Ama olmuyor tradutor Português
1,090 parallel translation
- Yapabilirim sanmıştım ama olmuyor.
- Pensei que podia, mas não posso.
- Deniyorum ama olmuyor...
Estou a tentar! Não consigo...
Ama olmuyor mu?
Não estás a conseguir, não é?
Ama olmuyor, denedim.
Mas não consigo. Tentei.
Zavallı Ophelia'm, bıkmışsındır sularda gözyaşlarımı tutmalıyım onun için. Ama olmuyor, kötü alışmışız. Mayamıza işlemiş bu alışkanlık.
Já bebeste água demais, pobre Ofélia... portanto, proíbo minhas lágrimas... mas é apenas um truque... a natureza tem seus usos.
Her şeyi düzeltemeyeceğimi öğrenmiş olmam gerekirdi ama olmuyor.
Pensava já ter aprendido que nem sempre posso resolver tudo, mas parece que não.
Uyum sağlamaya çalışıyorum, çok uğraşıyorum. Ama olmuyor.
Eu bem tento adaptar-me, mas não consigo.
- Uğraşıyorum ama olmuyor işte.
Enfia-lhe o raio da agulha Enfia-lha!
Olmalı, ama olmuyor.
Pois devia, mas não ajuda.
Her şeye rağmen kazanabilirim diyorsun ama olmuyor. En azından her zaman.
Pensas que vais vencer as probabilidades, mas não vences... ou não muitas vezes.
Ama olmuyor... Tamam, yapabiliyorum...
Yo, Isto não vai...
Her şey eskisi gibi olsun istiyorum. Ama olmuyor.
Quero tudo como era dantes.
Ama olmuyor.
Mas não consigo.
- Ama ten rengim asla böyle olmuyor! "
- "Mas nada como isso!"
Ama şimdi beyaz ten bile yeterli olmuyor.
Mas hoje, nem pele clara já serve.
Bazı şeyler daha iyi oluyor, bazıları olmuyor. Ama ben kuralları ile oynamaya yemin ettim.
Mas eu jurei jogar pelas regras.
Bu hiç belli olmuyor ama ben olgunum.
Talvez não à primeira vista, mas amadureci.
Bu her zaman olmuyor ama sen hep haklı çıkarsın.
Tens razão.
İçime hava çekiyorum, ama birşey olmuyor.
Pelo menos, estou a inalar e não me cheira a nada.
- Ben - Ben açıcam ağzımı... konuşmak için... ama hiç bir şey olmuyor... Uyuşturucu kullandığım zamanların dışında.
Abro a boca... para falar... mas não consigo só quando uso drogas...
Mmm. Bu bilim kurgunun çok popüler olmasını anlıyorum, ama, ımm büyük vurgunların daima büyük yıldızları olmuyor mu?
Eu sei que a ficção científica é muito popular, mas... os grandes sucessos não têm sempre grandes estrelas?
Evet. hepsini anlamış gibi davranmayacağım ama, - bu pek çok arkadaşımın işsiz kalması demek olmuyor mu?
Não tenho pretensões em entendê-lo, mas isto não vai pôr a minha malta na rua?
- Yapıyorum ama yardımcı olmuyor.
- Estou a fazer mas... nem ajuda... nem é agradável.
Ama asıl mesleğinizi yapmanıza engel olmuyor mu?
Isso não interfere em sua verdadeira vocação?
Homer, hoş sohbetine doyum olmuyor ama bu akşam hayır işi yapacağım.
Homer, adorava conversar mas hoje faço trabalho de caridade.
Ama aptal olduğum için pek sorun olmuyor tabi.
Mas como sou mesmo idiota, até bate certo.
Ama acil durum, adı üstünde, vaktiniz olmuyor.
Mas uma emergência, por definição, não dá tempo para isso.
Yanlış anlama ama gerçek bir değişim olmuyor, olsa oyunculuk olmazdı.
Não me leve a mal. Não ocorre uma metamorfose real. Ou não seria representar.
Ama öyle olmuyor.
Mas não funciona assim.
Evet, ama her zaman vakit olmuyor.
Sim, mas nem sempre dá tempo.
Ama arkadaşınız pek yardımcı olmuyor.
Mas não creio que o seu amigo esteja a ajudar.
Bu gibi oyunlar Noel'de, şömine önünde oynanabilirler. Ama bence dışarıda olunca tadı olmuyor.
Estes passatempos são toleráveis no Natal, diante da lareira... mas um desperdício no campo.
Sabahları kendi kendime "Bu son" diyorum, ama öyle olmuyor.
