English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Başlanğıç

Başlanğıç tradutor Espanhol

13,423 parallel translation
Zamanın başlangıcında
En el principio de los tiempos...
Başlangıç günü olmalı.
Tiene que haber... ¿ un primer día?
Ne talihli bir başlangıç!
¡ Un comienzo auspicioso!
Sanırım, fikirlerin filizlenmesine benzer bir başlangıç inşa ediyor olabilirim.
Estoy formando los inicios... de lo que puede ser una flor que al florecer será una idea.
Şimdi başlangıç olarak, birinci sayfa.
Ahora, para empezar, en la página uno.
Bu, her şeyin sonu ve başlangıcıydı.
"Aquello fue el comienzo del final de todo".
- İyi bir başlangıç.
- Es un buen comienzo.
Chicago Kurtlar boya ilk başlangıç Lonnergan.
Clay Lonnergan recibe su ascenso para Los Lobos de Chicago frente a un estadio completo
-... geç bir başlangıç olacak.
-... va a empezar tarde.
Ama bu bir başlangıç!
¡ Pero, es un comienzo!
Derslere korkunç bir başlangıç yaptın, Ve burada olmamak için yalan söyledin ve hile yaptın.
Tuviste un comienzo terrible con las clases, y has mentido y engañado para estar aquí.
Bugün dokunacak tek taç bu, Başlangıcın gece korkunç bir kaza kurbanı olacaksın.
Esta es la única corona que tocarás hoy, víctima de un terrible accidente, en la noche de tu debut.
Bence yanlış bir başlangıç yaptık.
Creo que empezamos con el pie izquierdo.
Yeni bir başlangıç.
Una vida nueva.
Çok fazla değil ama başlangıç için iyi.
No ganarás mucho, pero es un comienzo.
İşte bu, dostum, sizin için hapishanede çok uzun bir sürenin yeni başlangıcı.
Esto, mi amigo, es el comienzo de una larguísima sentencia en la cárcel, para ti.
Komut : silinmiş mailleri göster, başlangıç
MOSTRAR EMAILS BORRADOS
Ama geçen gün Kobra Kulübü'nde... amacın beni sarhoş edip iş arkadaşlarıma ihanet ettirmek miydi... yoksa iki erkeğin... dostluğunun başlangıcı mıydı?
El otro día en el Club Cobra ¿ se trataba de embriagarme para que traicionara a mis compañeros, o éramos dos hombres iniciando una amistad?
Tarihin başlangıcından önce, Mısır tüm yaşamın doğduğu yerdi.
Antes que la historia iniciara, Egipto fue cuna de toda la vida.
Şimdi burada olanlar bir başlangıç çatışmasıydı.
Lo que pasó aquí fue... solo una escaramuza inicial.
Başlangıç için.
Solo para que comiences.
Bu daha başlangıç.
Esto es solo... el comienzo.
Yorktown'a saldırı, başlangıç olabilir.
Atacar Yorktown puede ser solo el comienzo.
Michael Lawler sana yeni bir başlangıç yapman için yeterli olacak bir banka hesabına erişim verecek.
Michael Law / er te dará acceso a una cuenta con fondos suficientes para que comiences de nuevo.
Yeni ve taze bir başlangıç aramak için başka bir gezegene geldim. Yeni bir başlangıç.
He venido a otro planeta... buscando a un nuevo comienzo, un comienzo fresco, un nuevo inicio.
Evet, doğrusu hayal ettiğim başlangıç bu değildi.
Por lo tanto, no es el comienzo que yo esperaba.
Yine de iyi bir başlangıç.
Es un buen comienzo.
Ve sonun başlangıcı.
El comienzo del fin.
İyi bir başlangıç için bu yeterli sana.
Suficiente para que empieces.
İlk başlangıcı bursuz bir oyuncu olarak yapmıştı...
Era un sustituto originalmente...
Dinle, Sam, bunun senin için yeni bir başlangıç demek olduğunu biliyorum... tamam mı? Hepimiz için öyle.
Escucha, Sam, sé que todo se trata de empezar de nuevo para ti... por todos nosotros.
Bugün, sosyal ağın yepyeni serüveninin başlangıcı olacak.
Hoy se marca el inicio de un nuevo y brillante día...
Soytarıdır, çünkü temiz bir başlangıç yapmıştır. Bu yüzden, her şeye bürünebilir.
Es un loco porque no tiene identidad y, por lo tanto, puede convertirse en lo que sea.
Bu bir başlangıç olabilir Neden değiştiremiyoruz yazgımızı?
Quizá es sólo el comienzo ¿ Por qué no cambiar nuestro destino?
Bu benim Bach pedim, B. Bu bizim başlangıç evimiz değil.
Es mi apto de soltero. No nuestro primer hogar.
Başlangıç listesi tamam.
Lista de inicio completa.
Otopsi 4 aşamada yürütülecek. Başlangıç dış görünüm değerlendirilmesi sonra dahili değerlendirme, kalp, ciğerler, sindirim organları ve son olarak beyin.
Esta autopsia se realizará en cuatro etapas... comenzando con una evaluación externa... seguida de una evaluación interna... del corazón y los pulmones, los órganos digestivos... y finalmente, el cerebro.
Bu başlangıç.
Es el principio.
Bunun bir savaş başlangıcı mı yoksa barışçıl bir eylem mi olduğu bilinmiyor.
Las autoridades aún no saben si fue un acto de paz o de guerra.
Bu bir başlangıç.
Es el principio.
Zamanın başlangıcından bu yana, nasıl meydana geldiğini merak ettik.
Desde el principio de los tiempos nos asombramos y preguntamos como pudo suceder...
Bu daha başlangıç.
Es solo el comienzo!
Geçmişi temizle, yeni başlangıç yap.
Borrón y cuenta nueva. Un nuevo comienzo.
Yavaş bir başlangıç yaptı.
No me podia parar.
Başlangıç olarak, senin... Bu broşürü... okuman için.
En septiembre, diecinueve estados de todo el país están considerando enviar estas cartas.
Bilgisayar mühendisliği mezunu, not ortalaması 3,6, sonbaharda Intel'de başlangıç düzeyinde bir işe girecekti.
Se graduó en ingeniería informática, promedio de 3,6 sobre 4 iba a tener un buen trabajo en Intel en otoño.
Temiz bir başlangıç yaptılar!
Y la largada es válida.
Ailenin başlangıç kurallar kitabı, 142. sayfada okumuş olması gerekirdi.
Sus padres debieron leerlo en el reglamento de la página 142.
Bu, sonun başlangıcıdır.
Es el principio del fin.
Başlangıç olarak, bir kitap düşünüyorduk.
Bueno, primero pensamos en un libro.
Yeni bir başlangıç.
Es un nuevo comienzo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]