You like those tradutor Turco
3,347 parallel translation
Ma'am, do you like those pearls not choking you?
Hanfendi, o incilerin sizi boğmamasından memnun musunuz?
Oh, so you like those kinds of things.
Yaa, demek hoşuna gidiyor öyle şeyler.
Looks like those antibiotics you gave me are losing the battle.
Bana verdiğin antibiyotikler savaşlarını kaybediyor gibi.
You're just like those old people before Sibyl was created.
Sibyl yaratılmadan önce yaşamış insanlar gibi konuşuyorsun.
Do you want me to get those little boxes of Froot Loops you like?
Hani o sevdiğin küçük kutulu meyveli gevrekten de alayım mı? Hayır!
You look like Hillary Clinton with those calves.
Bu paçalarla Hillary Clinton'a benziyorsun.
A bouncy castle is not like when you see a stunt man jump off a building into one of those huge air bags.
Şişme şato bir dublörün o büyük hava yastıklarından... birine atladığını gördüğünüz gibi değil.
From the day you got here, you have been a breath of fresh air, always coming up with new ideas, like those cute new uniforms, scheduling online.
Buraya geldiğinden beri, bize temiz hava aldırdın, her zaman yeni fikirler sundun, şirin üniformalar, internet üzerinden randevu gibi.
But you guys weren't embarrassed to be, like, 50 and walk-running around those bases?
ama siz 50 yaşında hala kalelerin etrafında koşmaktan utanmıyorsunuz?
- All right, but you know those guys are, like,
Tamam, fakat biliyor musun o adamlar,
It's just harmless fun, like all those women you were with when we were married.
Sadece zararsız bir eğlence aynı biz evliyken senin birlikte olduğun bütün o kadınlar gibi.
You know, I mean, I am whoring myself out as an expert witness, but I don't want to look like one of those hookers this whackjob killed.
Yani, kendimi uzman bir şahit olarak, fahişe gibi gösteriyorum ama bu aptal-iş tarafından öldürülmüş o fahişelerden biri gibi gözükmek istemiyorum.
It's not one of those things you can fix like you fix your bow tie.
Papyonunu düzelttiğin gibi düzeltebileceğin bir şey değil bu.
And I don't want to be like all of those other long-distance relationships, that, you know, hang in there for a few months, and then... break up when someone eventually cheats or things get weird.
Birbirimizden uzakta olduğumuz için birkaç ay dayandığımız ve sonunda birinin diğerini aldattığı ya da aramız garipleştiği için ayrıldığımız diğer ilişkiler gibi bir ilişkimiz olsun istemiyorum.
This is probably all part of some elaborate initiation ritual, you know like in those posh, private schools where they toast crumpets and eat each other's shit.
Bu büyük ihtimalle hoş geldin geleneği gibi bir şeydir. Hani özel okuldaki piçler, yeni gelenlerin götlerini kızartıp, birbirine boklarını yedirirler ya.
Oh, you sure do like those new jeans.
Şu yeni pantolonunu çok sevmiş olmalısın.
Okay, I've got some magazines and those boring word jumbles you like to do.
Pekala, sana birkaç dergi ve şu çözmeyi sevdiğin sıkıcı bulmacalardan getirdim.
You're like those Israeli kids I went to camp with that had to shave every day before flag.
Bayrak çekilmeden önce her gün traş olması gereken İsrailli çocuklar gibisin.
Those of you who like a good mystery, please unleash your inner Agatha Christie,'cause this one's a real humdinger.
İyi gizemlerden hoşlanıyorsanız içinizdeki Agatha Christie'leri salıverin çünkü bu dava tam anlamıyla mükemmel.
First of all, ma'am, I must ask you, uh, how are you keeping those leaves on there like that?
Öncelikli olarak, efendim, o yaprakları orada nasıl tuttuğunuzu sormak zorundayım.
Well, maybe I'd do better if I had one of those little desks like you got.
Tamam, belki de senin olduğu gibi küçük sıralardan olsaydı daha iyi olurdu.
You're like one of those drug-sniffing dogs.
Uyuşturucu koklayan köpeklerden biri gibisin.
Yeah, but he's a lawyer, and you know what those guys are like.
Ya, fakat o bir avukat, ve bilirsiniz, o adamlar gibi işte.
Looks like you get to use those self-defense classes after all.
Görünüşe göre kendini koruman gerecek.
How about, "hey, I like you, too, so take me back to your place and let's rotate those tires."
"Hey bende senden hoşlanıyorum, sana gidelim o tekerlekleri döndürelim." e ne dersin? Riley!
You Chinese are like those men on stage.
Siz Çinliler sahnedeki bu adamlar gibisiniz.
Because even as I said those words, they did not feel like a real thing. Really? Hey, look, wherever you end up, can I have the dubious honor of buying you your first lap dance?
Nerede karar kılırsan kıl, ilk kucak dansını ısmarlama onursuzluğunu bana bahşeder misin?
What I want from you, Those are just such things like this.
Senden istediğim şey sadece böyle şeyler.
Kind of like you, kissing all those frogs before you met me.