De manhã, digo a mim própria que é a última vez... mas nunca é.
İnşaatla uğraştığı için durumu çok iyi ama Anneme hiç destek olmuyor.
Ele trabalha na construção civil portanto ganha bem... mas não dá nenhum à minha mãe.
Ama siz yarın sabah 11 : 15'te warp hızı uçuşunu yapmazsanız bunların hiç biri olmuyor.
Mas, a não ser que faça a viagem amanhã, antes das 11 : 15, nada disto acontecerá.
Biliyorum, "siyah kravat opsiyonel" diyor ama bu da biraz zorlamak olmuyor mu şimdi?
Sei que diz "traje de gala opcional"... mas estás a abusar um bocadinho.
Biliyormusun, gerçekten güçlü kasların var, ama tişörtün altından belli olmuyor.
Tens uns belos músculos peitorais, mas mal dá para ver, com a camisola.
Ama bunu yaparken onların da bizim zihnimize girmelerine izin vermiş olmuyor muyuz?
Mas, ao fazê-lo, correremos o risco de deixá-lo fazer uma incursão pela nossa?
- İtip duruyorum ama... ama hiçbir şey olmuyor.
- Continuo a empurrar, mas não acontece nada.
İki seneliğine bir Hollywood stüdyosunu yönettim... ama oradaki insanlara güven olmuyor.
Gerir um estúdio a Hollywood por 2 anos, mas não se pode confiar naquela gente.
Usta sensin, ama biliyor musun, bu pek de belli olmuyor.
És um mestre, mas eu não tenho fé nenhuma nisto.
Ama ona bir şey olmuyor.
A semana passa e ela nunca fica excitada.
Yani ben büyük penis deyince suç oluyor ama sen büyük penis deyince suç olmuyor öyle mi?
Então não posso dizer "grande caralho," mas tu podes dizer "grande caralho a sair da boca"?
Ama çok sık fırtınalar ve sağanaklar bunaltıcı sıcak ve evde eğitimle uğraşmaktan hiç vaktimiz olmuyor.
Mas com todas as tempestades, as inundações, o calor insuportável e as aulas no domicílio, não há tempo livre.
Onlara bizim seçtiğimiz bir yerde karşı koymayı düşünüyordum ama 6 milyar kişinin hayatı söz konusu olunca böyle bir lüksümüz olmuyor bu yüzden hemen karşı saldırıya geçmeliyiz.
Eu tinha esperanças de que pudéssemos atacá-los num lugar e numa altura da nossa escolha... mas com 6 biliões de vidas em jogo, já não temos esse luxo... por isso vamos ter que lançar a nossa contra-ofensiva.
Ve işte Pete, bana deli oluyor ve gerçekten mükemmel, ama hiç birşey olmuyor!
E há o Pete, que é doido por mim e é simplesmente perfeito, e não há química nenhuma!
Ama olaya çok yakın olduğun için bunu göremiyorsun ve vardığın yargılar da bu sebeple yardımcı olmuyor.
Estás demasiado próximo e o teu julgamento só pode estar afectado.
Bu gibi şeyleri ben buluyorum, altın değerinde olduklarını biliyorum ama hiçbir şey olmuyor.
Tenho estas ideias, sei que valem ouro, mas nada acontece.
Quark şaka yapmaya çalıştı ama Ferengi mizahı bu dilde hiç komik olmuyor.
O Quark estava só a tentar fazer uma piada, mas, infelizmente, o humor ferengi perde-se muito na tradução.
Eğer siz bu insanları eğitemezseniz hal ve hareketleri çocukluktan başlayarak bozulur ve onları ilk eğitimlerini aldıkları bu suçlarla cezalandırırsanız daha ne olabilir ki efendim ama siz önce onları hırsız yapıyor sonra da cezalandırmış olmuyor musunuz?
Se tolera a má educação dos vossos súbditos e seus modos impuros desde infância, então castigue-os por esses crimes a que a primeira educação os induziu, que mais se pode concluir, Senhor, mas que primeiro faz os ladrões e depois os castiga?
Şanslıymış ki parçayı buluyorlar ve dikiyorlar ama hiçbir zaman eskisi gibi olmuyor.
Felizmente encontraram-no e voltaram a pô-lo. Mas nunca voltou a funcionar direito.
olmuyor 171
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama o 292
ama olsun 39
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama onlar 41
ama olmaz 38
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama o 292
ama olsun 39
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama onlar 41
ama olmaz 38
ama onun 17
ama olamaz 19
ama olabilir 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama o zamana kadar 18
ama olamaz 19
ama olabilir 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama o zamana kadar 18