Sevgili meslektaşım tradutor Inglês
47 parallel translation
İşte odanız, sevgili meslektaşım.
This is your office, my dear colleague
Sevgili meslektaşım.
My dear colleague.
- Güle güle, sevgili meslektaşım.
Goodbye, dear colleague.
Sevgili meslektaşım, özel bir durum.
Cher colleague, a special case.
Senin sevgili meslektaşım, jüriye karşı duyguları kullanmak gibi bir alışkanlığın var.
You, my dear chap, have this habit of overcharging yourself with emotion when facing a jury.
- Sevgili meslektaşım biraz adil ol.
It matters, my dear fellow.
Gözlerin ağrıyor mu, sevgili meslektaşım?
Do your eyes hurt, dear colleague?
Biraz daha iyi hissediyor mu, sevgili meslektaşım.
Is she feeling any better, dear colleague?
- Sevgili meslektaşım, şöyle buyurun.
- Step in, my dear colleague.
Sevgili meslektaşım, devam edin.
Herr colleague, continue.
Araştırmamın dışarıya sızmasını istemiyorum. - Sevgili meslektaşım.
I won't allow a ghost to lead the investigation.
Çok safsın, sevgili meslektaşım.
You ´ re so naive, my dear old colleague.
Sizce bir sakıncası var mı, sevgili meslektaşım?
No objections, dear colleague?
Gerisi size kalmış, sevgili meslektaşım.
The rest is up to you, dear colleague.
Sevgili meslektaşım, emin ol ki sağlam bir kilit takacağım.
But mind you, my dear colleague, it will be a solid padlock.
Sevgili meslektaşım!
Dear colleague!
Sevgili meslektaşım kendi.. biriminin prestijini artıkmak ve şüpheli deneyleri için fon almak amacıyla kasıtlı olarak erkeklerin zararlarını abartıyor.
My honorable colleague demonstrates on purpose the so-called harmfulness of both males in order to enhance the prestige of her service and get additional fundings for her suspicious "experiments".
Sayın Hakim, sevgili meslektaşım ne aradığını bilseydi, telefon rehberinden daha küçük bir listeyi araştırabilirdi.
Your Honor, if my esteemed colleague had the vaguest idea what he was looking for, he could narrow his discovery to something smaller than the phone book.
Baylar ve Bayanlar, sevgili meslektaşım, Bay Marino bana başka bir kanıt daha sundu.
Ladies and gentlemen my esteemed colleague, Mr. Marino brought new evidence to my attention.
Hayır, sinek değil, sevgili meslektaşım.
No, not flies, dear colleague.
Test sonuçlarınız iyi değil, sevgili meslektaşım.
Your test results are not good, dear colleague.
Ameliyatsa, sevgili meslektaşım, ücretsiz olacak.
The operation, dear colleague, would be free of charge.
Doğa ölüme doğru evrilir sevgili meslektaşım.
Nature evolves toward death, dear colleague.
Sevgili kardeşlerim... sevgili meslektaşım Hauser.
Dear brothers... dear colleague Hauser.
Size de, sevgili meslektaşım.
Same to you, my dear colleague
Beyefendi, burada hepimiz büyük bir baskı altındayız ve elbette hala sevgili meslektaşımız Doktor Schiller'ın yasını tutuyoruz.
Sir, we are all under a lot of strain here, and, of course, we're still mourning the loss of our beloved colleague, Dr. Schiller,
En güvendiğim, sevgili meslektaşıma mı?
On my most trusted and beloved colleague? On Rome?
Şoka mı girdin sevgili meslektaşım?
Are you shocked, dear colleague?
Hoş geldin, sevgili meslektaşım.
Welcome, dear colleague.
Hoş geldin sevgili meslektaşım.
Welcome, dear colleague.
Gelin bakalım sevgili meslektaşım.
Here, my dear friend.
O şeref bana ait, sevgili meslektaşım.
The pleasure is all mine, my dear fellow.
Acaba sevgili meslektaşımın yüreğindeki bu değişime ne sebep oldu?
In whom or what can we place our faith?
Acaba sevgili meslektaşımın yüreğindeki bu değişime ne sebep oldu?
I wonder what could have caused this change in my dear colleague's heart?
Merhaba sevgili meslektaşım.
Hello, colleague.
Ms. Felder, sevgili meslektaşım,
Ms. Felder, my dear colleague,
Bulursanız eğer, lütfen sevgili meslektaşım Bonnie'yi görün.
So if you got'em, please see my lovely colleague Bonnie.
Kısa bir hastalıktan sonra, sevgili meslektaşımız ve arkadaşımız Glen Fottrell vefat etti.
After a short illness, our dear colleague and friend Glen Fottrell has passed on.
Sıradan bir klişenin ne kadar gerçek olduğunu bir bilseydin,.. ... sevgili meslektaşım.
If only you knew how true a banal platitude can be, my dear colleague.
Boş tütün kutusuna dikkatimizi çekerek bizi zamanında uyardın, benim sevgili dostum ve meslektaşım Doktor John H.
It was your timely warning when you drew our attention to the empty tobacco jar and saved the life of my dear friend and colleague,
Tanrımız sizinle olsun, sevgili meslektaşım. İçeri nasıl girdin?
Domimus vobiscum dear colleague
Teşekkür ederim, sevgili meslektaşım.
Go and read your breviary by the fire
Bugün çalışmak istememiştim ama sevgili arkadaşım ve meslektaşım Dedektif Lisbon sizinle tanışmam için beni kandırdı. Çünkü eğer hayatta olsaydı, öldürülmemiş olsaydı kızım da senin yaşında olacağından sizi geri çeviremeyeceğimi biliyordu.
Uh, I didn't really wanna come to work today, but my good friend and colleague Agent Lisbon tricked me into meeting you, knowing that I couldn't refuse you because you're the age my daughter would be
Sevgili genç meslektaşım, lütfen özür dilemeyin.
My dear young colleague, please don't apologize.
Simon'la meslektaş mı, arkadaş mı yoksa sevgili miydik?
Were Simon and I colleagues, friend lovers?
Hayır, bunu sevgili arkadaşım ve meslektaşım Jenna Jameson'a yapamam.
I can't do that to my dear friend and co-worker Jenna Jameson.
Saygın meslektaşım, sevgili dostum Profesör Hawking'i sahneye davet ediyorum.
Please welcome onto the stage my esteemed colleague, my dear friend, Professor Hawking.
meslektaşım 18
sevgilim 3566
sevgilin var mı 29
sevgili 136
sevgi 162
sevgiler 177
sevgilisi 18
sevgi dolu 20
sevgililer günü 32
sevgilin 16
sevgilim 3566
sevgilin var mı 29
sevgili 136
sevgi 162
sevgiler 177
sevgilisi 18
sevgi dolu 20
sevgililer günü 32
sevgilin 16
sevgilerimle 51
sevgili ailem 18
sevgili günlük 28
sevgilin mi 26
sevgili dostlar 53
sevgili anne 36
sevgili arkadaşım 49
sevgili kardeşim 68
sevgili baba 17
sevgilerle 37
sevgili ailem 18
sevgili günlük 28
sevgilin mi 26
sevgili dostlar 53
sevgili anne 36
sevgili arkadaşım 49
sevgili kardeşim 68
sevgili baba 17
sevgilerle 37