English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ H ] / Hepsi bu işte

Hepsi bu işte tradutor Português

248 parallel translation
- Bütün hepsi bu işte.
- É isso que estou a dizer.
Kocanın işlerini paylaşıyorsun ve hepsi bu işte.
Ajudando o trabalho do marido.
Ah bir bakalım, biraz hazımsızlığı var, hepsi bu işte.
Vejamos. Ele tem apenas um princípio de indigestão.
Hepsi bu işte. bir tek senin bizi birleştirmen kaldı, kutsal bir törenle.
Falta só que nos unais pelo sagrado matrimónio.
- Hepsi bu işte.
É tudo o que tem.
Hepsi bu işte, Adrian.
É só isso, Adrian.
İşte, hepsi bu.
Pronto, acho que é isto.
Hepsi bu... Anneleri bilirsiniz işte.
Sabe como são as mães.
İşte hepsi bu kadar Mr. Riordan.
E é isto, Sr. Reardon.
Evlendiğim adam sendin. İşte hepsi bu.
Mas tu és o homem com quem casei e... isso é tudo o que interessa!
Hepsi benim hatam tabii. Tam bir aptal olduğum için bu duruma düşmüştüm işte.
Bem, a culpa é minha, mas foi assim que me meti nisto, sou um grande palerma.
- Hepsi bu işte.
- É tudo.
İşte hepsi bu. Aziz George yardımcımız olsun!
Assim, e São Jorge ajudando!
Hepsi bu kadar işte.
Pois é tudo o que ela escreveu.
İşte hepsi bu, baba.
Foisó isso, papai. Esse foi o motivo.
Cleve işte, hepsi bu.
O Cleve é o Cleve, simplesmente.
Şey, şanssızlık işte, hepsi bu.
Bem, foi só um azar, nada mais.
Severim işte trenleri, hepsi bu.
Gosto deles. É só isso.
Hepsi bu kadar. İşte İngiltere'ye böyle geldim.
- Foi assim que cheguei a Inglaterra.
Bu buharIarın içinde kaybettiğimiz bir arkadaştan bahsediyordum. Hepsi o kadar işte. Bir arkadaş.
Procuro um amigo, que se perdeu no nevoeiro.
İşte, hepsi bu kadar.
E é tudo.
# İşte hepsi bu kadar #
E foi tudo.
İşte hepsi bu Kaptan.
Foi tudo o que senti, Capitão.
- İşte hepsi bu.
- Resume-se tudo a isso.
İşte. Hepsi bu.
Pronto, nada mais.
- Yani hepsi bu işte!
- Se for mesmo assim!
Kocakarı masalları işte, hepsi bu.
Cantigas, claro.
İşte, hepsi bu kadar.
Pronto, já está.
- İşte hepsi bu kadar.
- É disto que se trata.
- İşte hepsi bu kadar.
- Então foi isso.
İşte... Hepsi bu kadar.
Aqui está tudo o que tenho.
Demek istediğinizi anladım... bir avuç Nazi, işte onlar bu... hepsi de.
- Eu percebo-o, mas... São um bando de boches! Todos eles!
İşte hepsi bu.
Nada mais.
Ama keyiflenince işte, hepsi bu, biraz eşek şakası.
Mas parecia apenas entusiasmo da sua parte, brincadeiras rudes.
İşte hepsi bu kadar basit.
É tão simples como isso.
Bu işte hepsi birlikteler.
Estão todos metidos nisto.
Bu işte hepsi birlikteler!
Estão todos metidos nisto!
Bu işte hepsi...
Estão todos metidos...
Hadi, işte hepsi bu.
Vamos é disso que ele é tudo sobre
İşte hepsi bu kadar!
É isso tudo o que eu também preciso!
İşte, hepsi bu.
- Bem, é isso.
48 saat sonra çalındığını haber verirsin, Avusturya'da bir dağ köyünde bulunur. İşte oldu, hepsi bu!
Depois de amanhã, poderás encontrá-lo próxima da fronteira austríaca.
Arlena benim karım ve hepsi bu kadar işte!
Arlena é a minha esposa.
Hepsi bu kadar işte.
- Juro pela alma da minha mãe.
- İşte, hepsi bu kadar.
- E pronto, é tudo.
Adam arazime izinsiz giriyordu, sınırı aşmıştı, işte hepsi bu.
Estava a invadir propriedade alheia. Levou um mergulho e pronto.
İşte hepsi bu, dostlar!
Isto é o que interessa, amigos!
İşte oldu. Hepsi bu.
E isso mesmo.
Hepsi duyacak. - İşte bu adamım!
Foda-se, meu.
" Bir adamdı işte, hepsi bu.
" Ele era um homem, apenas.
Tanrım! Birgün çıkageldi işte, hepsi bu.
Sei lá, de um dia para o outro!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]