English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ E ] / Even at night

Even at night tradutor Turco

336 parallel translation
Even at night?
Geceleri bile mi?
Even at night, it's like roasting in an oven.
Metal tavan yüzünden geceleri fırın gibi olur.
"... the hatch cover was off during the entire time of loading. Even at night.
" ambar kapağının gece dahil olmak üzere sürekli açık olduğunu bildirdi.
With that, uh, white nun's dress... you won't dare stick your nose outside... even at night, if there's a moon.
O şeyle.. beyaz rahibe giysisiyle burnunuzu bile dışarı uzatamazsınız. Hatta dolunay varsa gece bile.
The gallows cast a shadow even at night.
Darağacının gölgesi geceleri bile görülüyor.
I can't sleep anymore... even at night.
Artık uyuyamıyorum. Sadece geceleri.
A really busy place, open even at night.
Oldukça hareketli bir yer, geceleri bile açık.
"They walked through a wood of golden apple trees, so plentiful and so resplendent that even at night it was as bright as day."
Ve altın elmalarla dolu bir ormandan geçmişler. Bu elmalar o kadar bol ve ışıl ışılmış ki orman gece bile aydınlıkmış.
Civilization demands light, even at night.
Medeniyet ışığa muhtaç, gece bile.
Well, but it's kind of busy out there, sir. Even at night.
Akşam burası biraz yoğun olacak komutanım.
Even at night, the city, like the brain is busy assimilating and distributing information.
Gece bile şehir bir beyin gibi bilgiyi özümseyip yayıyor.
He started to talk about it all the time, even at night in bed, and I guess that's when the real problems started.
Sürekli ondan söz ediyordu. Gece yatakta bile... Asıl sorunlar o zaman başladı.
Sometimes he sings, even at night.
Bazen şarkılar söyler, geceleri bile.
By going straight ahead, I couldn't miss it, even at night.
Dümdüz gittim ve gece bile olsa orayı kaçıramazdım.
Even at night the man was forever on the alert and continually changed his room.
Geceleri bile her zaman tetikteydi ve sürekli olarak bulunduğu odayı değiştirirdi.
And because of that, I can't even sleep at night.
Şerefe!
Even Miss Bragg who takes care of our needs goes home every night at 7 : 30.
İhtiyaçlarımızı gideren bayan Bragg bile her gece 7 : 30'da evine gider.
Mascha, I didn't lose my head at all... even when they found out about your friend sleeping here the night before last
Mascha, aklımı tümden yitirmedim... hatta arkadaşının bir önceki gece burada uyuduğunu öğrendiklerinden sonra bile
See, no woman has ever... Even Miss Bragg, our housekeeper, goes home every night at 7 : 30.
Kahyamız Bayan Bragg bile her gece evine gidiyor.
And yesterday the bird of night did sit, even at noonday, upon the marketplace, hooting and shrieking.
Dün de gece kuşu, güpegündüz, öğle vakti ötüp durmuş çarşının ortasında çığlık çığlığa.
At night, temperatures drop far below zero, even at its equator.
Gece sıcaklık, ekvatorunda bile sıfırın çok altına düşer.
In fact, I suspect someone's playing a joke on me... for I don't even recall being here at all last night.
Birinin benimle dalga geçtiğinden şüpheleniyorum. Dün akşam burada olduğumu bile hatırlamıyorum.
His horse might even have stumbled in a prairie dog hole some dark night.
Hatta karanlık bir gecede atının ayağı bir çayır köpeği yuvasında tökezleyebilirdi.
They may be taken out during the day, but under no circumstances even if the patient implores you, must they be removed at night.
Sarımsakları gündüzleri kaldırabilirsiniz, ama hiçbir koşulda... hasta yalvarsa bile, geceleri asla kaldırılmamalı.
At first glance... it seemed impossible to get lost in them... along the straight paths... between the immutable statues, granite slabs... where you were, even now... losing yourself forever... in the still night... alone with me.
İlk bakışta... içinde kaybolmak imkansız gibi gelirdi... dümdüz yolları boyunca... sabit heykeller arasında, granit döşeme... üzerinde bulunduğun, şimdi bile... kendini kaybederek, sonsuza dek... durgun gecede... benimle birlikte.
