English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Sabah 10

Sabah 10 tradutor Francês

853 parallel translation
Gemi sabah 10'da hareket ediyor efendim.
"Le bateau part à dix heures du matin, Monsieur".
Gidin ve rahatlayın. Yarın sabah 10'a kadar gösteriyi unutun.
Sortez, reposez-vous... et oubliez tout jusqu'à demain.
Eğer Bay Bissonette'i ziyaret etmek isterseniz, herhangi bir sabah 10 gibi gelin.
Si un jour vous souhaitez rendre visite à M. Bissonette, passez vers 10 h 00.
Elbette, ben de.Fisher'e yarın sabah 10 : 00'da buluşabileceğimize dair telgraf çektim.
- Moi aussi. - J'ai donné rendez-vous à Fisher.
Yarın sabah 10 : 00'da mı gideceksin?
Savez-vous à ce que vous allez faire demain matin à 10h00?
- Yarın sabah 10'da, amirin ofisinde.
- À demain, à 10 heures.
Yarınki provaları sabah 10'a al.
Répétition à 10 h demain, Ben!
Hoşçakalın, Bay Stanton. Çarşamba görüşürüz, sabah 10'da.
A mercredi, 1 0 heures!
Çarşamba sabah 10'da, hoop, hepimiz hayata kendimizi hazırlamışız. Haydi.
Et mercredi à 1 0 h, on se pointera chez M. Stanton!
Orada olacağım. Yarın sabah 10 : 30... sonra da kurul toplantısına devam edeceğiz. Peki.
Très bien. 10 h 30 demain matin, Puis nous irons à la réunion du conseil.
Sabah 10'dan önce kalkmana gerek kalmazdı.
Tu n'aurais pas besoin de te lever avant 10 heures du matin.
Evet, yarın sabah 10 : 30'a kadar ara veriyoruz.
Fort bien, nous reprendrons demain à 10h30.
Sabah 10'da. - Aman Tanrım! Bunu bana nasıl yapabilir!
Me faire une chose pareille!
Şey, sabah 10 : 00'daki provaya katılabilmek.
Me rendre à la répétition, à 10 h.
İşte adres, yarın sabah 10.00'da mahkemede görüşürüz.
Tenez, l'adresse. À demain au tribunal, à 10 heures.
Kaydını yapmak için sabah 10.00'da Schneider'ı getirecekler.
Ils amènent Schneider à 10 h pour l'enregistrer.
Her şeyden önce, seni tanımıyorlarsa kalmana izin vermezler. Tanırlarsa iki katı para isterler, sabah 10 frank ödül için seni polise ihbar ederler.
S'ils vous laissent entrer, ils vous font payer double et ils préviennent la police pour toucher la prime.
- Sabah 10 : 00'da mı?
10h du matin.
Bu gece olmaz. Yarın sabah 10'da mahkeme sorgusu var.
Il passera devant le juge demain matin à 10 heures.
Sabah 10'da gelecek demiştin.
Vous me l'aviez annoncée pour 10h.
Yarın sabah 10'da burada olacağını garanti ediyorum.
Ne t'inquiète pas, elle sera là demain à 10h.
Sabah 10 : 30'da orada olacağını söyledim.
- Demain, à 10h30.
Yarın sabah onda büroma gelin.
Pouvez-vous venir à mon bureau demain à 10 h?
Yarın sabah, saat 10 : 00.
Demain matin, 10 h.
Evet, ve yarın sabah saat tam 10 : 15'te bir randevum var. Evet.
Oui, et j'ai un rendez-vous demain à 10 h 15 précises.
Pekala, yarın sabah onda şarkılarla başlıyoruz.
À demain, 10 h. On débutera par le lyrique.
Bak ne yapalım. Sabah gelip... onu senden 10 dolar fazlasına geri alırım.
Si vous voulez, je reviendrai au matin et je vous le rachèterai 10 $ plus cher.
Ne zaman yakalarsanız, beni her sabah Şerif bürosunda bulabilirsiniz. - Yanınızda getirin. - Hoşçakalın.
