Ama öyle olmadı tradutor Português
534 parallel translation
Ama öyle olmadığını biliyorsunuz.
O Doutor sabe que não é só isso.
Ama öyle olmadı birçok şeyde yanlış yapmış olmalıyım.
Sabes, Lam, pode parecer impossível... mas devo ter-me enganado a respeito de muita coisa.
- Ama öyle olmadı.
- Não foi isso que aconteceu.
Yağmur, olayları sakinleştirir sandık, ama öyle olmadı.
Pensava que a chuva acalmaria os ânimos.
Ama öyle olmadı.
Ela estava enganada.
Bütün kadınların aptal olduğunu sanıyorsun, ama öyle olmadığımı bilesin diye.
Para que saibas que não sou tão estúpida como achas que as mulheres são.
Ama öyle olmadı.
Mas... não, senhor.
Ona evet dediğimde de aynı hisse kapılacağımı sandım, ama öyle olmadı.
Quando lhe disse sim, a ele esperei por esse sentimento.
Ama öyle olmadı.
Mas ele não gostou.
Çok büyük meblağlar alıyor olsan bunu anlayabilirdim ama öyle olmadığını duydum.
Eu posso compreender se você ganhar uma grande quantidade de dinheiro mas acho que não é nada assim.
Yaşlandıkça değişeceklerini sandım ama öyle olmadı.
Pensei que mudariam com o tempo mas não foi isso que aconteceu.
Öyle olmuş olsaydı evet... Ama öyle olmadı.
Se for assim... mas pode ser que não seja.
- Ama öyle olmadı.
- Mas não foi isso que aconteceu.
Ama öyle olmadı.
Mas não foi isso que aconteceu.
Ama öyle olmadığına göre ilk kararıma bağlı kalacağım. Onunla kendim evleneceğim.
Mas como assim não é, prosseguirei com os meus intentos.
Ama öyle olmadı.
Mas não aconteceu.
Suçlu hissedersin sanıyordum ama öyle olmadığı belli.
Eu pensava que te sentias culpado, mas agora já percebi.
Ama öyle olmadı.
Pois, mas não se passou assim.
Evet, ama öyle olmadı.
Sim, mas não morreram.
Ama öyle olmadı.
Mas não foi assim!
Olmadığını kimse söylemedi. - Evet ama herkes bana öyle söylüyor.
- Mas é isso que me têm dito.
Dördü öyle ama sonuncusunun olmadığını biliyorsunuz.
Quatro são, mas a quinta é verdadeira, e tu já o sabes. Vamos, rapaz.
Sıradan bir şey olmadığını kabul ediyorum, Bob, ama bu kitapta öyle yazıyor.
Não é muito normal, Bob, admito, mas diz aqui no livro.
Ama öyle olmadı. Sam gitti.
Não foi assim.
Hayatım, Kay için yeterince iyi olmadığını biliyorum ama öyle biri hiç olacak mı ki?
Eu sei que não é bom o bastante para a Kay, mas nenhum homem será.
- Ona öyle olmadığını anlatmaya çalıştık ama o, görünüşe göre, ne dediğimizi duymaktan çok, bizi asmaya hazırlanıyor.
Repito que não, mas parece que não quer saber.
Ama beni öyle olmadığına ikna ettin, mesele halloldu.
Você tentou me convencer, mas não é assim. Iremos juntos.
Hiçbir yerin Çandra kadar güzel olmadığını sanırdım ama Bağdat öyle.
Pensei não haver lugar mais bonito que Chandra. - Mas Bagdá é.
Öyle olabilir, ama bu tür bir savaş partisini haklı çıkaracak bir şey olmadı.
Talvez, mas nada aconteceu ontem que justifique esta guerra, Major.
Ama hiç de öyle olmadı.
Mas não foi o que aconteceu.
Ama ona, devrim konusunda ne düşündüğünü sorarsanız devrim olmadığını ve her şeyin eskisi gibi olacağını söyleyecektir. - Keşke öyle olsa.
Mas se lhe perguntarem o que ele pensa da revolução, ele dirá que não há revolução alguma e que tudo continuará como dantes.
Oğlan öyle sanabilir, ama kız öyle olmadığını biliyor.
