Her ne ise tradutor Português
1,565 parallel translation
O zamanlar her ne ise öyle diyorduk.
Chamemos-lhes o que eram.
Günaydın, iyi akşamlar, her ne ise.
Bom dia, boa tarde, o que for.
Bu saldırganın işi her ne ise o makinadaki dişlilerden biri. Fazla çalışıyor ve değer görmüyor. Farkedilmemeye alışık.
Qualquer que seja o emprego do suspeito, ele está preso a uma máquina, é sobrecarregado, subvalorizado, não está sendo notado.
Şehir yönetimi sadece birinin doğru şeyi yapmasını ister. O her ne ise.
A Câmara quer que alguém faça o que é correcto, seja isso o que for.
Hiçbir fikrim yok, bu her ne ise.
Não tenho idéia do que é isso.
Her ne ise, Kid Rock imzalamadan önce orada mıydı
O que quer que seja, estava lá antes do Kid Rock assinar o passe.
- Her ne ise yok.
- De modo algum. - Muito bem.
Hayır, Olanlar her ne ise Jack'in suçu değildi.
O que quer que tenha acontecido, não foi culpa do Jack.
O zaman her ne ise yarına kadar bekleyebilir.
Seja lá o que for, pode esperar por amanhã.
Her ne ise, bu kadar nakiti yasal yolla elde edemezsin.
Seja o que for, para render tanto, não pode ser legal.
- Bedeli artık her ne ise.
O que for preciso.
Buradaki her ne ise giderken yanlarında götürmüşler.
O quer que fosse que estivesse aqui... alguém o levou.
Bak, her ne ise... Bu işte tetiği çekecek kişi ben olmalıyım.
Ouve, o que quer que seja... tenho de ser aquele que prime o gatilho.
- Her ne ise, Hıristiyanlıkta yeri yok.
- O que quer que seja, não é cristão.
Her ne ise suç mahallinden buraya taşımış.
- É orgânico. Seja o que for, foi trazido por ele da cena do crime.
Harika, o helmintler her ne ise bul onları.
Óptimo, seja o que isso for, encontra-os.
Lisa'nın dokunduğu şey artık her ne ise cildine nüfuz etti ve ölümüne yol açtı.
Seja o que for, que a Lisa tenha tocado ou manuseado, foi absorvido pela sua pele, e foi isso que a matou
Her ne ise, bu tarafa gitmiş.
Bem, o que quer que tenha sido, foi por ali.
Seni cehenneme götüren her ne ise oraya gidip otursam vücudundaki her sinir yanana kadar derin karıncalanana ve beynin yalvarana kadar ve yavaş yavaş çekildiğini izlesem neler olur?
O que vai acontecer é que vou sentar-me ali fora e vou observar como lentamente começas a sofrer da abstinência. Até que cada nervo do teu corpo comece a arder. Até que a tua pele fervilhe e o teu cérebro suplique pela porcaria que tomaste.
O yüzden sana olan her ne ise, bana da oluyor.
O que quer que esteja a acontecer consigo, está a acontecer comigo.
O şey her ne ise sen kaçarken mi dışarı çıktı?
Achas que veio mais alguma coisa quando tu escapaste?
- Sucre, istediğin her ne ise...
- Sucre, seja lá o que queres...
Bu her ne ise, sonu iyi olmayacak.
O que quer que seja, não vai acabar bem.
- Her ne ise, daha önce hiç görmedik.
- O que quer que seja, é novo.
Her ne ise.
Aconteça o que acontecer.
Yaptığını sandığın günah her ne ise cezasını çekmeye çok isteklisin bu yüzden istifa etmek yerine, buradan çıkıp yarın akşam iskele tarafı hangar güvertesindeki törene gelmeye ve bu lanet madalyayı göğsüne takmama izin vermeye ne dersin?
Parece decidido a pagar uma penitência por algo que julga que fez. Em vez de se demitir, porque não sai daqui e vai ter comigo ao hangar amanhã à noite para esta cerimónia e me deixa agraciá-lo com esta porcaria de medalha?
- Bu şey her ne ise hareket ettirdiğinde renk değiştiriyor. - Çok ilginç.
Seja lá o que isto for, quando mexes, ele muda de cor.
Önemli değil. Her ne ise, baş edeceğiz. - Eve geliyor.
Seja o que for, vamos superar o problema.
Merhemi ya da ilacı kullanırız ya da her ne ise işte, ve iyileşiriz. Sorun kalmaz.
Vamos arranjar a pomada ou unguento ou lá o que é que se põe lá em baixo e vamos ficar bem.
Rock yıldızı, hatları tıkayan her ne ise onu durdurduğu zaman botumu arayabilmeniz lazım.
