English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Buraya gelip

Buraya gelip tradutor Francês

4,261 parallel translation
- Sen ve arkadaşların buraya gelip, gelinlikler denemekten bahsedip duruyordunuz. Ben de aradım ve öğrendim ki, haftalardır bunu deniyormuşsun.
Eh bien, toi et tes amies parliez de venir ici pour faire des essayages donc j'ai appelé, et ils ont dit que tu regardais celle-ci depuis des semaines.
Her gün buraya gelip rahatın yerinde mi diye kontrol ederdi.
Elle était là tous les jours, pour s'assurer que tu allais bien.
Buraya gelip bunu yapamayacağım konusunda bana meydan okudular.
Ils m'ont défié de venir ici et faire ça.
Erkek arkadaşım buraya gelip, seninle ilişkimizi bitirmenin iyi bir fikir olduğunu söylemişti ama belli ki yanılmış.
Mon petit-ami m'a dit que c'était une bonne idée de venir ici et de te voir pour tourner la page, mais il avait tort.
Buraya gelip benim hastamı çalıyorsun.
Vous devez venir ici et voler mon patient?
Birisi buraya gelip bu çocuklara hediyeler sunuyormuş.
Quelqu'un avait l'habitude de venir ici et offrir des cadeaux aux enfants.
Kimin buraya gelip bu oyuncakları bıraktığını bulmamız lazım.
Nous devons savoir qui d'autre est venu ici rassembler tous ces jouets.
Evet, sonra da buraya gelip bize bir güzel yedirdi.
Ouais. Puis revenons ici et frottons nos visages dans cela.
Robin buraya gelip, daireye bayılmış muhtemel alıcılar gibi davranmamızı istedi.
Ho, Robin nous a demander de venir et de prétendre que nous étions des acheteurs potentiels qui adorent cet appartement.
Buraya gelip, " Nasılsınız, Bay Merrick?
Comme c'est facile pour moi de venir et dire : " Comment allez-vous, M. Merrick?
Dört detektif buraya gelip seni ismin ile soruyor. Bence restoran bekleyebilir, değil mi?
Quatre détectives rentrent et vous appelle par votre nom, je pense que le restaurant peut attendre, hein?
Bakın, burada silahları satanın kim olduğunu öğrenmek için çok zaman ve enerji harcadık ve sizin buraya gelip... soruşturmamızı batırmanıza izin vermeyeceğim ta ki o insanı yakalayıp tutuklayana kadar.
On a donné beaucoup de temps et d'énergie à essayer de découvrir qui vendait des armes ici et on ne va pas vous laissez arriver et gâcher notre enquête avant que la personne ait été identifiée et arrêtée.
Buraya gelip o hafıza kartını teslim edersen sana o parayı veririm.
Si tu reviens... je te les donne, si tu me donnes ce truc mémoire.
Başkan emir verdiği anda Seal'lar buraya gelip bizi kurşun yağmuruna tutacak.
Dès que la Présidente en donnera l'ordre, les Navy SEALs viendront nous faucher.
Bize vermeyi unuttu. Sonra da buraya gelip gizlice çantaya koydu.
Il a oublié de nous la donner, et a essayé de la glisser là-dedans.
Buraya gelip kendi alıyor.
Il entre et il les prend.
Ve durumlar değişti ve bizim de buraya gelip baştan başlamamız mantıklı göründü.
Et... les circonstances ont changé et c'est juste devenu évident pour nous, de... venir ici et tout recommencer.
Norrie lütfen buraya gelip benimle konuş.
Approche et parle-moi.
Atlattığımız onca şeyden sonra güneş tepemizdeyken buraya gelip Eric'in arkasından kara kara düşündüğünü söyleme bile.
Ne me dit même pas qu'avec le soleil au dessus de toi et après la merde qu'on a traversé, tu reste assis ici à broyer du noir sur Eric.
Buraya gelip yeni şeyler öğrenmeme yardımcı oldun ama sonunun mutlu bitmemesi sana ödemeni yapmayacağım anlamına gelmez.
Vous êtes venue ici pour m'aider à apprendre de nouvelles choses, et ce n'est pas parce que ça s'est mal terminé que je ne devrais pas vous payer pour votre temps.
Emily, sürekli buraya gelip bizim için endişelenmene ihtiyacım yok.
Je n'ai pas besoin que tu viennes tout le temps ici, à t'inquiéter à propos de nous.
Buraya gelip kavga etmeyi ve öyle şeyleri sevdiğini biliyorum.
Je sais qu'il aime venir ici pour se battre et tout.
İnek güçlerinin tükendiğini hissettiğinde buraya gelip şarj mı oluyorsun?
Quand tes pouvoirs d'intello sont a plat, tu viens les recharger ici?
Axl, zırvalamayı kes ve buraya gelip yardım et.
Axl, arrête de faire le débile et viens m'aider.
Buraya gelip sıcak ve tozdan yakınan adamlar her şeyi siklerinin keyfine göre yaparlardı.
Ils débarquent ici, se plaignent de la chaleur, de la poussière. Ils prennent ce qui leur plaît.
