May i see that tradutor Turco
331 parallel translation
May I see that scroll, Sir Joseph?
O parşömeni görebilir miyim, Sir Joseph?
May I see that man?
O adamı görebilir miyim?
May I see that, please?
Şunu görebilir miyim lütfen?
May I see that wrong note in the score, please?
Partisyondaki yanlış notayı görebilir miyim lütfen?
May I see that, Sheriff?
Bakabilir miyim Şerif?
- May I see that?
- Bakabilir miyim?
May I see that?
Şuna bakabilir miyim?
May I see that list, please, Mr. Reid?
Listeyi görebilir miyim Bay Reid?
May I see that, Frank?
Bakabilir miyim, Frank?
That's an interesting camera. May I see that? Oh, yes.
- Çok ilginç bir fotoğraf makinesi.
May I see that?
Bir bakabilirmiyim?
- May I see that letter?
- Mektubu görebilir miyim?
May I see that knife?
Bıçağa bakabilir miyim?
Dear, may I see that?
Tatlım, onu görebilir miyim?
May I see that?
Bakabilir miyim?
- May I see that, please?
- Bakabilir miyim lütfen?
- May I see that? - Wow!
- Bakabilir miyim?
Joong Won. Even though I'm sure you may not remember she said that she stuck around... because she could see the ghost that was haunting you.
Joong Won, sen hatırlamıyor olabilirsin ama hayaletleri gördüğü için sana yapışmıştı.
You see, we've always been joint, as you may say and, uh... well, would it be asking too much, sir john, if a part, i mean, any part that you... ohh.
Bilirsiniz, biz her zaman birlikteydik ve... Ona da bir rol verseniz çok şey mi istemiş olurum, Sir John?
And now before I tell you the full story of our voyage I will ask the gentlemen of the press to come forward so that the audience may see them take the first photographs of Kong and his captors.
Ve şimdi sizlere yolculuğumuzun bütün hikayesini anlatmadan önce değerli basın mensuplarının ön tarafa gelmesini rica ediyorum ki siz seyirciler onları, Kong ve onu yakalayanların ilk resimlerini çekerken görebilesiniz.
That may make you look a little crazy, just sitting around, filling in O's, but I don't see anything wrong,'cause that helps you think.
Orada oturup O'ları doldurmanız sizi çılgınca gösterebilir ama bence yanlış bir şey yok çünkü düşünmenize yardım ediyor.
It may be that in 10 or 20 years from now if we can see the inward change in men by that time I shouldn't be able to defend the engine but would have to agree with George.
Belki 10, 20 yıl sonra insanoğlundaki manevi değişimi görmeye başlayacağız. Ben benzinli motoru savunamayacağım ve George ile aynı fikirde olup, keşke otomobiller keşfedilmeseydi demek zorunda kalacağım.
When you get back to the office, please see that I get a complete domestic report... from every department before noon because I may go to Chicago.
Büroya döndüğünüzde, lütfen öğleden önce tüm departmanların kapsamlı iç raporlarının bana ulaşmasını sağlayın çünkü Chicago'ya gidebilirim.
You see, I believe that there's a meaning to everything that happens, even though it may seem unlikely in our eyes.
Herşeyin bir nedeni olduğuna inanıyorum. Sana, bu olanlar çok kötü gelse bile.
You must have some priceless possessions in that room if you keep them locked up. May i see them sometime?
Kilitlediğine göre bu odada paha biçilmez şeyler olmalı.
I'm not trying to frighten you, but I want you to see that it may be serious.
Sizi korkutmaya çalışmıyorum, ama durumun ciddiyetini kavramanızı istiyorum.
Now you take away my sight... that I may see again more clearly.
Şimdi gözlerimi al ki tekrar, daha iyi görebileyim.
I must hurt you, my love, That all may see.
Senin canını yakmam lazım ki herkes görsün aşkım.
Oh, not that you were a client of his, as you say, you hardly knew him but may I ask what were you going to see him about yesterday morning?
Elbette siz müvekkili değildiniz, ve onu az tanıyordunuz..... peki dün sabah onu ne için görecektiniz?
Well, Brutus, thou art noble, yet I see thy honorable metal may be wrought from that it is disposed.
Evet Brutus, soylu bir insansın sen. Ama görüyorum ki sendeki değerli öz işlenip başka yöne çevrilebilir.
May I stay a little, sir. that I may see better all that is yours?
Size ait tüm bunları daha iyi görebilmek için biraz daha kalabilir miyim efendimiz?
Shine out, fair sun... till I have bought a glass... that I may see my shadow... as I pass.
