O kadar zor değil tradutor Inglês
716 parallel translation
Neden burada olduğunu tahmin etmek de o kadar zor değil.
And it isn't difficult to guess why he was here either.
O kadar zor değil.
It's not hard.
- O kadar zor değil.
Not quite as bad as that.
O kadar zor değil.
That's not so hard to get.
Ama başka türlü aşkların da olduğunu biliyorum ve bulması da o kadar zor değil.
But I do know there are other kinds of love and they're not so hard to find.
Kadınların ne yapacağını kestirmek o kadar zor değil.
Women aren't that unpredictable.
Neden, o kadar zor değil.
Oh, why, it's not so hard.
Bu o kadar zor değil.
Well, that shouldn't be too difficult.
Paris'te bulması o kadar zor değil.
It's not impossible to find it in Paris.
Bir grup otlakçıyı toplamak o kadar zor değil ki.
So we just herd up a bunch of freeloaders.
Bilmiyorum, o kadar zor değil.
I don't know, it's not that difficult.
O kadar zor değil.
It isn't that difficult.
O kadar zor değil.
It's not so hard.
O kadar zor değil.
That's not hard.
O kadar zor değil ki!
It's not that hard!
- O kadar zor değil.
- It's not that hard, kid.
Bir kere anladığımızda o kadar zor değil Jonathan.
It is not so difficult, Jonathan, once we understand.
- Görüyorsun o kadar zor değil.
- You see, it's not so difficult.
Sebebini anlamak o kadar zor değil. Bir sezonluk.
Well, it's not real hard to figure out why.
Heidegger o kadar zor değil.
Heidegger isn't all that hard.
Bu o kadar zor değil.
This isn't it so hard.
- İnanın baban, o kadar zor değil.
It's not that hard, believe me.
Yapması o kadar da zor değil.
It's not so difficult to do.
Belki o kadar zor da değil.
Maybe it isn't so hard either.
- Bu o kadar zor mu? - Hem zor, hem değil!
- Is that difficult?
Anlaşmak o kadar da zor değil.
we'll get there in the end.
Siz burada ne yapıyorsunuz? İpi germek o kadar da zor değil.
You, what's this you're doing here?
O kadar da zor değil, değil mi?
But it is not the pain, isn't'it?
Sana yardım etmek o kadar zor olmadı, değil mi?
It wasn't a hard fight with him to help you, was it?
O kadar da zor değildi, değil mi?
Wasn't so hard after all, was it?
Dünyanın bu kısmında bu o kadar da zor değil.
That's not difficult in this part of the world.
O kadar da zor olmadı değil mi?
There, that wasrt so hard, was it?
- O kadar da zor değil!
- It's not that hard!
- O kadar da zor değil.
- It's not that hard.
- Hadi, o kadar da zor değil.
- Come on, it's not that hard.
Bu da o kadar inanılması zor değil, sevgili ihtiyar.
And that's not so far-fetched, dear old Dad.
- O kadar da zor bir iş değil zaten.
- There's really nothing to it.
O kadar da zor değil.
It's not complicated.
O kadar da zor değil.
It's not so very hard.
Bunu yapmak o kadar da zor değil.
It's so easy.
O kadar zor değil.
Not so hard.
O kadar da zor değil.
Well, there's nothin'to it.
O kadar da zor değil, seni kötü adam.
Not so hard, you mean thing.
Tabii ki. Bu b * k yığınının üzerinde duruyorsun... ve bu iş o kadar da zor değil.
You get on top of this shit pile and then the job's not such a ballbuster.
Çok zor değil, çünkü o kadar çok isim yok.
It's not too hard because it's not that many.
Lisanı anlamak o kadar da zor değil!
It's not hard enough to understand the language.
Hayır, o kadar da zor değil, tekrar dene.
No, not so hard. Try again. Dd [ Radio :
Bu o kadar zor degil.
This isn't too tough.
O kadar da zor değilmiş, değil mi?
That didn't hurt, did it?
O kadar da zor olmasa gerek, değil mi?
It wasn't that hard, was it?
Bu hayaleti kontrol altına almak, o kadar da zor değil.
To control this Ghost King is not that difficult.
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107