Buraya gelip de öyle sorular soramazsın.
Vous ne pouvez pas venir ici et poser ce genre de questions.
Onun için buraya gelip bana Harvey'in müvekilinden acisini çikarma diyemezsin... Çünkü sana bir sey söyleyeyim bunu kendisi yapti.
Donc ne viens pas ici me dire que je détruis la cliente d'Harvey, parce que je vais te dire quelque chose- - elle l'a fait.
Buraya gelip Emma'yı alacak Gerard'la aranızda bir şey olursa diye.
Elle va venir et prendre Emma juste au cas où toi et Gérard collez ensemble.
Tabii ki. Bu yüzden biz de senin buraya gelip bizde bir hafta kalmanı istiyorduk.
Bien sur, et c'est pour ça qu'on adorerait que tu viennes nous rendre visite une semaine.
Buraya gelip sen devam et istersen Ray?
tu veux arriver ici et prendre la relève, Ray?
Sam, benden buraya gelip Dünya'nın ruhuyla konuşmam için bu araziyi kutsamamı istedi.
Sam m'a demandé de venir et de bénir la propriété, d'entrer en communication avec l'énergie qui émane de ces terres.
Üzüldüm ve dışlanmış hissettim. Ve buraya gelip, sana bakarak kendimi kötü hissederken burada yaptıklarımız iyi hissettirecekmiş gibi davranmaya katlanamıyorum.
Je me suis senti blessé et rejeté et je ne peux pas rester planté là en faisant comme si j'allais mieux me sentir en venant ici alors que le fait de te regarder me donne le sentiment d'être une merde.
Hiç tanımadığın oğlunu kaçırmak için neden buraya gelip yakalanma riskini göze aldın?
Pourquoi venir ici et risquer de te faire attraper juste pour enlever ton fils que tu n'as jamais vu.
Ve bu davadaki ajan o değil de ben olduğum için patronuma buraya gelip bu sorunu çözeceğimi söyledim.
Et depuis je suis l'Agent sur cette affaire, pas lui. c'est pourquoi j'ai dit à mon patron que je viendrais ici régler ça. Ok.
Bana yaptıklarından sonra buraya gelip yapabileceğim ve yapamayacağım şeyleri emrediyorsun?
Pour venir ici, après tout ce que vous m'avez fait, après m'avoir dicté ce que je pouvais et ne pouvais pas faire?
Düşündüm de ara sıra buraya gelip Küçük Homerla vakit geçirebilirsin.
Je pense que c'est bien si Homer passe quelques heures maintenant et puis avec... Homer Jr.
Buraya gelip sana jambon satmak istedi.
Il est venu ici et a essayé de te vendre un peu de jambon.
Ne cüretle buraya gelip, böyle ithamlarda bulunuyorsun?
Comment osez vous venir ici et faire ces accusations?
Buraya gelip bize onları nerede gördüğünüzü söyleyin, tamam mı?
Reviens ici et dis nous où tu les à vu, ok?
Buraya gelip sorunlarımızı anlatmak isteyen sendin ki bu sorunların hepsi de senin kafandakiler.
C'est toi qui voulait venir et discuter de nos problèmes, ces problèmes, pour mémoire, qui sont tous dans ton petit esprit faible.
Hatırlar mısın, küçükken sürekli buraya gelip...
Tu te souviens, quand on était petits, on venait tout le temps ici et...
Buraya gelip işleri karıştırdığımı biliyorum.
Je comprends que je suis venue ici, et que j'ai compliqué les choses.
Buraya gelip bir yumruk yemeden erkeklik taslayamayacak.
Je vais pas mettre un gars ici sans en mettre un sur lui.
Ama pencereyi açık bırakmış ki gelip buraya bakalım diye.
Mais il a laissé la fenêtre ouverte pour que nous venions ici.
Ve buraya New York'a gelip saklandım.
J'ai fini par venir ici à New York pour me cacher.
Buraya gelip ne yapmanı söyledi?
Il t'envoie pour quoi?
Buraya güzel çiçeklerle ve saçını güzelce tarayarak gelip her şeyi düzeltemezsin.
Tu ne peux pas juste entrer ici avec... de jolies fleurs et tes cheveux bien coiffés et... tout arranger comme ça.
Madem yıkayışını o kadar çok sevdin öyleyse buraya her gece gelip yıkayabilir.
Si vous aimez tant ce qu'il fait il peut revenir tous les soirs et le faire.
Bir tanık kaybettim, ve bu piçler daha evlerine bile varmadan mı, gelip buraya adamı römorkta astılar?
J'ai déposé un témoin, et avant qu'il puisse rentrer chez lui, ces enfoirés le pendent dans une remorque?
Yan gelip yatmak buraya kadarmış.
Autant pour la nidification.
Sonra Jen'le buraya geleceğinizi hatırladım bu yüzden gelip, size eşlik edeyim dedim.
J'ai pris une branlée. Puis je me suis rappelais que tu sortais Jen ce soir donc je me suis dis que j'allais vous rejoindre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]