Buna gerek yoktu tradutor Inglês
357 parallel translation
Buna gerek yoktu.
About time!
Buna gerek yoktu.
He didn't have to.
- Buna gerek yoktu.
- You shouldn't have been.
- Buna gerek yoktu.
'No need to.
- Buna gerek yoktu.
- You needn't have.
Buna gerek yoktu.
That wasn't needed.
Buna gerek yoktu.
It wasn't necessary.
Buna gerek yoktu.
You shouldn't have.
- Buna gerek yoktu.
- You had no call to do that.
Buna gerek yoktu. Değil mi?
- That wasn't necessary.
Buna gerek yoktu ki.
- As far as I could tell, he already had it.
- Buna gerek yoktu.
- You don't have to do that.
Buna gerek yoktu.
That wasn't necessary.
Buna gerek yoktu!
There's no need for that!
Üstad Zhao, Saygınlık kazanmak için, buna gerek yoktu.
Master Zhao, if you want to take the credit.
Bayan Brown, buna gerek yoktu.
Mr. Brown, you didn't have to go through this.
Buna gerek yoktu.
There's no need.
Buna gerek yoktu.
I wasn't supposed to.
Tanrım, buna gerek yoktu.
Oh, Lord, I don't need this.
Buna gerek yoktu.
There was no reason for that.
- Buna gerek yoktu.
- You shouldn't have.
O zamanlar buna gerek yoktu.
You weren't a "sir" then.
Buna gerek yoktu.
It's not necessary
- Ve aslında buna gerek yoktu. ... çünkü eşek olan biziz, sen değilsin.
And it wasn't really necessary because we're the jerks and you're not.
Buna gerek yoktu!
It was not necessary to do that.
Parayı aldıysan buna gerek yoktu. Meşguldüm.
If you picked up the money, you wouldn't have to.
Bence buna gerek yoktu. Onlar sivil.
They are citizens.
Buna gerek yoktu.
That was unnecessary.
- Buna gerek yoktu.
Your honor, we didn't need to.
Buna gerek yoktu.
Virginie, you should not have.
O adi bir sarhoş, buna gerek yoktu.
He's a pathetic drunk, I didn't have to.
Buna hiç gerek yoktu.
Well, there was no need of it.
- Buna hiç gerek yoktu. - Evet.
- It seems so unnecessary.
Buna bana hatırlatmana hiç gerek yoktu Ernest.
You need hardly remind me of that, Ernest.
Buna hiç gerek yoktu.
That wasn't necessary.
- Buna hiç gerek yoktu.
- Oh, I shouldn't have bothered.
Meksikalıyı aldattı, fakat hiç de gerek yoktu buna.
He framed that Mexican Sanchez, but he didn't even need to.
Buna hiç gerek yoktu.
Not that he needed to bother.
Buna gerçekten gerek yoktu.
You really shouldn't have.
Hiç gerek yoktu, buna hiç gerek yoktu!
There was no need, there was no need for this!
Hiç gerek yoktu buna
Oh, you didn't have to.
Bayan, buna hiç gerek yoktu bu davranışınızla, beni çok mahcup ettiniz.
Lady, we've only met by chance. There's no need to serve me. I feel a bit awkward.
Gerek yoktu buna.
That wasn't necessary.
Buna hiç gerek yoktu
There was no need to do that
Buna hiç gerek yoktu, ahbap.
That's not even necessary.
Buna hiç gerek yoktu.
I really don't need this.
- Buna hiç gerek yoktu işte!
- Oh, geez, that's all I need. So long, copper!
Buna hiç gerek yoktu.
You didn't have to do this.
- Monica, buna hiç gerek yoktu.
- You didn't have to do that.
Paddy, buna hiç gerek yoktu.
Now, Paddy, there was no need for that,
Buna hiç gerek yoktu.
- You didn't have to, Mrs Remington.
buna gerek yok 406
buna gerek kalmayacak 34
buna gerek olmayacak 24
gerek yoktu 39
yoktur 42
yoktu 131
buna bayıldım 84
buna sevindim 125
buna inanamıyorum 1067
buna bak 71
buna gerek kalmayacak 34
buna gerek olmayacak 24
gerek yoktu 39
yoktur 42
yoktu 131
buna bayıldım 84
buna sevindim 125
buna inanamıyorum 1067
buna bak 71
buna ihtiyacım var 46
buna ne dersin 495
buna değer 39
buna dayanamam 103
buna göre 57
buna ihtiyacım yok 72
buna bayılıyorum 48
buna rağmen 175
buna ne demeli 38
buna ihtiyacın yok 25
buna ne dersin 495
buna değer 39
buna dayanamam 103
buna göre 57
buna ihtiyacım yok 72
buna bayılıyorum 48
buna rağmen 175
buna ne demeli 38
buna ihtiyacın yok 25