Birak tradutor Inglês
983 parallel translation
Birak gitsin.
Oh, let her leave.
Birak girelim.
Let us in!
Ne yapiyorsun Birak sunu.
What are you doing? Leave it.
Birak artik bu inatçiligi.
When you gonna get off that perch?
Birak ben konusayim.
And you better let me do the talking.
Birak beni, onun kemiklerini kiracagim!
Turn me loose! I'II tear him limb from limb!
Gemiye yetismek istiyorsan konusmayi birak.
If you want to catch that boat you better stop talking.
Mahkemeye de biraz is birak.
Leave something for the Iaw.
Birak beni, Dex.
Let me go, Oex.
Birak masal anlatmayi Bale.
Don't tell me, Bale.
Kahramanligi birak ve biraz dinlen.
Stop trying to be a hero and get some rest.
- Birak arka taraftan çikayim.
- Let me out the back way.
Numarayi birak.
Don't give me that.
Birak gitsin Dutcher.
Let her go, Dutcher.
- Beni yalniz birak Gus.
- Leave me alone, Gus.
- Birak da Jed anlatsin.
- Let Jed tell me.
- Onlari hemen serbest birak.
- Release them immediately.
Birak gideyim, Paris.
Let me go, Paris.
Paris, birak hep öyle kalsin.
Paris, let him be so always.
Athena'nin öfkeli ayaklarini savunmasiz oglumun üzerine birakma buradaki kederimize birak.
Let not Athena's hatred feed on my defenseless son... ... but on our sorrow here.
Birak beni.
- Go. Leave me.
Birak beni, dedim.
Leave me, I tell you.
O tuefegi oldugu yerde birak!
Leave that shotgun where it is!
Siseyi birak.
Leave the bottle.
Wyatt, kadini serbest birak.
Wyatt, you ought to turn her loose.
Burada birak.
Leave him here.
Onu rahat birak.
Leave him alone.
Madem ölecegim birak da tek dostumun yaninda öleyim.
If I'm gonna die, at least let me die with the only friend I ever had.
Birak gideyim.
Let me out.
Buraya birak, Thomas!
Pile it over here, Thomas!
SİLAHI BIRAK
LEAVE THE GUN
BIRAK KENDİM YAPAYIM!
LET ME DO IT MYSELF! NO!
Birak.
Don't.
- Anna'yi rahat birak.
- Now, leave Anna alone.
O genç kizlara bakmayi birak.
Stop looking at them little girls.
Birak onu, çiIgin sersem!
Put that away, you crazy fool!
Haydi, aptalca konusmayi birak.
Come on, stop talking foolish.
Konusmayi birak.
Stop talking anything.
- Beni yalniz birak.
- Leave me alone.
Birak lanet silahini.
Put your damn gun up.
Birak onunla biraz konusalim.
Let us talk to him a little while.
BIRAK YÜRÜMEYİ.
STOP WALKING.
BENİ RAHAT BIRAK.
LEAVE ME ALONE.
lmogene birak, Git hadi, Ihtiyacim olunca çagiririm,
Imogene, leave that, Run along, I'll call you when I need you,
Simdi, birak ben çikarayim,
Now, just let me slip it off,
Ve sen de beni rahat birak!
And you leave me alone.
- Onu bize bïrak.
- Just leave that to us.
Dümeni bïrak!
Let go of the stick!
Eger Bay Christopher'dan emir alïrsan... ... elindeki isi hemen bïrak... Ç
If you receive instructions from Mr. Christopher... abandon whatever you may be doing... and place yourself entirely at his disposal.
Johnny, birak bir kez bakayım.
Hey, Johnny, let me see once.
Beni rahat bïrak.
Now leave me alone.
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak şimdi 60
bırak kalsın 58
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak şimdi 60
bırak kalsın 58