The safe tradutor Turco
13,142 parallel translation
Three, the safe return of our leader, Yusuf Al Ahmadi, from his unjust imprisonment.
Üç, adalete aykırı olarak hapsedilmiş liderimiz Yusuf Al Ahmadi'nin sağ salim iade edilmesi.
He and I share the same goal, which is the safe return of the Millers.
O da ben de aynı amacı paylaşıyoruz. Millerların sağ salim iadesi.
I wasn't able to put my gun back in the safe, because you brought the kids over earlier than we discussed.
Silahı kasaya koyacak vaktim olmadı çünkü çocukları eve konuştuğumuzdan daha erken getirdin.
I figured it out when I got to the safe house.
Güvenli eve ulaştığımda anladım.
We got to the safe zone a few hours ago.
Birkaç saat önce güvenli bölgeye geldik.
Once we had the website, we had geography, specifically, the safe house you were keeping him in.
Site elimize geçince coğrafyayı da çözdük, yani onu tuttuğunuz evi bulduk.
Is that why you're hanging out with the angriest bitch from the safe house?
Güvenli evdeki en kızgın sürtükle takılmanın nedeni bu mu?
You think the safe house in Hoboken's gonna be better?
Hoboken'daki güvenli evin daha iyi olacağını mı düşünüyorsun?
The only thing keeping the rest of us safe is if we ensure that the virus stays within the boundaries of the cordon.
Geri kalanların güvende tutacak tek şey virüsün güvenlik kordonunun diğer tarafında kalmasını sağlamak.
Did he remind you that if you'd just moved in with him yesterday like you were supposed to, you'd be safe on the outside with your man right now?
Yapman gerektiği gibi dün onun yanına taşınmış olsaydın diğer tarafta kocanla güvende olacağını da hatırlattı mı?
I believe that it's my duty to hold the line of the cordon, to keep the people safe.
Kordonun güvenliğini sağlamanın, ve içerideki insanları korumanın işim olduğunu biliyorum.
Maintain a safe distance from the perimeter.
Çitlere olan mesafenizi koruyun.
All persons, maintain safe distance from the perimeter.
Herkes çitlere olan mesafesini korusun.
One day you have a home at foreclosure. The next, you fall into the Cordon, and suddenly your house is safe.
Bir gün bakıyorsun evin icraya çıkmış, ertesi gün kordonun içine düşüveriyorsun ve ev birden icradan çıkıveriyor.
Being here may feel safe to you, but nowhere in the Cordon is safe.
Bu evde olmak sana güvenli geliyor olabilir, ama kordonun içinde hiçbir yer güvenli değil.
Unless you plan on throwing that safe out the window, the only way you're going to open it is to figure out the combination.
Eğer kasayı pencereden atamayı düşünmüyorsan, kapağı açman için şifreyi bulman gerekiyor.
If he's safe there's still hope for everyone in the Cordon, but... for the next 48 hours he's not safe.
Eğer güvende olursa kordonun içindeki insanların da bir şansı olur. Ama önümüzdeki 48 saat boyunca o güvende değil.
You had access to the documents in his safe.
Dosyalara erişim sağladınız kasasındaki.
And yet, he has the means to keep England safe.
Yine de, İngiltere'nin güveni onun ellerinde.
Take the king, hide him somewhere in the city until I tell you it is safe to return.
Kralı al geri dönmek için güvenli olduğunu söyleyene kadar şehirde bir yere sakla.
- He wasn't safe the moment the king died.
- Kralın öldüğü an güvende değildi.
It's the only place I feel safe.
Güvende hissettiğim tek yer burası.
Conner : And what better place than here, where we felt safe and our passions were re-ignited in the first place?
Ve burdan, kendimizi güvenli hissettiğimiz tutkularımızı serbest bıraktığımız bu yerden daha iyi neresi olabilir?
Barry's not the only person here I'm keeping safe.
Korumaya çalıştığım tek kişi Barry değil. Barry'nin ikizini bulduk.
And we do whatever we have to to keep the ones we care about safe.
Sevdiğimiz insanları güvende tutmak için ne gerekiyorsa yapacağız.
How can the man who makes me feel so safe - be the one who hurt me?
Nasıl olur da beni her zaman güvende hissettiren adam bana zarar verebilir?
I had the legitimate concern it wasn't safe or it was booby-trapped and it was then I saw the golf tee in the envelope.
Güvenli olmadığına veya bubi tuzağı barındırdığına dair geçerli bir endişem vardı. Zarfın içindeki golf çubuğunu ondan sonra gördüm.
I remained in the vicinity of the firearm until an officer arrived to make it safe.
Bir memur gelip emniyetli hâle getirene kadar silahın olduğu yerde kaldım.
If that was me... I'd take the opportunity to recce a safe spot, and then hide the list - or a backup copy - that night, under the cover of darkness.
