I bet it was tradutor Turco

It wasn't Joo Joong Won, but I bet it was'Joo Joong Two'and'Joo Joong Three'.

Değil Joo Joong Bir, Joo Joong İki ve Joo Joong Üç bile değildir.

I bet it was a lovely sight to behold.

Eminim unutulmayacak bir mutluluk ifadesi vardır.

I bet it was 95 in the bedroom last night.

Eminim dün akşam yatak odası 35 dereceydi.

I bet it wasn't nobody like that, was it?

Mutlaka öyle biri değildi, değil mi?

I bet it was a woman running round inside. Was it?

Bahse girerim beyninizde kadının biri dolaşıyordu değil mi?

- I bet it was only Thylenius.

- Bahse girerim yalnızca Thylenius'dur.

- I bet it was you, you young rogue.

- Bahse girerim sendin, serseri!

- I bet it was.

- Sebep bu, anlamıyor musun?

And it must have been terribly cold too. I bet it was, wasn't it?

Ve hava çok şiddetli soğuktu, iddiaya girerim ki öyleydi, değil mi?

And I bet it was the same whore.

Orospu da eminim aynıdır.

I bet it was Jardine who told you to go to that detective.

Eminim ki, şu dedektifi tutmana Jardine neden oldu.

I bet it was Zezé.

Kesin Zezé'nin işidir.

Oh, I bet it was...

- Eminim öyledir.

I bet it was cold up there.

İddiaya girerim orada havalar soğuktur.

I bet it was the same person who attacked you and took you to Doris's to throw suspicion on you.

Sana saldıran adam da oydu kesin şüpheli bulunman için de Doris'in evine götürdü seni.

I bet it was that Eric Stratton.

Bahse girerim Eric Stratton'du

I bet it was also him last time

Kesin odur.

I bet it was really hot coming across the Mohabis Desert.

Eminim Mohave Çölü'nden gelirken sıcaktan bunalmışsınızdır.

I bet it was Ricardo.

Eminim bunu Ricardo yaptı.

I bet it was Tom's fault.

Bahse girerim, Tom'un hatasıydı.

I think he said... he bet it was my fault.

Sanırım şöyle dedi... Benim hatam olduğuna bahse girdi.

I'll bet you all thought it was real, didn't you, folks?

Hepiniz bunun gerçek olduğunu sandınız, değil mi?

I'll bet it was the first firm in the history of show business to have two senior partners.

Sanırım gösteri dünyasında iki esas ortağı olan ilk firmayızdır.

I'll bet it was a Horton.

Eminim bir Horton'dır.

I'll bet it was.

Eminim öyledir.

I bet your pa would think it was too good for me.

Eminim, Baban burada kalmama çok sevinmiştir.

- I'll bet it was a tomcat.

- Erkek kedi olduğundan eminim.

- I'll bet it was.

- Eminim öyledir.

I bet that was the first time anyone ever used "Scuttle it" as a prayer.

Bahse girerim, "tekne batsın" diye dua eden ilk insan sizdiniz.

Lately, I would bet it was one in a million.

Son zamanlarda milyonda bir olduğunu sanmıyorum.

I'll bet Clinker was loving it.

Bahse girerim Clinker bundan hoşlanırdı.

I'll bet it was Mrs. Beasley.

Mutlaka Bayan Beasley'dir.

I'd have bet my right arm it was him.

İki gözüm önüme aksın oydu.

I'll bet you had him at it till he was about 12, didn't you?

Bahse girerim 12 yaşına kadar vermişsindir, öyle değil mi?

I made a note of it, or was it to place a bet on the Preakness pool with General Scott?

Bunun, ajandama düştüğüm notla mı, yoksa Scott'un at yarışları için girdiği bahisle mi ilgisi var?

I bet you thought I'd forgotten what day it was.

Bugün günlerden ne olduğunu unuttum sandın herhâlde.

I bet it was you who set up the paper.

Kanun adamı mısın?

I'll bet that was stimulating for him, wasn't it, lad?

Eminim onun için uyarıcı olmuştur, değil mi delikanlı?

I'll bet it was the old man and his sons.

O ihtiyar ve çocuklarının aldığına bahse girerim.

- I bet he was conscious when it happened.

Zavallı herif. Başına gelenin tamamıyla farkındaymış.

During the day, I thought it was different from all others... but to choose that path, wanted to bet me that... and what they wanted was lost.

Bütün gün diğerlerinden farklı olduğunu düşündüm. Kendime bir yol çizmeliyim. Ama kaybetmek istemiyorum.

I'll bet it was right here.

Bahse girerim, o tam buradaydı.

I bet you miss selling'whatever it was. That plastic fruit.

Eminim, her ne haltsa, şu plastik meyveyi satmayı özlüyorsundur.

I'll bet it was that young blaggard Lord Peter.

- O sersem Lord Peter olmalı.

You see, it was bound to happen. I bet you hurt yourself.

Olacağı bu, başına bir musibet geleceği belliydi zaten.

I will bet you a hundred bucks, it was Buddy Repperton.

Yapanın Buddy Repperton olduğuna yüz dolarına bahse girerim.

I'll bet it was the Diaz brothers.

- Diaz kardeşler yaptırmıştır.

I bet you guys thought I was gonna drop it, huh?

Bahse varım bunu düşüreceğimi sandınız, değil mi?

I'll bet you anything it was Mahoney responsible for this.

Bahse girerim bunu yapan Mahoney'di.

I bet you saw it in a store and bought it just because you thought it was beat-up.

Herhalde eski olduğu için ilk dükkandan aldın.

I bet it was ball lightning.

Hayır, baba.