Ele pode pensar assim, mas ela sabe que nao é.
Ama tabii, hiç de öyle olmadı.
Mas não fizeram um único!
Ama belki de hiç öyle olmadı.
Mas talvez não tenha sido assim.
Ama bu yolda olmadığın biri gibi davranıyorsan kısa zamanda öyle biri olup çıkarsın.
Mas se entretanto tens de ser assim, cedo te tornarás outra pessoa.
Gerçekten istediğin hiçbir şey olmadığını düşünürdüm... ama mesele bu değil, öyle değil mi?
Eu pensava que não havia nada que você realmente quisesse... mas não é verdade, pois não?
Ama sizin beyniniz olmadığına göre sorunda yok, öyle değil mi?
No teu caso, a perda não é grande.
Ama öyle olmadı üstelik delirmekten korkmuyorum.
Mas não enlouqueço no instante seguinte.
Ama benimle öyle olmadı mı?
Mas não comigo, não é?
Ama biz öyle olmadığını biliyoruz, değil mi?
Mas ambos sabemos que não foi, não sabemos?
Ama... Benim için öyle olmadı.
Mas não foi assim comigo.
Ama gözü pek gazetecimiz, ikna olmadı, öyle mi?
Mas a nossa intrépida jornalista não ficou convencida, pois não?
Sen gitmeden önce söylemek istedim. Ama öyle gittin ki buna fırsat olmadı.
Queria dizer-to antes de partires, mas da forma como partiste não houve tempo.
Ama siz ve ben öyle olmadığını biliyoruz, değil mi?
Mas você e eu sabemos que não é bem assim, certo?
Davranışlarının çok garip olduğunu biliyorum ama genelde öyle normal ve uyumlu ki, John o olduğuna inanamıyorum dışardan onu etkileyen bir şey olmadığına.
eu sei que o comportamento dele é estranho... Mas ele sempre foi tão acessível e bem integrado, John... Eu não posso acreditar que seja ele...
Ama öyle davranmaktan mutluydu. Benim yapacak daha iyi bir şeyim olmadığı için durumu kabullenmiştim.
Mas ficou feliz por disfarçar e já que não tinha nada para fazer, alinhei no jogo.
Evet, bilgisayarlar konusunda sizin kadar bilgili olmadığımın farkındayım ama hâlâ hayattayım, öyle değil mi?
Sei que não sou tão esperto quanto vocês nessas coisas de computador. Mas, ainda estou vivo não estou?
- Öyle söylemiştim. Ama sonradan onun - Sponge'a değer - olup olmadığına karar veremedim.
- E estava, mas depois não consegui decidir se ele era digno da esponja.
Mükemmel olmadığı malum ama bugünün dünyasında kim öyle ki?
Ele não é perfeito, mas quem o é neste mundo prosaico?
Öyle oldu ama, olmadı mı?
Mas aconteceu, não foi?
Ben... eminim ki ziyaretinizin sebebi talihsiz bir kazadan dolayı olmadığından eminim, ama öyle olsaydı, emin ellerde olacağınız konusunda sizi temin etmek isterim.
Eu estou... certo que nada irá acontecer com vocês em sua visita aqui, mas se acontecesse, podem ficar descansados que vocês estarão em mãos muito capazes.
ama öyle 102
ama öyle değil 51
ama öylesin 16
ama öyleyim 16
öyle olmadı 39
olmadı 215
olmadım 24
olmadığını biliyorum 19
olmadı mı 33
ama oldu 35
ama öyle değil 51
ama öylesin 16
ama öyleyim 16
öyle olmadı 39
olmadı 215
olmadım 24
olmadığını biliyorum 19
olmadı mı 33
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama o 292
ama olsun 39
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama onlar 41
ama olmaz 38
ama onun 17
ama olmuyor 24
ama orada 22
ama o 292
ama olsun 39
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama onlar 41
ama olmaz 38
ama onun 17
ama olmuyor 24
ama olamaz 19
ama olabilir 19
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama o zamana kadar 18
ama önemli değil 67
ama öncelikle 23
ama olabilir 19
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama o zamana kadar 18
ama önemli değil 67
ama öncelikle 23