Bu savaş tradutor Francês
6,931 parallel translation
O barda her ne yapıyorsa bu savaşı önlemeye yönelik olduğu kesin.
Quoi qu'il fasse, là, dans cette taverne, je suis certain que c'est dans le but de triompher de ce combat.
Bu savaşı hala kazanabiliriz.
Je veux dire, on peut encore gagner cette guerre.
Bu savaşı başlatmak için hiçbir sebebimiz yok.
Nous n'avons aucune raison de commencer ce combat.
- Longshadow'u indirdiğinde bu savaşı sen başlattın.
Tu as commencé cette guerre quand tu as assassiné Longshadow.
- Longshadow'u indirdiğinde bu savaşı sen başlattın.
Vous avez déclenché la guerre en tuant Longshadow.
Bununla birlikte inancım odur ki bu savaş zamanında İngiliz büyüsünün saygıdeğer kılınması için hepimiz elimizden geleni yapmalıyız.
Cependant... je crois que nous devons nous efforcer, même en temps de guerre, de pratiquer une magie... respectable.
Bu savaşı kazanmak için sana ihtiyacımız var Peshwa.
Nous ne pouvons gagner cette bataille sans vous, Peshwa.
Bu savaşın sorumlusu onlar.
Ils sont responsables de cette guerre.
Bu savaş burada başlayacak!
Cette lutte doit s'engager ici et maintenant.
Amerikalılar bu savaşı kazandıklarını kanıtlamak için Escobar'ı istiyor. Hem de kaybettikleri açık olan bir savaşı.
L'Amérique veut Escobar pour prouver qu'elle gagne une bataille, mais en fait, elle perd la guerre.
Bu savaşı tek başıma vermeliyim.
C'est une bataille que je dois livrer seule.
Bu savaşın tüm hilelerinden... bihaberim.
Tous les stratagèmes de la bataille me sont inconnus.
Hadi bu savaşı eşitleyelim.
Rendons ce combat plus équitable.
- Savaşın bu olanlarla ilgisi yok.
- La guerre n'a rien à voir avec ça.
Bu bilgi sızsa dahi altını hala elde edebilirsin. Başka bir tayfa yerini haber alsa bile yarışa senden önde atılsalar ve yol alsalar bile ganimetle aralarında yine de bir savaş gemisi duruyor olacak.
Même si l'information devait être divulguée que l'or peut encore être pris, même si un autre équipage pouvait déterminer sa localisation exacte, même s'ils pouvaient réparer assez vite pour vous prendre de vitesse, ils auraient encore un navire de guerre entre eux et leur butin.
Bu farklı bir savaş hem de iyi olanından değil.
C'est une guerre différente, et pas dans le bon sens.
Goyo, bu temelde başka bir savaş.
Goyo, ceci est une autre guerre.
Savaş bu.
C'est la guerre.
Pardon, bayan. Savaş bu!
- C'est la guerre, madame.
Bu akşam belli bir zamanda şu ihtiyarlardan biri savaş hakkında konuşmaya başlayacak.
À un moment de cette soirée, l'un de ces vieux croulants va commencer à parler de la guerre.
Bu da benim savaşımdı.
C'était ma guerre à moi.
Buradan 40 mil açıkta bir İngiliz savaş gemisi demirlemişken ve İspanyol askerlerinin önünde İspanyol savaş gemisi çalmışken aleyhimize işleyecek bu aralık.
Un créneau qui coïncide avec un navire de guerre britannique jetant l'ancre à 40 miles d'ici et notre vol d'un navire de guerre espagnol à la vue de toute une compagnie de soldats espagnols.
Bu bir İspanyol savaş gemisi!
C'est un navire de guerre espagnol!
Sana sorarım Li Kung, bu pisliklere ne zaman savaş açacağız?
Dis-moi, Li Kung, quand allons-nous affronter ces bâtards?
Lyndon B. Johnson'ın bu odada Vietnam ile savaşırken ayık olduğunu mu sanıyorsun?
Tu crois que Johnson a mené la guerre du Vietnam sobre?
Ben bu adamlarla savaşıyordum, sen de savunuyor musun?
Je les combattais. Vous les défendez?
Bu Soğuk Savaş'ta elimizdeki en güçlü silah bu değil mi?
N'est-ce pas notre arme la plus redoutable dans cette guerre?
Soğuk Savaş'ın ortasında, Berlin'de Sovyet Ekonomisi okumayı iyi fikir sanan bu Ivy League çocuğunu unut.
Oubliez ce fils à papa qui a cru que c'était une bonne idée d'aller étudier l'économie soviétique à Berlin pendant la guerre froide.
Bu bir savaş.
C'est la guerre.
Neden bu Hristiyanlar için savaşıyoruz?
Pourquoi combattons-nous pour ces chrétiens?
