Ama onu seviyorum tradutor Português
482 parallel translation
Ama onu seviyorum
Mas eu o amo
Ama onu seviyorum.
Amo-a.
Saçmalıyormuşum ve onu sevmiyormuşum. Ama onu seviyorum.
Disse que estou sendo ridícula, e não o amo.
Onu sevemem. Ama onu seviyorum.
Você também, Vanna.
Ama onu seviyorum, baba.
Mas eu amo-o, pai.
Ama onu seviyorum.
mas eu amo-o.
O adam Meksika tavşanı kadar çılgındır ama onu seviyorum.
Este tipo é doido varrido, mas eu adoro-o.
Kimseye söyledim mi bilmiyorum ama onu seviyorum.
Não sei se já disse para alguém, mas eu amo-o. Não precisas de ter vergonha de dizer que amas os teus filhos.
Hakkinda fazla birsey bilmiyorum ama onu seviyorum.
Não sei muito sobre ele, mas amo-o tanto.
Kızın soyadını bilmiyorum ama seviyorum onu.
Não sei o nome dessa garota, mas eu a amo.
Hayır, senin yok ama onun var. Onu seviyorum, anladın mı? Onu seviyorum.
A ti, não... mas a ela, sim!
- Onu seviyorum ama...
- Amo-o, mas sei...
Yıldızlar yörüngeden çıkabilir, evren yanıp kül olabilir ve dünya başımıza yıkılabilir, ama Donald Duck hep olacak. Onu çok seviyorum.
As estrelas podem mudar de curso, o universo pode arder, e o mundo despedaçar-se à nossa volta, mas teremos sempre o Pato Donald.
Onu seviyorum, ama o benim gibi bir kadını anlayamıyor.
Eu amo-o, mas ele não consegue entender uma mulher como eu.
Bir aralar bunu yapmayı düşündüm ama vazgeçtim çünkü onu tekmelemeyi çok seviyorum.
Vou fazer num dia destes.
Ben de Starrett'i seviyorum ama gerekirse onu vururum.
Simpatizo muito com o Starrett, mas mato-o, se for preciso.
- Ama baba, onu seviyorum.
. Mas eu o amo.
Onu hâlâ seviyorum ama bunu atlatacağım. Atlatmak zorundayım çünkü gerçeği gördüm.
Ainda o amo, mas... isso passará, tem que passar porque... vi a realidade.
Ben de onu seviyorum ama ikisinin birlikte yapacakları birşey yok.
Mas não têm nada para fazer.
O bir barbarın oğlu ama onu Edwin'in oğluymuş gibi seviyorum.
Ele é filho de um bárbaro, mas eu amo-o como se fosse o filho do Edwin.
Tabi ki onu seviyorum.
- Você ama-o, não é? - Claro que sim...
Ama, şimdi bir korkağa dönüşmüş olsa da seviyorum onu.
Mas agora amá-lo-ia mesmo que ele fosse um cobarde.
onu öyle severiz ki koşarak geri döneriz... o parayı verir, biz de düdüğü çalarız... şimdilik hoşçakal çok geçmeden döneriz... güle güle, fazla gecikmeyin ne de olsa sizleri özlerim... sizi seviyorum güle güle diyorum, elveda değil... fazla oyalanmayın, hemen dönün size bir bakayım, Tanrı sizi korusun... söylediklerimi sakın unutmayın hemen dönün... gidin, ama çabuk dönün gidin ve çok şeyle dönün... para dolu cüzdanlar getirin boş şeylerle uğraşmayın... işi çabuk bitirip hemen geri dönün dolgun cüzdanları alın, boşları değil... bugün zengin olalım, çabuk dönün... cebimize altın bir saat girecek saat başı bizi uyaracak...
gostamos tanto dele que voltaremos depressa ele paga ao gaiteiro e a música é nossa adeusinho, até mais ver, não nos vamos demorar adeusinho e não demorem já sinto saudades vossas como gosto de vocês digo adeusinho e não adeus não demorem, voltem depressa quero vê-los outra vez recordem esta canção e voltem depressa vão e voltem depressa voltem com os bolsos cheios carteiras recheadas, não queremos lixarada façam o trabalho depressa e tragam carteiras cheias enriqueçam esta tarde e voltem depressa temos um relógio de ouro que nos dá as horas certas
Ama Amca, onu seviyorum.
