Я верю ему tradutor Turco

Я верю ему, все в порядке.

Öyle olmadığını kanıtlayacağım.

Я верю ему.

Buna inanıyorum.

Я верю ему!

Güzel söylüyorsunuz ama ben inanıyorum ona.

Я верю ему!

Ondan şüphe etmiyorum.

Он говорит, что будем их делить, и я верю ему.

Bölüşeceğimizi söylemişti. Ona güvenmiştim.

Я верю ему.

Ona güveniyorum.

Я верю ему, и поэтому хочу, чтобы это прекратилось прямо сейчас!

Ama şimdi ona inandığım için, bu işin bitmesini istiyorum!

Он сказал, что ничего им не сказал, и я верю ему.

Onlara hiçbir şey söylemediğini söyledi, ben de inandım. - Onu görmeliyim.

Я верю ему.

Ona kesinlikle güveniyorum.

Я ему не очень верю, но... я верю ему больше, чем Дукату.

Ona tam olarak güvenmiyorum ama... Dukat'tan daha fazla güveniyorum.

Я верю ему. Заставь его выпустить меня отсюда!

O yüzden beni çıkarmalısın!

Он верит в то, что сделал то, что должен был, чтобы спасти ее. Он не верит в то, что я верю ему.

Onun hayatını kurtarmak için yapması gerektiğini düşündüğü şeyi yaptığına inanıyorum.

Я верю ему, но система отсутствует на картах из архива.

Ona güveniyorum ama sistem, arşiv haritalarında görünmüyor.

Я ему не верю.

- Ama parayı aldı.

Я ему не верю.

Güvenmiyorum.

Есть ещё Беррути, но я ему не верю.

Bir de Berruti var, ama ona güvenmiyorum.

- Я ему верю.

İnanmadığım bir şeydir.

Я ему не верю.

Ona inanmıyorum. Açıklayamıyorum ama, onun üzerinde çalıştıkça...

Ну нет, Вы знаете, всё это время он искусно маскировался под порядочного человека! Я ему не верю!

On yıl kendisini bize çok zekice saygın biri gibi göstermiş.

Этот безумец будет командовать "Энтерпрайзом". Он хвалился, что создал самую мощную взрывчатку во Вселенной, и я ему верю.

Evrenin en güçlü patlayıcısını yarattığını söyleyip böbürleniyor, ben de ona inanıyorum.

Я верю его истории, ведь она о том, как он не умел плавать, а ему пришлось, иначе его сестра утонула бы.

Clarence'ın hikayesine yaptığı şey yüzünden inanıyorum. Yüzme bilmiyordu ama yüzmek zorundaydı! Yoksa kız kardeşi boğulacaktı!

Я ему верю.

Ona inanıyorum.

Я ему не верю.

ınanmıyorum.

Я ему верю.

Ona güveniyorum.

- Я ему ни хрена не верю.

- Söylediklerine inanmıyorum!

- Я ему верю, Луис.

- Ona inanıyorum, Louis.

И я ему верю, вот и все.

- Ona güveniyorum.

- Что ж, хорошо. Я не верю ему.

Ufak at da, yutabilelim.

Да... я ему не верю, и я не хочу, чтобы ты попала в опасную переделку. "Вунг Ву"?

Ona güvenmiyorum ve tehlikeli bir şeye girmeni istemiyorum.

Энни, я ему не верю.

Bu adama inanamıyorum Annie.

Я не верю ему, Гордон.

Gordon, ona inanmayı çok isterdim.

- Я ему не верю.

- Ona güvenmiyorum.

Я парню не верю, но мне хочется ему доверять, потому что, товар был из Таиланда, отличного качества

Ot alırken yakalandım. Adama güvenmedim ama ona inanmak istedim. Çünkü yalan söylemiyorsa ve gerçek bir Tay çubuğuysa harikadır ama asla değil.

- Я верю, что он ему верит.

İkimiz de ona inanıyoruz.

Хорошо, я верю, что тебе хочется писать. Развяжи ему ноги.

Tamam, işemen gerektiğine inanıyorum.

Я верю, вы сумеете найти ему лучшее применение чем я.

Benden daha iyi kullanacağına inanıyorum.

Я ему верю.

Ben ona inandım.

Так что... теплу другого, теплому отношению вроде этого... я не верю ему.

Yani başka birinin sıcaklığı, öyle bir sıcaklık ki ; buna güvenmiyorum.

Я ему не верю.

Ona güvenmiyorum.

Я услышала, что сказал г-н Норд, и я ему верю!

Ben Bay Nord'u duydum, ona inanıyorum.

Я не верю ему и никогда не поверю.

Ona güvenmiyorum. Asla da güvenmeyeceğim.

Он знает, что сделал плохо, и я ему верю.

Korkunç birşey yaptığını biliyor, ona inanıyorum.

Я просто сказал, что не верю ему.

Biraz önce inanmıyorum diyen de bendim.

Я ему не верю.

Ona inanamıyorum.

Но Ларри мне очень дорог. Потому что я ему верю.

Ama Larry benim için çok önemli, bunun sebebi de... ona güvenebilmem.

- И почему я ему не верю?

Neden ona inanmıyorum?

- Впервые я верю : в мире есть еще одно существо, подобное ему. И он чует это.

İlk defa onun dünyaya başka biri için geldiğine inanıyorum.

Я верю Карлосу, я ему доверяю.

Carlos'a güveniyorum, ona inanıyorum.

Что-то в нем такое... Я ему не верю.

Onda güvenmediğim bir şeyler var.

- Я ему не верю.

- Hayır, ona güvenmiyorum.

Если я не верю в него, как я могу служить ему?

Ona inanmıyorsam, nasıl hizmet edebilirim?