Ama olacak tradutor Português
7,894 parallel translation
Divan, Bruce Wayne için mi yoksa Batman için mi geliyor, bilmiyorum. Ama her halükârda asla unutumayacakları bir karşılama olacak.
Não sei se a Corte vem pelo Bruce Wayne se pelo Batman, mas jamais esquecerão esta recepção.
Ama yakında olacak. Dikkatli ilerlemeliyiz.
Temos de agir cuidadosamente.
Kulakları, hiçbir şey belli etmeyen ama rahipleri hor gören General'e ait olacak.
O ouvido dele vai pertencer ao General, que nada mais tem senão desprezo pelos sacerdotes.
Hayır ama ölümlerine kadar bir savaş olacak, onun da dediği gibi.
- Não. Mas será uma batalha até à morte, tal como ele disse.
Ama yeşil ışık bir kez söndüğünde neredeyse hemen uyanmış olacak. Klik-klik.
Mas assim que a luz verde apagar ele vai começar acordar quase imediatamente.
Ama burada bir Bösendorfer var, bakalım neler olacak.
Mas temos aqui um Bösendorfer, por isso, vamos ver o que acontece.
- Biraz aptalca olacak ama dünkü konuşmamızdan sonra ayrılışımızı düşünmeden edemedim. Yakışmayan, uygun kaçmayan sözler söylemiştim.
Vai... parecer-te estúpido, mas depois da nossa conversa, ontem, não parei de pensar na forma como rompemos e nas coisas... injustas que disse...
Evet ama başkasından öğrenirse daha kötü olacak.
Vai ser muito pior se ele descobrir por outra pessoa.
Ama o kan damlası Mona'nın çıkarsa ilk sorgulayacağım kişiler arkadaşların olacak.
Mas eu sei que se aquelas gotas de sangue tiveram o ADN dela, as tuas amigas vão ser as primeiras que eu interrogar.
Direk olarak değil ama sonuçta o da olacak.
Não diretamente. Mas vou conseguir.
Hey, uh, bak, Spencer, Üzgün olduğunu ve Hanna'ya yardım etmek istemeni anlıyorum, ama bence burada kalman daha iyi olacak.
- Spencer, eu percebo que estejas chateada, e sei que queres ajudar a Hanna, mas acho que é melhor ficares aqui.
Hayır, canım ama yakında burada olacak, tamam mı?
- Ele chega daqui a nada.
Ama kurt gitmekte serbest olacak.
Mas o Lobo ficará livre.
Başka bir yol daha var ama medikal gereçlere ihtiyacınız olacak.
Há outra maneira, mas só com acesso a equipamento médico.
Ama Tunus'ta iki iyi adam öldü ve katilleri bulmamıza yardımcı olacak şeyler bildiğini biliyorum.
Dois homens morreram na Tunísia, e tu sabes de alguma coisa que nos vai levar aos assassinos.
Evet ama bu iş bitene kadar evinde polis olacak.
Mas, iremo manter a unidade lá, até que isto acabe.
Hadi ama! Çok güzel olacak.
Vá lá, vai ser óptimo.
Bu rahip emekli oldu ama sanırım hâlâ şeytan çıkarma ayini yapıyor. - Bugünden sonra ihtiyacınız olacak da.
E este padre já se reformou, mas acho que ainda faz exorcismos coisa que precisarão depois de hoje.
Deneyimleri onları eşsiz yapacak, ama temel hatları senin algoritman olacak, sen.
A experiência de vida vai torná-los únicos. Mas a base deles é o teu algoritmo. Teu.
Ama bu, olağanüstü bir şeyin başlangıcının işareti olacak.
Mas vai marcar o início de algo lindo.
Bu haftanın kaydı biraz zaman alabilir ama o arada dinleyecek çok şeyiniz olacak.
O programa desta semana talvez leve um bocadinho mais a deitar-lhe a mão, mas entretanto terão muito para ouvir.
Selam dostum kötü hissettiğini biliyorum ama annenle baban seni seviyor her şey iyi olacak.
Amigo. Sei que estás a sentir-te mal. Mas os teus pais... amam-te.
Biraz Hail Mary olacak ama, .. herkes istediğini alacak.
É meio milagre, mas todos conseguem o que querem.
ama endişelenme. İyi olacak.
Mas não te preocupes, ela ficará bem.
Ric döndüğünde bana kötüye mal olacak ama kesinlikle bir şeye geç kalıyorum.
Isto vai impedir uma luta com o Rick quando ele voltar, mas definitivamente vai ter alguma coisa.