Bu senin beni bulmadan önce tüm o kurbağaları öpmen gibi.
Look, Max, I know you feel like we had a connection yesterday, but you were just still in a lot of pain from your breakup with Lynette, and you're transferring those feelings
Bak, Max, biliyorum dün aramızda bir şeylerin olduğunu düşündün, ama Lynette'ten yeni ayrılmıştın, ve ona karşı olan hislerini bana yönlendirdin.
Yeah, you look like drew Barrymore in one of those movies I hate.
Nefret ettiğim filmlerdeki Drew Barrymore gibi olmuşsun.
You'll be frozen, like all those in this corner of the land.
Donmuş olacaksın tıpkı bu topraklarda yaşayan diğerleri gibi.
I'd like to thank Hal Rimbeau, the secret service agent who took a bullet last night but continues to stand watch over my family. I would also like to thank those of you who have put my husband in your prayers.
Dün gece yaralanmasına rağmen ailemi korumaya devam eden gizli servis ajanı Hal Rimbeau'ya ve kocamdan dualarını esirgemeyen sizlere teşekkür etmek istiyorum.
All right, well, those sound like symptoms from the progesterone shot I gave you yesterday.
Galiba bunlar dün yaptığım progesteron iğnesinin yan etkileri.
You are like one of those super villains, making nature do what you want it to do.
Filmlerdeki kötü karakterler gibisin yaptıkların doğal bir şeymiş gibi davranıyorsun.
Well, you look like one of those birds from that Juan Valdez oil spill.
Juan Valdez petrol sızıntısındaki kuşlara benzemişsin.
You know what I like to do when I'm forced to speak with those beneath my intellectual station?
Ben kendimden düşük zekada olan insanlarla konuşmaya zorlandığımda ne yaparım söyleyeyim mi?
I'd like for those feelings to explode on you.
O duyguların senin üzerine patlamasını isterdim.
Uh, yeah, she really doesn't like those either. - Oh, you don't say.
Ah, onlar da gerçekten hoşuna gitmez.
You know I saw a scary movie, where there were people like us, stuck in a house turns out those people had something in common
Korku filmleri içinde bizim gibi bir evde kapana kısılmış insanların olduğu bir film var. Ama film ilerledikçe, o insanların birkaç ortak noktaları ortaya çıkar.
I'm the kind of person, I want to see those responsible brought to justice, but, you, you're the kind of person, if you had any information on someone like that, you'd keep it to yourself.
Ben olayın sorumlularını adalete teslim etmeye çalışan bir adamım ama sen, sen ise elinde önemli bir bilgi olsa daha kendine saklamaya çalışan bir adamsın.
Looks like you'll make those reservations, Scuba.
Galiba rezervasyon yapacaksın Scuba.
You two realize those sunglasses make you look like assholes.
O gözlükler sizi dangalak gibi gösteriyor, farkında mısınız?
Not those men like you see with shorts, and little purses around their waists.
Şu gördüğün altında şort, belinde çantayla gezenler hariç tabii.
So, dude. Don't tell Jeff or any of those guys, but... I just wanted to say that... if I did like guys... you'd totally be the kind of guy that I'd like.
Oğlum Jeff veya arkadaşlarına söyleme ama eğer erkeklerden hoşlansaydım sen kesinlikle hoşlandığım tip olurdun.
Chuck, I'd like to thank you again - for those lovely flowers.
Chuck, o güzel çiçekler için tekrar teşekkür ederim.
Like, one of those little vials you could wear around your neck.
Evet, mesela bir kolye gibi
All those girls in high school you fishhooked, they didn't like it.
Lisedeki kızlarda sevmezdi
I find it tends to cleanse my conscience, like a Catholic, you know, saying those Hail Marys.
Bu şekilde davranıp, vicdanımı temizliyorum.
You look like one of those... freaky vampire LARPers.
Sen şu kaçık... Vampir rol oyuncularına benziyorsun.
I have spent a lot of years here with you and I would like to believe that through all those years we have built a community of love and faith.
Sizinle burada beraber birçok yıl geçirdik ve inanıyorum ki, geçirdiğimiz bunca yıl boyunca sevgi ve inançtan oluşan bir birlik kurduk.
you like it rough 18
you like that one 27
you like it here 38
you like me 141
you like baseball 16
you like it 795
you liked it 124
you like this 96
you like them 63
you like music 30
you like that one 27
you like it here 38
you like me 141
you like baseball 16
you like it 795
you liked it 124
you like this 96
you like them 63
you like music 30
you like him 175
you like what you see 23
you like' em 17
you liked that 20
you like 225
you like that 642
you like her 166
you liked her 18
you liked him 30
those eyes 49
you like what you see 23
you like' em 17
you liked that 20
you like 225
you like that 642
you like her 166
you liked her 18
you liked him 30
those eyes 49
those 395
those are nice 21
those were good times 17
those are 90
those are beautiful 26
those lips 16
those were the days 74
those two 110
those girls 42
those days are gone 24
those are nice 21
those were good times 17
those are 90
those are beautiful 26
those lips 16
those were the days 74
those two 110
those girls 42
those days are gone 24