Si toutefois vous deviez l'attraper, je suis au bureau du Sherif tous les matins à 10 heures alors sonnez-moi!
Niçin bunu sabahın köründe yapmak istiyorsun ki? Şunu 10 : 00 yapın.
Pourquoi si tôt?
Bu sabah saat 11.15 de Başbakanımız halka yaptığı bir açıklamayla İngiltere'nin Almanya'yla savaş hâlinde olduğunu bildirmiştir.
À 11 h 15, le Premier ministre a annoncé du 10 Downing Street la guerre avec l'Allemagne.
Sabah parayi sizin için hazir edebilirim, mesela saat 10 : 30'da.
J'aurai l'argent, disons, à 10 h 30 demain.
Bu gece konuşmazsak, yarın sabah saat 10'da Gestapo merkezinde. Tamamdır.
10 h demain à la Gestapo, si vous n'appelez pas ce soir.
Evet, yarın sabah saat 10'da onunla görüşeceğim.
Oui. Je le vois demain à 10 h précises.
Sanırım sabah 10 : 00 sıralarında.
Je vous remercie.
Burada Gestapo'da. Peki bu sabah saat 10'dan sonra neredeydiniz?
Je vous l'ai dit, je ne l'ai pas vu de la journée.
Czaka... bu sabah saat 10 ile 12 arasında...
- Qui a dit ça? - Votre valet.
Bu sabah saat 10'da, Müfettiş Gruber geldi, onu çalışma odasına götürdüm...
À mon retour, l'inspecteur était parti. - Où est le bureau?
Seni ilk sabahında şımartmaktan çekinmem. Ancak sanırım burada kahvaltısını 10.30'da yiyen tek kişisin.
Je veux bien te chouchouter pour ton premier matin... mais tu dois être le seul en ville à prendre le petit déjeuner à 10 h 30.
Beyler, eğer yarın sabah saat 10 : 30'da...
Venez donc à Sainte Dominique...
Sabah. Bankalar da saat 10'da açılıyor.
Et la banque ouvre à 10 h!
20 ekim, Sabah 10 : 00 da..
Nous revenons.
- Sabah ilk iş olarak röntgen çek. - Tamam efendim. Sonra onu ameliyathaneye götürüp saat 10 : 00'da ameliyat ederiz.
Radiographie tôt dans la matinée.
Pazartersi sabahı saat 10 : 00'da bir duruşma olacak.
L'audience se tiendra... lundi matin à 10 h.
- Yarın sabah her zamanki saatte görüşelim mi? - Tabii Dr. Kik. 10 : 30.
Oui, à 10h30.
Yarın sabah uğrayıp saat 10 gibi seni uyandırırım.
Je passerai te réveiller demain, vers 10 h.
Bir gece önce kendini kaybedip, ertesi sabah saat 10 gibi işe başlayan şu pikap ya da üstü açık kullanan o elemanlardan biri olmak isterdim.
Je préférerais être un mec qui se pointe à 10 h du matin après avoir hésité entre le break ou la décapotable.
- Sabah saat onda ofisimde ol - Yeni görevinizi vereceğim
Dans mon bureau, demain 10 h. Je vous confierai un nouveau projet.
Üç gün sonra, perşembe sabahı 10 : 15'de...
Trois jours plus tard à 10 heures 15 un mardi matin...
Siz üç kardeş Randall'ın süvarilerindendiniz. ... bir tren istasyonuna saldıran birliktendiniz. 10 Nisan 1865 sabahı...
Trois des frères Reno faisaient partie d'un groupe... qui a attaqué la gare de Greenwood en Louisiane... le 10 avril 1865.
Neden seninle sabah saat 10'da ofisimde görüşmüyoruz?
Ecoutez, pourquoi on n'aurait pas un tête-à-tête dans mon bureau vers 10 heures?
Doktor Voudel, yarın sabah saat 10'da hazır olun.
Retrouvez-moi demain matin à 10 h.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]