Quando a estrela de rock desligar seja o que for que nos está a bloquear, tens de conseguir ligar ao meu barco.
Proje, her ne ise, bana kocama mâl oldu.
Aquele projecto, seja lá o que fosse, custou-me um marido.
O şey, her ne ise. Babamın ehliyeti ondaydı.
Esta coisa, seja lá que raios era, estava com a carta de condução do meu pai.
- Her ne ise.
- Tanto faz.
Her ne ise asit yaymadığını umarım.
Eu só, espero que não sangre acido.
Her ne ise.
Tanto faz.
- Her ne ise, bizi ilgilendirmez.
- O que quer que seja, esquece.
Planın her ne ise, iyi şanslar.
Bem, seja qual for o plano, boa sorte.
Her ne ise, adamımız unutmak istemiyormuş.
Seja o que for, ele não se queria esquecer.
Yani, yapmamız gereken her ne ise... onu bugün yapmanız bekleniyor. Yani tüm bunları daha önce yaşadın.
Quer dizer que seja lá o que tenhamos que fazer, tem de ser feito hoje.
Her ne ise Cehenemden geldi.
O que quer que seja, foi feito no inferno.
Problem her ne ise seni bizden uzak tutan şey her ne ise ne olmuşsa, sandığın kadar kötü olamaz.
Qualquer que seja o problema. O que quer que seja que te tem afastado de nós, o que quer que tenha acontecido que seja tão mau que nem sequer possas falar comigo sobre isso.
Bir süre lanetlendiğimi düşündüm ya da kurt adam olduğumu. Ya da her ne ise...
Por um tempo pensei que estava amaldiçoado ou um lobisomem, ou Deus sabe lá o quê.
Tamamen içilmiş sigara izmaritinde ise her iki uçta da katran lekesi var. Bu kıyaslamayı ne ile yapıyorsun?
O cigarro fumado até ao filtro tem manchas de alcatrão nas duas pontas.
Her ne ise, bunun yanına kalmayacağını biliyorsun.
O que quer que seja, sabe que não vai escapar.
Rahatsızlık eden her ne ise ciğerleri değil.
- Está inutilizável.
Artık her ne ise, Lopez işe gelmekten korktuğunu söylüyor. Yanlış bir şey yaparsa, fiziksel saldırıya uğrayacağından korkuyor.
Receio que se fizer alguma coisa mal, seja atacado fisicamente.
Her ne kadar Turner soyadı ile yazdığı vasiyetinde her şeyini Lila ve kızına bırakmış ise de...
Sobre o último nome Seaver, ele tem um seguro de vida de meio milhão de dólares.
O madde artık her ne ise, yakından, uzun süre temas etmiş.
Seja como for, ele ficou exposto e muito próximo da dose.
En kötü yanı da, her ne yapıyorsa işe yarıyor.
O pior é que está a resultar.
Düşündüğün her ne doğru ya da yanlış ise...
Tudo o que tu pensas que é certo, está errado.
Sarah, kilisede her ne oldu ise Walt her ne yapıyorsa eminim ki, her zaman yaptığı bir şeyi yaparken öldü.
Sara, seja o que for que tenha acontecido na capela... seja lá o que ele estava fazendo. Tenho certeza que ele morreu fazendo algo que ele sempre fazia.
her neyse 2842
her ne olursa olsun 80
her ne kadar 48
her ne istersen 16
her neredeyse 27
her ne olursa 33
her neyse işte 22
her ne olduysa 22
her ne haltsa 24
ne işe yarar 39
her ne olursa olsun 80
her ne kadar 48
her ne istersen 16
her neredeyse 27
her ne olursa 33
her neyse işte 22
her ne olduysa 22
her ne haltsa 24
ne işe yarar 39
ne işe yarıyor 34
ne işe yarar ki 22
ne işe yarayacak 19
işe yaradı 291
işe gidiyorum 30
işe yaramaz 340
işe yarar 73
işe yarar mı 34
işe yaramıyor 223
işe yaramazlar 21
ne işe yarar ki 22
ne işe yarayacak 19
işe yaradı 291
işe gidiyorum 30
işe yaramaz 340
işe yarar 73
işe yarar mı 34
işe yaramıyor 223
işe yaramazlar 21
işe geç kaldım 21
işe gitmem lazım 28
işe yaramayacak 101
işe yarıyor 218
işe yaramadı 112
işe yarıyor mu 48
işe yarayacak mı 29
işe yararsa 16
işe yarayacak 86
işe yaradı mı 49
işe gitmem lazım 28
işe yaramayacak 101
işe yarıyor 218
işe yaramadı 112
işe yarıyor mu 48
işe yarayacak mı 29
işe yararsa 16
işe yarayacak 86
işe yaradı mı 49