You trust her tradutor Turco
1,383 parallel translation
You trust her?
Ona güveniyor musun?
She asks that you trust her for a while longer.
Kendisine bir süre daha güvenmenizi istiyor.
Do you trust her?
Ona güveniyor musun?
By the way, I think it's hilarious that you trust her again.
Bu arada ona tekrar güveniyor olman çok komik.
- Don't you trust her?
- Ona güvenmiyor musunuz?
How can you trust her?
Ona nasıl güvenebilirsin?
Is that why you trust her?
Bu yüzden mi ona güveniyorsun?
Why do you trust her so much?
Ona neden bu kadar güveniyorsun?
You can always trust your own.
Kendine her zaman güvenmelisin.
She'll kill you. Trust me, I know her profile.
- Seni öldürecek, inan bana onu tanıyorum.
All we can do is hope that your wife is worthy of the unconditional trust you place in her, Captain.
Karınıza olan kayıtsız, şartsız güveninize değdiğini ümit etmekten başka bir şey elimizden gelmez, Yüzbaşı.
Lana. Above anything else, I trust you.
Lana, her şeyin ötesinde, ben, sana güveniyorum.
But if you're asking, did he ever really trust her again? I don't think so.
Ama tekrar ona güvenir mi diye soracak olursan Hiç sanmıyorum.
But you have to trust her, because it's when she's the craziest that she's most right.
Ama sen, ona güvenmek zorunda O. zaman çünkü o çoğu bu doğru çılgın.
You can't trust her.
Ona güvenemezsin.
I trust you'll give her your full attention, as Honor Points are in effect.
Dikkatinizi ona vereceğinize güveniyorum çünkü bu notlarınızı da etkileyecek.
No matter what, you must trust the police!
Her ne olursa olsun, polise güvenmelisin!
Yeah, but after she ratted me out I can't make myself trust her, you know.
Ama sırrımı herkese anlattığından beri ona güvenemiyorum.
Trust me, you don't want her cutting you right now.
Bana güven. Şu anda seni onun kesmesini istemezsin.
You mean you don't trust her.
Yani ona güvenmiyorsun.
How can you even trust her?
- Ona nasıl güvenirsin?
Yeah, when you took away the scrubs, you took away the trust, and without trust, everything falls apart.
Önlükleri alınca, güveni de aldınız ve güven olmayınca her şey dağılır.
- Look I know Lana's your friend and you don't wanna think of her as a two-timing backstabber but, you know, maybe she had something she couldn't trust you with.
Bak, Lana'nın senin arkadaşın olduğunu biliyorum ve onun ikili oynayan, sırttan bıçaklayan biri olduğunu düşünmek istemiyorsun, ama belki de sana güvenemeyeceği bir sırrı vardı.
Chloe, I know that you confide everything in him but I need you to trust me.
Chloe, ona her konuda güvendiğini biliyorum, ama bana güvenmen gerek.
- Just trust her. - You're the one who's always telling me we can't trust anybody.
- Bana sürekli "kimseye güvenemeyiz" diyen sendin.
You may trust everything Cardinal Wolsey says.
Kardinal Wolsey'in söylediği her şeye güvenebilirsiniz.
You must always trust in me.
Bana her zaman güvenebilirsin.
Trust me, you play your cards right, by 4 : 00 you'll be sitting on her face like a bidet.
Güven bana, kartlarını doğru oynarsan, saat 4 gibi klozette olurur gibi onun yüzünde oturuyor olacaksın.
And no matter what I do... you're always gonna look for reasons not to trust me.
Ve ben ne yaparsam yapayim her zaman bana güvenmemek için bir neden bulacaksin.
Well, it sounds to me like you gave her an ultimatum, and, trust me, there is no quicker way to paralyze a girl.
Bana, Peyton'a bir ültimatom vermişsin gibi geldi ve bana inan... bir kızı daha hızlı felç etmenin başka yolu yoktur.
