English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ S ] / Silahını bırak

Silahını bırak tradutor Inglês

1,828 parallel translation
- Silahını bırak.
- Drop your gun.
Silahını bırak!
Drop your weapon!
Silahını bırak.
Give it over.
Silahını bırak!
Drop the pistol!
- Silahını bırak.
Drop the gun.
Silahını bırak.
- Drop the gun.
- Sen silahını bırak.
- You drop your gun.
Silahını bırak!
Drop the gun!
Silahını bırak, MichaeI, hemen!
Put the weapon down, Michael, now!
Hemen silahını bırak!
Drop your weapon now!
- Silahını bırak!
- Put it down!
Hemen silahını bırak!
Drop it now!
Hemen silahını bırak!
Take the weapon off now!
Silahını bırak.
Drop the gun.
Silahını bırakıp burdan çıkabilirsin.
You can leave your gun and come out.
Silahını bırak!
Drop your gun!
Sana silahını bırak dedim lan!
I said drop it!
Silahını bırak!
Don't move!
Silahını bırak, lanet olası!
Lower the damn gun.
Silahını bırak, bana güvenebilirsin.
Lower your gun, trust me.
Silahını bırak.
Put down the gun.
Silahını bırak.
Drop it.
Silahını bırak ve ellerini havaya kaldır!
Drop your weapon and come out with your hands up
Hemen silahını bırak!
Throw out your weapon now!
Hemen silahını bırak!
Throw out the weapon now!
Silahını bırak demek istedim.
When I said put it down, I meant drop it.
Silahını bırak.
Put the gun down.
Silahını bırak!
Drop the weapon!
- Silahını yere bırak.
- Drop the gun on the floor.
- Lütfen silahı bırakın.
- Drop the gun.
Silahını bırak.
Drop the pistol.
Lanet silahını yere bırak, MichaeI.
Drop the fucking gun, Michael.
Bırak silahını!
Drop the weapon.
Jack, silahını indir bırak da ekipler buraya gelmeden seni buradan çıkarayım.
Jack, put down your rifle, and let me walk you out of here before they get here.
Bırak silahını, Cooper.
Drop your weapon, Cooper.
Üç hafta süren savaşın ardından çatışma ve silah sesleri yerini sessizliğe bırakıyor.
- This evening, after three weeks of war, scenes ofjubilation have replaced fighting and bombing.
Pekala, tatlım! Sakın ola burkanızı açmayın! Silahımı bırakıyorum.
Alright, love, don't get your burkah in a twist.
Olduğun yerde kal ve silahını yere bırak.
Stand down and drop your weapons.
Silahını ve adamı bırak!
Drop your gun! And the man!
Buna sebep olan silahın kemikte herhangi bir iz bırakıp bırakmadığını bilmeliyim.
I need to know if the weapon that caused this left any trace in the bone.
silahını yere bırak.
Put down your weapon.
Silahını yere bırak.
You need to put down the gun.
- Bırak silahını!
drop your weapon! Drop your weapon!
Silahını indir demek, onu bırak demektir.
When I said "put it down", I meant drop it.
Anderson, silahını yere bırak!
Anderson, drop your weapon!
Sen! Silahını bırak!
Hey, you - - gun down.
Silahını yere bırak!
Put the gun down!
Hemen bırak silahını!
Drop your weapon!
Bırakın silahı, bayan Mclntyre!
Drop the weapon, Mrs. McIntyre!
Silahını yere bırak lütfen.
Set your weapon down on the ground, please, sir.
Bırak silahını yere!
On the ground!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]