Buraya gelemezsin tradutor Francês

Buraya gelemezsin.

Tu peux pas venir dans l'eau.

Buraya gelemezsin, sizi evimde kabul edemem.

Pas ici, je ne veux pas vous voir chez moi.

Buraya gelemezsin!

Vous n'avez pas le droit!

Hayır, buraya gelemezsin Johnny.

Je veux dire que vous ne pouvez pas venir ici, Johnny.

Buraya gelemezsin.

Tu ne peux pas venir ici.

- Gitmek zorundasın. Buraya gelemezsin.

Tu ne peux pas rentrer.

Ya babanı kabullenir ve ona hak ettiği saygıyı gösterirsin ya da artık buraya gelemezsin.

Ou bien c'est ton père et tu le respectes Ou bien tu cesses de venir

Sen ne yapıyorsun? Buraya gelemezsin.

Tu peux pas entrer ici, Pulovski!

- Buraya gelemezsin

Vous pouvez pas.

Ama bu geceden sonra, artık buraya gelemezsin.

Mais a partir de cette nuit, ne reviens plus.

Buraya gelemezsin Peter.

Ne venez pas ici.

Buraya gelemezsin!

Tu ne peux pas venir!

Ve buraya gelemezsin.

Et ne viens pas ici. n

- Buraya gelemezsin...

- On n'entre pas ici...

- Buraya gelemezsin, kalan mesafenin yarısını içermen gerekir.

Il faut toujours couvrir la moitié de la distance restante. Comme de moi à vous :

Maalesef, buraya gelemezsin.

Désolé. Vous ne pouvez pas entrer ici.

Tatum, buraya gelemezsin. Burası suç mahalli.

Tatum, tu dois quitter les lieux.

- Gerçekten üzgünüm. Buraya gelemezsin, tatlım.

Il ne faut pas venir ici, ma chérie.

- Sadece bilmem gerekiyordu. Buraya gelemezsin. Kimse seni bilmiyor, anlıyor musun?

Il ne faut pas venir ici, parce que personne n'est au courant.

Buraya gelemezsin...

Tu ne peux pas y aller!

- Buraya gelemezsin, Buddy.

- Tu ne peux pas venir ici. - Pourquoi?

Buraya gelemezsin.

Tu ne peux pas venir.

Buraya gelemezsin.

Vous ne pouvez pas venir ici.

Buraya gelemezsin evlat.

Vous ne pouvez pas entrer, monsieur.

Buraya gelemezsin.

Pourquoi t'es là?

Eğer gelmek için gerçek bir sebebin yoksa her istediğinde buraya gelemezsin.

Et à moins d'avoir une bonne raison, tu ne peux pas débarquer ici à l'improviste.

Buraya gelemezsin.

Tu as pas le droit d'être là.

Water Bug, kaskın olmadan buraya gelemezsin.

Water Bug, tu ne peux pas venir ici sans casque, vieux.

Baksana, buraya gelemezsin.

Hé, tu n'as rien à faire ici.

Yemekte kaçıp, bana parlayıp gittikten sonra hiç bir şey olmamış gibi çıkıp buraya gelemezsin.

Tu ne peux pas me jeter à midi, et venir comme si de rien n'était.

Sürekli buraya gelemezsin, Daniel.

Tu ne peux pas continuer à venir ici, Daniel.

Buraya gelemezsin.

Vous ne pouvez pas entrer ici.

Al buraya gelemezsin tamam mı?

T'as rien à faire ici.

Buraya gelemezsin, Burt.

Vous n'êtes pas censé venir ici, Burt.

Buraya çat kapı gelemezsin.

- Tu n'as pas le droit.

Artık buraya dost olarak gelemezsin.

Tu peux plus venir ici en ami.

Nick, şimdi senin yardımına ihtiyacım var. Buraya gelemezsin.!

J'ai besoin de votre aide.

Hayır, Biff! Buraya sadece beni görmek için gelemezsin.

Tu ne peux pas venir me voir toute seule

Buraya geri gelemezsin.

Vous ne pouvez pas revenir ici.

Buraya bu şekilde gelemezsin.

Ne venez plus ici comme ça.

Buraya bir daha gelemezsin.

Vous pouvez pas venir ici.

Üzgünüm ama buraya asla gelemezsin.

Non. Ne viens jamais ici.

Evet, buraya kadar, Kenny. Artık bizimle şeker toplamaya gelemezsin.

Ouais, Kenny, tu viens plus avec nous.

Buraya böyle tavırlarla gelemezsin, Jess.

Tu ne peux pas venir ici et te comporter comme ça, Jess.

Buraya arabayla gelemezsin salak!

Vous ne pouvez pas venir ici, idiot.

Burada çalışmıyorsun, David. Buraya öylesine gelemezsin.

Tu dois cesser de venir faire la causette ici.

Buraya kafan dumanlı gelemezsin.

Tu peux pas venir ici sous drogue.

Buraya hiç gelemezsin.

Tu peux pas venir ici du tout.

Buraya bu şekilde gelemezsin.

Ne débarque pas ici comme ça.

Buraya babandan nefret ederek gelemezsin.

Tu ne peux pas revenir si c'est pour le haïr. Tu ne peux pas.

Böyle çat kapı gelemezsin buraya, sen hayal ürünüsün.

Tu n'as rien à faire ici. Tu es fictif!