Mas, tio, eu amo-o.
evet.. bu benim ülkem Ben ondan doğdum ve ondan öğreniyorum Büyük ağaçları ve sırık gibi mısırları olan Ülke... onu çok seviyorum ve onu koruyacağım.
sim, esta é a minha terra foi ela que me deu à luz e aprendo a contar com ela terra de árvores altas e maçarocas crescidas gosto dela e aprendo a cuidar dela soldadinho näo vês que existe outra maneira de amá-la
Ama onu seviyorum.
Mas eu amo-o.
Ama sebebini söyleyemiyorum Onu seviyorum
Embora não sei por que Eu gosto dele
- Ama yine de onu seviyorum.
" No entanto, amo-a.
Ben de onu seviyorum. Ama farklı bir biçimde tabii.
Eu também o quero, mas não da mesma forma.
Yani, onu seviyorum ama aşık değilim.
Amo-o, mas não estou apaixonada por ele.
- Hayır, ama ben onu seviyorum.
- Não. Mas eu o amo.
- Kitabı bana ver. - Ama ben onu çok seviyorum.
- Eu gosto muito dele!
Onu seviyorum demek, ikinci bir seçenek daha yaratmak anlamına geliyor.
Acho que amá-la... significa fazer outro tipo de escolha.
Onu seviyorum. O da beni seviyor.
Amo-a e ela ama-me a mim.
Onu da en az senin kadar seviyorum ama o da başka bir kişilik.
Amo-a tanto como te amo, mas ela é diferente.
Ama her şeye rağmen onu seviyorum, Mae.
Mesmo assim, eu amo-a, Mae.
Çok içki içti ama Richard sıcak ve sevecen biridir ve onu seviyorum.
O Richard bebeu de mais. É carinhoso, dedicado e eu amo-o.
Ama anne, onu seviyorum.
- Mamãe, eu gosto dele!
Seni Maverick hakkında uyarmak isterdim ama onu çok seviyorum.
Gostava de prevenir-te contra o Maverick, mas adoro-o.
Onu seviyorum ama ona layık olmak için ne yaptım ki?
"Eu amo-o, mas que mal fiz para o merecer?"
Onu çok... ama çok seviyorum.
Amo-a... tanto.
Saygısızlık etmek istemem ama, Baba, onu çok seviyorum.
Com todo o respeito, chefe, eu a amo tanto que dói.
Onu neden seviyorum?
Por que devo eu amá-lo?
Ve ben onu seviyorum, o da beni.
E eu amo-a e ela também me ama.
Ama onu hala seviyorum.
Mas eu ainda o amava.
Onu seviyorum, o da beni.
Eu amo-a. E ela ama-me.
Ben, ben onu delicesine seviyorum. Onun bastığı yerler benim için ibadet yeri ama...
Adoro-a, venero-a como uma deusa, mas...
Sanırım onu seviyorum ama hamilelik mi?
Eu já a conheço há aproximadamente seis meses.
Onu ben de seviyorum ama şu pulları iade etmeliyim.
Também gosto dela, mas tenho de devolver estes selos.
Onu kardeşim olarak da seviyorum. Ama hediyelerini kabul edemem.
Gosto dela como minha irmã mas não aceito os presentes.
Ve onu hala seviyorum.
E eu continuo a amá-lo.
ama onun 17
ama onu gördüm 17
onu seviyorum 468
seviyorum 294
seviyorum seni 25
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama o 292
ama olsun 39
ama onu gördüm 17
onu seviyorum 468
seviyorum 294
seviyorum seni 25
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama o 292
ama olsun 39
ama ona 20
ama onlar 41
ama olmaz 38
ama olmuyor 24
ama olamaz 19
ama olabilir 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama onlar 41
ama olmaz 38
ama olmuyor 24
ama olamaz 19
ama olabilir 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18