May i see them tradutor Turco
72 parallel translation
- May I see them, please?
- Onları görebilir miyim lütfen?
You must have some priceless possessions in that room if you keep them locked up. May i see them sometime?
Kilitlediğine göre bu odada paha biçilmez şeyler olmalı.
May I see them, please?
Bakabilir miyim?
You brought your references, I presume. May I see them?
Referanslarınız yanınızda mı?
- May I see them?
- Görebilir miyim?
May I see them?
Görebilir miyim?
May I see them?
Bakabilir miyim?
May I see them?
Onları görebilir miyim?
May I see them?
- Doğru ya. Görebilir miyim?
May I see them?
- Görebilir miyim?
All right, may I see them, please?
Tamam, görebilir miyim onları lütfen?
May I see them, please?
Görebilir miyiz, lütfen.?
- May I see them, please?
- Bakabilir miyim, lütfen?
May I see them, please?
Görebilirmiyim lütfen?
May... may I see them?
- Görebilir miyim?
You may not know what it's like since you can't hear them or see them but I'm so terrified.
Onları görüp duyamadığın için bilmiyorsun ama beni çok korkutuyorlar.
And now before I tell you the full story of our voyage I will ask the gentlemen of the press to come forward so that the audience may see them take the first photographs of Kong and his captors.
Ve şimdi sizlere yolculuğumuzun bütün hikayesini anlatmadan önce değerli basın mensuplarının ön tarafa gelmesini rica ediyorum ki siz seyirciler onları, Kong ve onu yakalayanların ilk resimlerini çekerken görebilesiniz.
- I'd like to see them myself, if I may.
- Ben de onları görmek isterdim.
Now, what would you think they gonna do, invite them for supper? May I see a moment? Please.
Ne yapacaklarını sanıyorsun onları yemeğe cağır bir dakika görebilirmiyim
May I? . I want them all to see it.
İzin verirsen karttaki adresi herkes için buraya aynen yazıyorum. it.
You see, if I lose them, I may never be able to get back.
Eğer onları kaybedersem, bir daha geri dönemeyebilirim.
I shall release them so you may see them hover and fly about me.
Onları serbest bırakacağım ve havada uçtuklarını göreceksiniz.
I'm always glad to see them even though they may not remember me.
Onların beni hatırlayamadıklarını görmekten hep çok gurur duymuşumdur.
If I see you buttlin'for somebody else, I may kill them.
Başkalarına uşaklık edersen, onları öldürürüm.
Father, you have given them to me... and I want them to be with me where I am... so that they may see my glory, the glory you gave me... for you loved me before the world was made.
Baba, bana onları verdin.. ... ve olduğum yerde de benimle olmalarını istiyorum böylece bana verdiğin güzelliği görebilirler dünya olmadan önce sevdiğin gibi.
You may buy a string of ancestors to hang upon your walls, but I see you have not bought the breeding that goes with them.
Duvarlara resimler asabilirsin ama onlarla birlikte asaleti satın alamadın.
I'd like to see them, if I may.
Sakıncası yoksa görmek istiyorum.
- Sort of. - I thought it would be hard to introduce them to someone I may never see again.
Onları bir daha belki de hiç göremeyeceğim biriyle tanıştırmak zor olurdu.
They may not be happy about it, but I don't see them killing anyone.
Mutlu olmayabilirler ama birini öldürebileceklerini sanmıyorum.
May I see the patient tiles to get to know them?
Hastaları tanımak için dosyalarını görebilir miyim?
Still, I'll see to it that pillows and blankets are available for those who may require them.
İsteyenler için battaniye ve yastıkları hazır bir şekilde tutuyorum.
And the files concerning the revolution in Ramat... I may be permitted to see them?
Peki Ramat'taki devrimle ilgili dosyaları görmeme izin var mı acaba?
To be locked up for 21 days away from my girls not knowing if I was gonna get out to see them again, 21 days in a cage... I may not have all your schooling, but it seems pretty different to me.
21 gün hapiste kalmak, kızlarımdan ayrı, dışarı çıkıp onları tekrar göreceğimi bilemeden, kafeste 21 gün sizin gibi eğitimli olmayabilirim, ama benim için bu oldukça farklıydı.