Ben olsaydım güvenli bir nokta arar ve sonra listeyi saklardım ya da o gece, karanlık bastığında, bir kopyasını alırdım.
If it helps to keep the town safe, I can sure as hell try.
Kasabadaki güveni sağlayacaksa denerim.
I'm the one who gets beaten, I'm fighting to keep all of us safe, and all you people do is whine about Wes!
- Konu hep Wes! Dayak yiyen, güvende olalım diye çabalayan benim ama tek yaptığınız Wes için mızmızlanmak!
It's not that most of them are incapable it's just not particularly safe for them to be on the road.
Çoğunun aciz olmadığı değil mi... Yolda kalmaları sadece onlar için özellikle güvenli değil.
This city deserves safe streets, and Andrew Dixon is committed to supporting the hardworking police officers that keep our neighborhoods secure.
Bu şehir emniyetli sokakları hak ediyor, ve Andrew Dixon mahalleri çok çalışan polis memurları ile korumayı taahhüt ediyor.
The squadron stopped at a city building that seemed safe.
Ekip güvenli gibi duran bir binada konuşlandı.
The bariyachi has declared Kokachin safe for travel.
Ebe, Kokachin'in seyahate cikmasini güvenli buldu.
Our topic tonight with Retro Girl gone, with Olympia gone, concerns are running high that the streets of this city are no longer safe.
Bu kaşamki konumuz Retro Girl ve Olympia'nın yokluğunda şehrin sokaklarının artık güvenli olmaması konusundaki endişelerin tavan yapması.
I have devoted my entire career, not to mention my current platform, to keeping America safe, and we are still behind in the polls because of me.
Tüm kariyerimi ve şu anki pozisyonumu Amerika'yı güvende tutmak için... harcadım ama oylarda benim yüzümden gerideyiz hala.
The passengers are safe.
Yolcular güvende.
Keep a safe distance from the house.
Eve güvenli mesafede durun.
Once the meeting is set, the CIA will move their asset to a safe house.
Buluşma ayarlanınca, CIA tuttuğu kişiyi güvenli eve götürecektir.
Two CIA operatives are escorting the asset to a safe house as we speak.
İki CIA ajanı esiri şu anda güvenli eve götürüyorlar.
Apparently the government's setting up safe zones...
Görünüşe bakılırsa devlet güvenli bölgeler kuruyormuş.
Residents are encouraged to take shelter in the nearest protected city or government safe zone.
Sakinlere en yakın sığınaklara gitmesi ya da hükümet güvenlik bölgelerine sığınması önerildi.
I know you're scared, ever since the night in Greer's tavern, when you were in the same room with the killer, but you're safe now.
Greer'in tavernasında katille aynı odada olduğun geceden beri korktuğunu biliyorum ama artık güvendesin.
He will because he was kidnapped by one of the hitmen and held against his will in a safe house.
Çökertecek çünkü tetikçilerden biri tarafından kaçırıldı ve iradesi dışında esir tutuluyor.
- We found Gabriel on the floor of his safe house, feverish, having trouble breathing.
- Gabriel'i güvenli evinde yerde bulduk ateşi var gibiydi, nefes almakta zorlanıyordu.
Well, safe enough to open the door.
Kapıyı açacak kadar rahatmış.
I took measures to keep Agent Keen safe to ride out the storm.
Ajan Keen'i yaklaşan fırtınanın dışında tutmak için önlemler almıştım.
Have Jingim lead the way, and I will provide a safe path.
Komutayı Jingim'e verin, ben de yolu güvenli kılayım.
By the time I got there, she was already safe and passed out cold, and the scarf tourniquet was on her leg.
Oraya geldiğim zaman, çoktan güvende ve soğukta kendinde geçmiş bir haldeydi ve o şal bacağına turnike yapılmıştı.
It's the number two safe house in the city. What?
- O şehirdeki iki numaralı güvenli evdi.
safe 703
safety 90
safely 31
safe flight 17
safer 57
safe travels 68
safety first 90
safe journey 62
safe trip 28
safe and sound 145
safety 90
safely 31
safe flight 17
safer 57
safe travels 68
safety first 90
safe journey 62
safe trip 28
safe and sound 145
safety in numbers 20
safe place 18
safe house 23
safe home 16
safe from what 26
the simpsons 168
the sun 236
the sun is shining 35
the show must go on 78
the s 152
safe place 18
safe house 23
safe home 16
safe from what 26
the simpsons 168
the sun 236
the sun is shining 35
the show must go on 78
the s 152
the same goes for you 21
the sky's the limit 40
the storm 50
the spectator 98
the same to you 32
the sun is out 17
the sound 24
the same as you 50
the sex 65
the same one 32
the sky's the limit 40
the storm 50
the spectator 98
the same to you 32
the sun is out 17
the sound 24
the same as you 50
the sex 65
the same one 32