You come back every day for a couple weeks. Slowly, eventually you build her trust.
Bir kaç hafta boyunca her gün gelip yavaşça güvenini mi kazanacaksın?
You gotta trust me. She's not gonna know what hit her.
Bana güven, kendisine neyin çarptığını bile anlamayacak.
You can trust her, Hawkins.
Ona güvenebilirsin.
You don't have to trust her.
Ona güvenmeniz gerekmiyor.
You have to trust him. It's on both of you.
Her ikiniz içinde ne kadar zor olsada, babana güvenmek zorundasın.
But I will hold it in trust for her security, just in case I should ever fail her as badly as you expect me to.
Ama bunu, benden beklediğiniz gibi, onu hayal kırıklığına uğratırım diye onun güvenliği için her ihtimale karşı saklayacağım.
Maybe you've always wanted to make Jake angry, because... because you don't trust his tenderness... and because there's something... deep inside you that wants to be punished.
Belki de her zaman Jake'i kızdırmak istedin çünkü çünkü onun şefkatine güvenmiyordun çünkü içinde cezalandırılmak istenen bir şeyler var.
Things will be okay You can trust me.
Her şey yoluna girecek. Bana güvenebilirsin.
So, you will trust my diagnosis, and you'll let me treat her, because in this Temple, I am Dr. Yahweh.
Öyleyse koyduğum tanıya güveneceksin ve onu tedavi etmeem izin vereceksin. Çünkü bu mabette, ben Dr. Yehova'yım.
Amanda- - you can trust her with your secrets and not me,
Amanda- - Sırların konusunda güvenebildiğin kişi ben değilim, o.
You can't trust her, matt.
Ona güvenemezsin, Matt.
So if I told her that letting us study is symbolic of her trust in me, and that I'd like to continue to build that trust, maybe in time I can earn the honor of having a date with you.
Yani çalışmamız için izin istemem sembolik olarak bana güveni ve bu güveni geliştirmeye devam edersem ileride senle buluşma şerefini elde ederim.
But you've got to tell her that she can trust me.
Fakat ona, bana güvenebileceğini söylemelisin.
Good idea, but how can we trust her lt will be better if you don`t trust me at all
Güzel fikir, ama biz, ona nasıl güvenebiliriz daha iyi mi olacak, eğer sen, herhangi bir şekilde bana güvenmezsen
Or is knowing what's truly in her heart Enough to know you can trust her?
Yada sadece kalbindekini bilmek ona güvenmene yeter mi?
If chloe trusted you as much you seem to trust her, She wouldn't get hurt.
Eğer Chole sana, senin ona güvendiğin kadar güveniyorsa incinmeyecektir.
Trust me, it'll be like Judith is watching every move you make tonight.
Güven bana, Judith bu gece yaptığın her hareketi izliyor olacak.
Now, Lucas and Nathan, they good people, man, but you gotta trust us. And you gotta know that we gonna do whatever it takes to get you where you wanna be.
Şimdi, Lucas ve Nathan gerçekten çok iyi insanlar, adamım, ama bize güvenmek zorundasın ulaşmak istediğin yere varman için elimizden gelen her şeyi yapacağımızı bilmen lazım.
So trust me When I tell you I got my ass kicked Every day.
Her gün canımı okuyorlardı, bana inan.
( chuckles ) If I don't trust a yes-man, what do you think I feel about a man who answers both yes and no to the same question?
Eğer her şeye evet diyen bi arada güvenmiyorsam, sence aynı soruya hem evet hem de hayır diyen bir adam hakkında ne hissederim?
- You really think we can trust her?
- Ona güvenebilir miyiz?
you trust me 141
you trusted me 35
you trust him 67
trust her 19
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
you trusted me 35
you trust him 67
trust her 19
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
herself 49
hercules 220
hershey 18
hertz 45
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
hercules 220
hershey 18
hertz 45
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39