Bu bir savaş senaryosu, tamam mı?
C'est un scénario de combat, n'est-ce pas?
Bu başkaları için bir savaş yarası olabilir...
Les autres y verront une blessure de guerre...
Bu gidişle Bundelkhand'a da savaş açarlar.
Si ca se savait à Bundelkhand... Ce serait la guerre.
Aşk..... ki fırtınalı sulardaki savaş gibi, bu aşk.
C'est de l'amour...
Bu güçlü insanlarla fakir ve zayıf insanlar arasında olan bir savaş.
C'est contre ces puissants que doivent lutter les pauvres gens, les petites gens.
Bu kazanamayacağın bir savaş kuzen.
Cette bataille-là, tu pouvais pas la gagner.
Kaçakçılar içinse, bu bir savaş ilanıydı.
Pour les narcos, c'était une déclaration de guerre.
Bu bizim savaşımız değil.
C'est pas notre guerre.
Bu bir savaş değil.
C'est pas une guerre.
Bu sırada yapılacak her saldırıyı savaş ilanı olarak göreceğim.
D'ici là, je considérerai le moindre mouvement comme une déclaration de guerre.
İki ; bu bir savaş Pacho.
Et deuxièmement, c'est la guerre, Pacho.
Bu kahrolası savaşı başlatan o.
C'est lui qui a déclenché cette putain de guerre.
Para konusunda 10 milyonda anlaştık. Bu para Los Angeles'taki sorunu çözer. Böylece savaş da bitmiş olur.
Il propose dix millions de dollars pour solutionner Los Angeles et donc cesser le feu.
Ayrıca tüm bu "Cali'yle savaş" konusu falan yani bilirsin ödememiz gereken vergiyle beraber çok zor oluyor.
Et puis la guerre contre Cali, ça facilite pas les choses.
Tek savaş bu.
C'est la seule bataille.
"Çünkü savaşınız insanlara karşı değil bu karanlık âlemin büyük güçlerine karşıdır."
"Car nous n'avons pas à lutter contre des adversaires de chair et de sang... mais contre les puissances de ce monde de ténèbres."
Bu benim işim artık. Bu, silahlarla değil, inançla yapılan bir savaş... ve senin inancın yeteri kadar güçlü değil.
C'est mon travail maintenant, non pas pour une bataille d'armes à feu, mais pour une bataille de foi.
Bu yüzden savaşın geri kalan yıllarını Avusturya'da geçirdim.
J'ai donc passé le reste de la guerre en Autriche.
Bu arazi alım savaşında ilk defa hassas durumdalar ve biz bunu lehimize çok güzel bir şekilde kullanacağız.
Pour la première fois, depuis la bataille pour cette terre, Ils sont vulnérables, nous allons surenchérir avec quelque chose de gros et excitant.
Cennetin ordularının görkemli komutanı savaşımda beni güçlere karşı müdafa et bu karanlık dünyanın hükümdarlarına karşı yüksek yerlerdeki kötülüklere karşı.
La plupart glorieux prince des armées célestes, me défendre dans mon combat contre les principautés et les pouvoirs, contre les princes de ce monde de ténèbres, contre l'esprit de méchanceté dans les hauts lieux.
Savaşı kaybetti ve bu da Amerika'nın başkentine mal oldu.
Il a perdu la bataille et coûté à l'Amérique sa capitale.
savaşçı 50
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaş ve barış 20
savaşta 41
savaşlar 27
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaş ve barış 20
savaşta 41
savaşlar 27
savaş var 18
savaş tanrısı 21
savaş başladı 22
savaşacağım 16
savaş mı 39
savaş bitti 121
savaştan sonra 47
savaşacağız 28
savaştayız 44
savaşalım 20
savaş tanrısı 21
savaş başladı 22
savaşacağım 16
savaş mı 39
savaş bitti 121
savaştan sonra 47
savaşacağız 28
savaştayız 44
savaşalım 20
savaş sırasında 28
savaş onunla 21
savaş sona erdi 25
savaştan önce 32
savaş istasyonları 22
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu saçmalık da ne 22
bu sana 142
bu şarkı 23
savaş onunla 21
savaş sona erdi 25
savaştan önce 32
savaş istasyonları 22
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu saçmalık da ne 22
bu sana 142
bu şarkı 23
bu sana ders olsun 23
bu sadece bir oyun 48
bu saçmalık 450
bu sayede 46
bu saatte 37
bu saatte mi 92
bu sadece başlangıç 61
bu sadece 212
bu şartlar altında 79
bu sadece bir rüya 16
bu sadece bir oyun 48
bu saçmalık 450
bu sayede 46
bu saatte 37
bu saatte mi 92
bu sadece başlangıç 61
bu sadece 212
bu şartlar altında 79
bu sadece bir rüya 16