English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Buraya gelecek

Buraya gelecek tradutor Francês

921 parallel translation
- Işık buraya gelecek.
- Mais c'est pour ici.
O ışık buraya gelecek.
Ce spot est pour ici.
Tekne sabah buraya gelecek, anladın mı?
Le bateau va arriver tout à l'heure.
- Sevgilim... yemek için giyinirken "Larry buraya gelecek" diye düşüneceğim.
En m'habillant, je me dirai : Larry va venir!
Tony ve annem gelecek hafta buraya gelecekler.
Tony et mère vont arriver.
Galatea, Yvonne artık buraya gelecek kanlı canlı şekilde, senin gibi balmumundan değil.
Galatée, elle ne va pas tarder à venir, en chair et en os, elle n'est pas en cire, comme toi.
Ama en önemlisi kılavuzlar buraya gelecek mi, geleceklerse ne zaman?
Mais, le plus important, ce sont les porteurs. Quand viendront-ils?
Buraya gelecek.
Tu sais, il va venir.
Öbür ay iki tasïyïcï bombalamada sorun için buraya gelecek.
Un porte-avions doit arriver le mois prochain.
Nikahımızı kıyacak vali ve buraya gelecek tüm o insanlar ne olacak- -
Le gouverneur qui nous marie, la foule.
Eğer onunla görüşmek istiyorsam, buraya gelecek. Ayrıca burada kalmasını istersem de burada kalacaktır!
Et si je veux qu'il reste, il restera!
Kaç tanesi buraya gelecek?
Combien sont-ils à venir ici?
Ve sonra, sevgilim, gitmenin iyi olacağını düşünüyorum... hazır olur olmaz beni almak için buraya gelecek.
Et après, chéri, tu ferais mieux de partir parce qu'il viendra me chercher dès qu'il sera prêt.
Herkesin önünde buraya gelecek kadar deli misin?
Vous êtes fou de venir ici?
Buraya gelecek. Ve geldiğinde de bundan haberim olacak.
Il viendra.
Buraya gelecek.
- Il va arriver.
Haberciler göndereceğim. Bütün kabilelerden Apacheler buraya gelecek.
Demain, je parlerai avec les chefs des tribus.
Sağ olsun, Bay Eastman buraya gelecek olursam, bana bir iş ayarlayabileceğini söyledi.
M. Eastman m'a expliqué que si je venais jusqu'ici, il me trouverait peut-être un travail à l'usine.
- Sen mi oraya gideceksin o mu buraya gelecek yoksa ortada mı buluşacaksınız?
Vous le rejoignez, il vient? Vous avez rendez-vous à mi-parcours?
Adam buraya gelecek.
Il va venir.
İnsanlar bir gün buraya gelecek. Yani gelecek bin yıl sonra.
Et plus tard, les mineurs iront chercher ce charbon, mais il faudra encore attendre des millions d'années.
Bu akşam buraya gelecek. Onu görmeyeli bir yıl oluyor.
Il arrive ce soir!
- Çünkü Musa buraya gelecek.
- Parce que Moïse viendra.
Griff buraya gelecek.
Alors, Griff arrivera.
Çocuk bugün buraya gelecek.
Je l'ai fait venir.
Billy Jack buraya gelecek.
Billy Jack va entrer.
O Ordu'da bizim fiyatımızın altında iniyor..... her çiftçi altı inekle buraya gelecek.
S'il on le laisse nous concurrencer, d'autres gardiens de bétail viendront.
Brady ved Morton mahkumları kontrol etmek için tam buraya gelecek.
Brady et Morton vont y aller pour surveiller les prisonniers.
- Buraya gelecek.
- Il viendra ici.
- Ve Kızıl Ordu buraya gelecek. - Ne?
L'Armée Rouge arrivera jusqu'ici.
Buraya gelecek kişi için kura çektik, ben kazandım.
On a décidé que je viendrais vous voir.
- Evet, o buraya gelecek.
- Oui. Elle va venir.
Buraya tek başına gelecek kadar sıkı biriymişsin.
Vous êtes courageux de venir ici tout seul.
Gelecek buraya.
- Ne soyez pas nerveuses. Il arrive.
Buraya uçakla gelecek parayı nereden buldun sen?
Dis donc, où as-tu trouvé l'argent pour prendre l'avion jusque ici?
Birgün buraya geri gelecek miyiz?
Reviendrons-nous jamais?
Az sonra Polis buraya gelecek.
Qu'est-ce qu'il y a?
- Buraya gelecek durumu yoktu.
Andrews.
Bayan Allen buraya beni görmeye gelecek.
Pas grave.
- Buraya mı gelecek?
- Il va venir ici?
Buraya mı gelecek?
Dans ta chambre?
Buraya kim gelecek?
Mais qui pourrait venir?
Yarın buraya bir tren gelecek. Ertesi gün de sizi Omaha'ya götürür.
Le train vous portera à Omaha après-demain.
Temizlikçi öğleden sonra buraya gelecek ve biz Amerika'dan dönene kadar perdelere göz kulak olacak.
Vous avez décroché vos rideaux?
Belki gelecek hafta beni buraya getirebilirsin.
Tu pourras m'y emmener la semaine prochaine.
O, bu gece buraya gelecek.
Il vient ici ce soir. Je le lui ai promis.
Zekası sayesinde, Kral olan bir adamın buraya yalnız gelecek kadar aptal olması çok şaşırtıcı.
Pour un homme dont la sagesse est renommée, tu es bien imprudent en venant ici seul.
Yanında, 1000 tane adamı var gelecek hafta güneyden buraya hareket edecekler.
Il a réuni près de mille hommes... et devrait prendre la route du sud au début de la semaine. Mille?
Fannin'in kaç adamı var ve buraya ne zaman gelecek?
Ce qu'il faut savoir, c'est combien d'hommes il a et arrivera-t-il à temps?
Gelecek yıl buraya geldiğinde avlanmana izin veririm. Ve sıcak bir banyo yapmana.
L'an prochain, je vous offre le gibier et un bain chaud!
Ve şehirde hiç yer olmadığı için kalamadım, Sam'de kibarlık yaparak beni buraya getirdi. - Gelecek ilk gemiyle Seattle'a döneceğim.
Je n'ai pas trouvé de chambre, alors Sam m'a invitée ici en attendant le bateau pour Seattle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]