İnsanlardan öğrenmemiz gereken bir ders varsa farklılıklarımızın bizi güçlendirmesi gerektiğidir.
Well, we've already considered using them for garbage disposal but there are things that even a Pak'ma'ra won't eat.
Onları çöp öğütme işinde kullanmayı biz de düşündük ama Pak'ma'raların bile yemediği şeyler var.
That there is a struggle between good and evil for all souls... And that we are losing that struggle, you're but fools rushing in. You put your own lives in danger,
Tanrı'nın telkinlerindeki gerçeği kabul etmedikçe tüm ruhlar için iyi ve kötü arasında, siz değil ama düşünmeden hareket eden insanlar yüzünden kaybettiğimiz dövüş sürecek.
I don't know how many of you out there are paying attention right now, but for those of you who are, I think we just got the winner.
Şu anda kaçınız buraya dikkatinizi veriyorsunuz bilmiyorum, ama izleyenler için, kazananı açıklıyorum.
But there are a few ethical ground rules... we should quickly get out of the way.
- Ben de kalkabilir miyim? - Hayır. Geziden önce bitirilecek ödevi var.
Maybe we can get the maid's room back, but there are five of them.
- Senin için her zaman yer vardır.
It won't take up much time, but there are a few things that we need to discuss.
Çok zamanını almayacağız, ama iş hakkında konuşmamız gereken birkaç şey var.
There are piles of heads, but we couldn't find Yoshiki's.
Bir sürü kafa var, ancak Yoshiki'ninkini bulamadık.
But I think we both know that there are some hard choices ahead.
Ama ileride çok zor kararlar vermek zorunda olduğunu ikimiz de biliyoruz.
Though space is without boundaries... there are but a few planets where we can live.
Uzayda sınır olmamasına rağmen... yine de yaşayabileceğimiz bazı gezegenler var.
But there are a few ethical ground rules we should get out of the way.
Ama konuşmamız gereken birkaç ahlaki kural var.
But, according to quantum theory, for every universe..... there are infinite variations, diverging at each choice we make like forks in a road.
Ama, kuantum teorisine göre, her evren için bir yoldaki sapaklar gibi yaptığımız her seçimle birbirinden uzaklaşan sonsuz çeşitlilik vardır.
But there are three of them. Maybe we don't need such a big room.
Ama onlar üç kişiler, belki o kadar büyük bir odaya ihtiyacımız yoktur.
At first we thought it was a malfunction. But there are four more across the North Atlantic showing the same thing.
Önce arıza sandık ama aynı sonucu gösteren dört duba daha var.
Traditional music is good and all but how are we going to stand it for 5 hours? I think there is a reason why we were told to watch it. What reason?
Bir kadının görevi bellidir, aynı anda iki erkeğe nasıl hizmet edebilir?
Oh. Well. We didn't mean to upset you, honey, but there are some really nasty people in this world.
oh.. guzel... tatlim sana sormak istemezdik ama... bu dunyada kotu insanlarda var.
Of course, there are people who share, but we can't say we've made it.
... neler olduğunu öğrenmeliyiz. Gazeteden kadınlara çağrı yapılıyor.
but there are 38
but there's more 55
but there was no answer 20
but there's a catch 20
but there 57
but there's no 20
but there's a problem 45
but there's nothing here 17
but there's a 20
but there you go 27
but there's more 55
but there was no answer 20
but there's a catch 20
but there 57
but there's no 20
but there's a problem 45
but there's nothing here 17
but there's a 20
but there you go 27
but there's something else 61
but there it is 67
but there's nothing i can do 29
but there is 63
but there was 32
but there's not 22
but there isn't 28
but there's something 16
but there's nothing 25
but there are limits 17
but there it is 67
but there's nothing i can do 29
but there is 63
but there was 32
but there's not 22
but there isn't 28
but there's something 16
but there's nothing 25
but there are limits 17
but there are others 19
but there's no time 25
but there you are 27
but there was a bit of a mix 41
but there's 84
there we are 716
we are going 52
we are not the same 19
we are family 66
we are friends 99
but there's no time 25
but there you are 27
but there was a bit of a mix 41
but there's 84
there we are 716
we are going 52
we are not the same 19
we are family 66
we are friends 99
we are 2563
we are free 37
we are brothers 40
we are together 51
we are fucked 33
we are coming 52
we are done 75
we aren't 48
we are ready 99
we are here 152
we are free 37
we are brothers 40
we are together 51
we are fucked 33
we are coming 52
we are done 75
we aren't 48
we are ready 99
we are here 152