Come back to me soon, even late at night.
Ne zaman gelebilirsen gel. Gece yarısı da olsa.
He even read at night. You know he could have become Pope?
- Papa olabilirdi!
This morning, he didn't even remember the party at the hotel last night.
Bu sabah oteldeki partiye gittiğimizi hatırlamadı bile.
Even we go to the next village at night.
Biz bile geceleri başka bir yerde kalıyoruz.
When I think of you, I can't even sleep at night, I'm so worried.
Geceleyin aklıma sen geldiğinde gözüme uyku girmiyor, çok merak ediyorum seni.
- Even or odd, come Lammas Eve at night shall she be 14.
- Ne kadar kalırsa kalsın. Yortu Gecesi tam ondördüne basacak.
If we were at home, I'd be afraid of being seen... even late at night...
Evde olsaydık eğer, böyle gece geç saatte bizi görmesinden korkuyor olurdum.
My dear Rodya, It's over two months since I last had a talk with you in by letter, which has distressed me and even kept me awake at night, thinking.
Canım Rodya'm son mektubunun üzerinden iki ayı aşkın bir süre geçti.
Doesn't it strike you, Mr. Sacco, that in these difficult times not even a night watchman could go armed at night without permission to carry arms?
Bu zor zamanlarda, Bay Sacco bir gece bekçisinin bile ortalıkta silahlı dolaşamayacağı aklınıza gelmedi mi?
Even if it's some little squaw or Mex... to keep your bed warm at night.
Hatta geceleri yatağınızı ısıtmak için... körpe bir kızıl derili veya Meksikalı kız bile olabilir.
The house is even stranger at night.
Ev geceleri daha da tuhaf.
You know he sometimes returns home at night, only to go even further away before dawn.
Biliyorsun bazen gece eve gelir. Sadece şafakla birlikte daha uzağa gitmek için tabi.
None of the other members could fly it, even on normal straight and levels, so to fly it at night with one elevator gone, and having the stick in your belly and no instruments, as it were,
Başka hiç kimse uçağı böyle normal şekilde uçuramazdı. Gece vakti, kuyruk kanatlarından birisi kopmuş lövye karnınızın üstünde, herhangi bir cihaz olmaksızın uçmak neredeyse imkansızdı.
But I must say to you, sir, whatever your feelings are, you must not call me here at any hour of the night or day. Even in an emergency.
Ama size şunu söylemeliyim ki, bayım, hisleriniz... hisleriniz ne olursa olsun gece ya da gündüz, hiçbir zaman beni buradan aramamalısınız, acil durumlarda bile!
"Even in the spring, the mountains can get pretty cold at night."
"Baharda bile, dağlar geceleri oldukça soğuk olur."
Even at this hour of the night.
Gecenin bu saatinde bile olsa.
I can't even sleep at night.
Ben hatta geceler bile uyuyamıyorum.
Around here... even the birds know better than to be out at night.
Buralarda... kuşlar bile gece dışarı çıkmamaları gerektiğini bilirler.
I even refused to put him up the night of the crime, which I regret,'cause if he hadn't been at the brothel...
Cinayet gecesi onu evimde ağırlamayı dahi reddettim ki buna pişmanım, çünkü genelevde olmasaydı...
I didn't even dream last night at all.
Ben iyiyim, endişelenme.
you don't bring in the morning paper you don't even bring me my slippers at night.
Yabancılara havlamıyorsun, gazeteyi getirmiyorsun geceleyin terliğimi bile getirmiyorsun.
Even as children, whenever we were apart, we would meet through telepathy at night.
Her ne kadar çocuklar gibi birbirimize küs olsak da geceleri telepati yoluyla birbirimizle görüşüyorduk.
I will work all day and at night, even at ten.
Gece saat ona kadar çalışacağım.
It was true at night, and it's true in the day, even more so now.
Geceykende doğruydu, gün içinde de ve daha sonra da doğru olmaya devam edicek.
Because that country never stops... even at night everything's open, theaters, movie houses, drugstores... run, gallop.
Bu ülke hiç durmaz çünkü.
They are even fighting at night?
Geceleyin bile savaş mı yapıyorlar?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]