Sen parlaya dur ki ey muhteşem güneş, ben de aynamı alıp şöyle bir bakayım kendi gölgeme.
Barsine, after I am dead, see to it that my body is carried out and cast into the River Euphrates, so that it may disappear, that men will forever believe that from the gods I came... and to the gods... I returned.
Barsine, ben öldükten sonra cesedim götürülüp, Fırat Irmağı'na atılsın gözden kaybolsun böylece insanlar sonsuza dek, benim tanrılardan gelip yine tanrılara döndüğüme inanacaklar.
Because if I did... that would mean that you were real... that you belonged to me... and that they couldn't take you away from me... whereas now they can send you away... and leave me to wonder if I'll ever see you again... or whether I may wake up... and find I'd dreamed you.
Çünkü takarsam bu senin gerçek olduğun bana ait olduğun ve seni benden ayıramayacakları anlamına gelirdi. Oysa şimdi seni uzaklara gönderip, beni acaba bir daha görebilecek miyim acaba her şey bir düş müydü, diye merak içinde bırakabiliyorlar.
May the unseen forces grant that I see nothing but good.
Görünmez güçler yalnızca iyi şeyler görmemi sağlasın.
May I also say that I'm pleased to see you are not hiding your lovely hair under a hat.
Şunu da belirteyim ki... güzel saçlarınızı şapkayla saklamadığınıza da memnun oldum.
He insisted on talking to you, and I have orders... from Akiva that Ari Ben Canaan may see us any time he wants to.
Karşılıklı konuşmak için ısrar etti. Akiva ve Ari Ben Canaan'dan emir aldım. İstediğin an bizi görebilir.
But this time I see the courage of your gesture, and that I may cause you both to be condemned again.
Ama bu sefer hareketinizde cesaret görüyorum,... ve her ikinizin de yeniden mahkumiyeti neden olabilirim.
I pray that I may never see the desert again.
Çölü tekrar görmemek için dua ediyorum.
Tomorrow, if we live until then, you may see that I speak the truth.
Yarına kadar yaşarsak haklı olduğumu göreceksin.
Before you use that spear, may I explain that what you see is merely an illusión.
Anna, elindekini kullanmadan önce, burada gördüklerinin bir hayal olduğunu sana söylemeliyim.
May I see you home to that penthouse apartment?
Sizi çatı katındaki dairenize bırakabilir miyim?
Mistress Evans will see that I was right about this place... and then she may get a wee glimmer... that I can be right about some other things.
Bayan Evans bu yer hakkında haklı olduğumu anlayacak ve o zaman diğer şeylerle ilgili konularda da haklı olabileceğimi anlayacak.
May the light that I couldn't see anymore, and which once was mine, illuminate me now for the last time.
Bir zamanlar görüp de artık göremez olduğum ışık beni son bir kez aydınlatsın.
This may be the last time that I will ever see Svardia.
Svardia'yı son görüşüm olabilir.
You see, I'm trying to bring two families together... and this is the first sign that I may be succeeding.
İki aileyi birleştirmeye çalışıyorum. Bu da başarımın ilk işareti olabilir.
I remind you that you may defend yourselves as you see fit.
Kendinizi, gördüğünüz en uygun şekilde savunabileceğinizi hatırlatırım.
I may see a dead person that I'd never met, or something that had never happened to me.
Hiç karşılaşmadığım ölü bir insan veya başıma hiç gelmemiş bir olay.
That I may see The glory around me
Saf ve güzel seyirlere Bırak görebileyim Etrafımı saran haşmeti
That I may see The glory around me
Saf ve iyi görülere
Then I may make a short visit at the cemetery to see to that we get a nice grave arragement for Mario.
Sonra Mario için güzel bir mezar ayarlamak için mezarlığa kısa bir ziyarette bulunacağım.
may i come in 435
may i help you 738
may i take your order 44
may i 1883
may i be excused 50
may i go 47
may i sit down 84
may i sit here 16
may i ask your name 24
may i speak to you for a moment 23
may i help you 738
may i take your order 44
may i 1883
may i be excused 50
may i go 47
may i sit down 84
may i sit here 16
may i ask your name 24
may i speak to you for a moment 23
may i present 30
may i ask you something 69
may i join you 87
may i ask 288
may i ask you a question 99
may i have this dance 92
may i sit 44
may i speak 30
may i ask a question 35
may i see 41
may i ask you something 69
may i join you 87
may i ask 288
may i ask you a question 99
may i have this dance 92
may i sit 44
may i speak 30
may i ask a question 35
may i see 41