I CAN ONLY SEE THEM THE WAY THAT THEY DI, WHICH MEANS THAT HE MAY NOT LOOK HOW YOU REMEMBER HIM.
Onları sadece öldükleri andaki gibi görüyorum yani sizin hatırladığınız gibi olmayabilir.
Maybe by putting them in the trial may see the face of the man who killed his son. Because I am paying for what we did.
Mahkemede çocuklarını öldüren adama baktıklarında yaptıklarımızın cezasını çekmiş olurduk belki.
It may be complete, but nothing is where it should be and I still can't see them.
Belki tamamlandı ama nerede olduklarını bilemeden onları yine göremem.
I would be honest with your family,'cause you may not see them for a while.
Yerinde olsam, aileme karşı dürüst olurdum çünkü bir süre görüşemeyebilirsiniz.
I want to see them rescued as much as anyone, but we have to consider the possibility that they may already be dead.
Ben de kerkes kadar onların kurtarılmasını istiyorum,... ama ölmüş olabileceklerini de göz önünde bulundurmalıyız.
Good question, Bradley, you see, I prefer to meet potential clients in a more, um, informal manner before taking them on, and may I say, Dr. Magnus, that thanks to my resources,
Güzel soru, Bradley, gördüğün gibi, potansiyel müşterilerimi... yanıma almadan önce onlarla... gayri resmi şekilde tanışırım. ve Dr. Magnus, kaynaklarım sağ olsun ki, finansal geleceğiniz uzun bir süre gayet sağlıklı olacak.
You may find nothing in those bills... but I can see your reflection in them.
Bu banknotlara bakınca hiç bir şey görmeyebilirsin ama ben bakınca bir görüntü görebiliyorum.
I didn't see them. May I sit down?
Onları hiç görmedim.Oturabilir miyim?
I began to see that this may be a way to give them a new life.
Böylece onlara yeni bir hayat vermenin yolu budur diye düşündüm.
The way I see it, we may never understand them.
Buradan bakınca onları asla anlayamayız.
I may never see them again.
Onları bir daha görmeyebilirim.
Two tickets for the Third World, please, first-class. May the Wilsons rot in hell! I am glad I will never see them again.
Dünya ülkelerine Wilsonlar cehennemin dibinde yansın... Allah'a şükür onları bir daha görmeyeceğim.
Come out with your hands where I can see them, you still may walk away from this.
Ellerini görebileceğim şekilde ortaya çık bu işten kurtulabilirsin.
The bodies of those who disrespected my wife and my office here... that I may see them, and soon.
Eşime ve makamıma saygısızlık yapanların... cesetlerini göreceğim, ve yakında.
I think it best we meet them in journey, away from anyone who may see this fool play as valiant.
Bu kafasızı, cesuru oynarken görebilecek bütün gözlerden uzakta... -... yolculuk halindeyken yakalasak en iyisi olur bence.
I will see that the letters are drafted in haste, so I may release them.
Serbest bırakılmaları için evrakların acilen hazırlanmalarını sağlarım.
Well, they may not see me as the evil queen anymore, but I need to prove to them I can be more.
Beni artık Kötü Kraliçe olarak görmüyor olabilirler ama bundan daha fazla olabileceğimi onlara kanıtlamalıyım.
- And, if I may... never let them see the real Elizabeth Windsor.
- Ayrıca... Gerçek Elizabeth Windsor'ı görmelerine asla izin vermeyin.
may i come in 435
may i help you 738
may i take your order 44
may i 1883
may i be excused 50
may i sit down 84
may i go 47
may i sit here 16
may i ask your name 24
may i present 30
may i help you 738
may i take your order 44
may i 1883
may i be excused 50
may i sit down 84
may i go 47
may i sit here 16
may i ask your name 24
may i present 30
may i ask you something 69
may i ask 288
may i speak to you for a moment 23
may i join you 87
may i ask you a question 99
may i have this dance 92
may i speak 30
may i ask a question 35
may i sit 44
may i see 41
may i ask 288
may i speak to you for a moment 23
may i join you 87
may i ask you a question 99
may i have this dance 92
may i speak 30
may i ask a question 35
may i sit 44
may i see 41