Emily'i seviyorum. Hayatımın merkezinde o var ama yakında genç bir kadın olacak.
Adoro a Emily, ela é o centro do meu Universo, mas...
Mükemmel değil ama benim olacak.
Não é perfeito, mas é meu.
Endişen için teşekkürler ama bu iş olacak, tamam mı?
Aprecio a tua preocupação, mas isto vai acontecer.
Ama şimdi ne olacak?
Mas, o que se passa agora? Encontrou algo?
Thörnblad aile işini kimseye bırakmak istemiyor olabilirsin. Ama şirket sağlam ellerde olacak.
Só que pertence à família Thörnblad, desde sempre, e entendo se não quiser deixá-la nas mãos de qualquer um.
Ama sevgilim olacak mı, bilmiyorum.
Embora não saiba se vá ter par.
Ama onlar için daha iyi olacak.
Mas será melhor para eles.
Ama sonrasında daha fazlasına ihtiyacım olacak.
Mas, depois, preciso de mais.
Ama JT iyi olacak, değil mi?
- Sim, ele ligou-me.
Bir şey çıkartmıyorum, ama eğer yüzümüzü araklayıp ortalıklarda dolaşan o şey sandığım şeyse, bize daha büyük bir araba lazım olacak demektir.
- Não provoquei nada. Mas se essa coisa que está a usar a nossa cara for quem penso que é, então precisamos preparar-nos.
Şey... bu biraz garip bir rica olacak ama sen bir deli doktorusun ve benim de konuşacak birine ihtiyacım var.
Então... este é um tipo de pedido estranho mas tu és um psiquiatra, e...
Öyle, ama bu benim eğlenmeme engel olacak bir sebep değil.
E é, mas não significa que não possa divertir-me.
- Hayır, ve idamı ne olacak bilmiyorum ama görmek için burada kalmam lazım.
Não, e não sei o que vai acontecer com a sua execução, mas tenho de ficar para ver.
Gergedan ve zebraları ahırda tutabilirim ama kaplanım ne olacak?
Os rinocerontes e as zebras posso manter num estábulo, mas e o meu tigre?
Ama hain bir planda olacak kadar tehdit oluşturuyor.
Ameaça suficiente para ser implicada num plano de traição.
"Eğer kendimi toparlayabilirsem hayatıma devam edebileceğimi düşünüyorum ama yakında olacak gibi görünmüyor."
"Não paro de pensar que, se conseguir sarar, " conseguirei seguir em frente com a minha vida, " mas não vejo isso a acontecer tão cedo.
Doğrusu Gezgin Albatros olacak. Çok ama çok özür dilerim.
É uma gaivota ( wandering albatross ) e eu peço muita, muita desculpa
Evet. Nasıl desem, garip gelecek ama sanırım neşeli desem de yanlış olacak. Kimya çok...
Sim, bastante.
Ama burada ölürsen sana aşık olan o pırıl pırıl, güzel, hayat dolu kadın seninle birlikte sonsuza kadar ölmüş olacak.
Mas se você morrer aqui, aquela linda e brilhante mulher que se apaixonou por si aqui, vai morrer junto consigo.
Bu kasabada çok ama çok korkunç şeyler olacak.
Vão acontecer coisas terríveis nesta cidade.
Evet anlıyorum ama 70 misafirimiz olacak ve bazıları kasaba dışından.
Eu entendo, mas temos 70 convidados, alguns de fora da cidade.
Ama yakında olacak.
Mas está para breve.
- Henüz değil, ama yakında olacak.
- Ainda não, mas em breve.
Ama ne olacak, kum fırtınasını kullanıp kaçmaya çalışacaktı.
Mas ele pensa usar a tempestade de areia para tentar escapar.
Ama bizim daima en büyük zayıflığımız olacak.
Mas para si e para mim, será sempre a nossa fraqueza mais incapacitante.
Yeterli olacak gibi görünmüyor ama şiddet konusunda pek iyi değilimdir.
Não me parece, mas violência não é o meu forte.
olacak 363
olacaksın 65
olacaktı 30
olacaktır 25
olacak iş değil 36
olacak şey değil 41
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama o 292
olacaksın 65
olacaktı 30
olacaktır 25
olacak iş değil 36
olacak şey değil 41
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama o 292
ama olsun 39
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama olmaz 38
ama onlar 41
ama onun 17
ama olmuyor 24
ama olabilir 19
ama olamaz 19
ama öyle 102
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama olmaz 38
ama onlar 41
ama onun 17
ama olmuyor 24
ama olabilir 19
ama olamaz 19
ama öyle 102