Saçmalamayı bırak tradutor Inglês
336 parallel translation
Saçmalamayı bırak ve silahını tekrar doldur.
- Stop blubbering and reload your gun!
Saçmalamayı bırak.
Stop your nonsense.
Saçmalamayı bırak.
Stop being foolish.
Saçmalamayı bırak.
Stop talking nonsense!
- Saçmalamayı bırak lütfen.
- Let's stop talking nonsense now.
Saçmalamayı bırak, tabii ki yakışacak.
Don't talk nonsense. Of course it will.
Saçmalamayı bırak!
Stop talking nonsense.
Fitz, artık saçmalamayı bırak.
Now, Fitz, you stop talking nonsense.
Saçmalamayı bırak!
Stop talking nonsense!
Saçmalamayı bırak.
Stop fussing.
Hey, saçmalamayı bırak.
Hey, now, don't be no square.
Saçmalamayı bırak. Hava ve deniz kuvvetleri ne durumda?
What about the navy and the air force?
- Saçmalamayı bırak.
- Don't talk soft.
Saçmalamayı bırak.
Stop sniveling.
Saçmalamayı bırak.
Stop talking nonsense.
Öyleyse saçmalamayı bırak da öp beni.
Stop fooling around and b? Same.
Saçmalamayı bırakın!
Never mind the blathering!
Saçmalamayı bırakın.
Stop talking nonsense.
- Saçmalamayı bırak, tamam mı?
Come off it, will you?
Franta, saçmalamayı bırak da yaz.
Franta, don't bullshit, just write.
Saçmalamayı bırak yoksa bir daha gezegenler yapmana izin vermeyiz.
Stop that nonsense at once or you'll not be permitted to make any more planets.
Saçmalamayı bırak!
Stop talking nonsense
Çal da saçmalamayı bırak.
Play, so you can't bullshit.
bunun hakkında daha fazla saçmalamayı bırak.
Stop blathering about something that ain't anymore.
Size hala para falan vermedim saçmalamayı bırak, gidiyoruz
I still won't give you any money Move, still talking nonsense
David, saçmalamayı bırak.
David, don't start your nonsense. Go there and be quiet!
Saçmalamayı bırak.
Otherwise I look like crap.
Saçmalamayı bırak.
You're full of crap.
- Saçmalamayı bırakın.
- Stop talking nonsense.
Saçmalamayı bırak, Maria.
Stop talking nonsense, Maria.
Saçmalamayı bırak!
Stop saying such things!
Hey, adamım, saçmalamayı bırakın.
HEY, MAN, QUIT BULLSHITTING.
Saçmalamayı bırak.
Stop talking nonsense
Saçmalamayı bırak!
Quit screwing around!
Saçmalamayı bırak
That's nonsense.
Saçmalamayı bırak, öleceksin
Stop talking rubbish, you're about to die.
Saçmalamayı bırak! Elbette geldim!
Stop talking nonsense... of course I'm here
Saçmalamayı bırak nerde o?
Stop talking nonsense, where's she?
Saçmalamayı bırak, Flim Flam.
Quit fooling, Flim Flam.
- Saçmalamayı bırak. Gel ve oku şunu.
Cut the crap.
Buraya gel, ve saçmalamayı bırak!
Get back here and stop playing the fool.
Saçmalamayı bırakır mısınız?
Would you quit screwing around?
Bırak saçmalamayı.
Stop fussing.
- Bırak saçmalamayı da, çantayı bana getir!
- For God's sake, bring me the purse!
Bırakın saçmalamayı.
No, stop the tomfoolery.
- Bırak saçmalamayı.
- Come off it.
- Kalk hadi, saçmalamayı bırak! Yukarı gel!
Come upstairs!
- Bırakın saçmalamayı.
She might not have got another chance. - Don't be so bloody ridiculous.
Saçmalamayı bırak, bu imkânsız.
Says you!
- Bırak saçmalamayı, Tevfik.
- Don't start that bullshit, Tofik.
Saçmalamayı bırak.
Cut the shit!
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak kalsın 58
bırak gitsinler 68
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak kalsın 58
bırak gitsinler 68