English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Ç ] / Çok yakınız

Çok yakınız tradutor Português

1,169 parallel translation
Çok çok yakınız.
Estamos muito próximos.
Öyle görünüyor ki şu anda çok yakınız... ama açıkça, geri dönemeyiz.
Parecíamos estar tão perto... mas claramente, não podemos regressar.
İşi bitirmeye çok yakınız, efendim.
- Estamos quase a resolver o assunto.
Harvey'nin hikâyesinin olduğu yere çok yakınız. - Yarım saat. Vic.
Meia hora.
- Hâlâ çok yakınız.
- Ainda estamos perto demais.
Antijeni tamamlamaya, çok yakınız.
Estou perto de formular um antígeno.
Dinle, çöküşün olmasına çok yakınız.
Isto está a ficar descontrolado.
Çok yakınız!
Estamos tão perto!
Aramızda rüyalarının peşinden bir tek o koşturuyor ve şu anda o rüyaya çok yakınız ve "en kötüsü geri kaldı" sözüne inanıyorum.
Porque ele sozinho atreveu-se a sonhar... e agora estamos tão próximos... que acredito nele quando disse que o pior já passou.
Onunla çok yakınız. Yemin ediyorum. Çöldeki bir bedevi kadar terliyorum.
Como é que sobrevives sem os conselhos maravilhosos dela?
Mark Sheridan'a çok yakınız. Haydi, canlanın!
O Mark Sheridan está por perto.
Bir şeylere çok yakınız! Ucuna kadar geldik.
Estamos no limiar aqui!
Çok yakınız.
Estamos demasiado chegados.
Şu anda babamın arzusunu yerine getirmeyi tamamlamaya çok yakınız.
Estamos perto de cumprir o plano de meu pai para falhar agora.
Woody'e çok yakınız.
Já estamos mais perto do Woody.
Gonzo " yla ben çok yakınız.
Eu e o Gonzo somos muito amigos.
Genç bir kızın sert, sıkı, parlak ve pembe renkli cinsel organında vulva dudakları birbirine yakındır, vulvadaki dudaklar küçük ve kapalıdır, klitorisinde küçük bir sünnet derisi vardır, vajinanın kıvrımları çıkıntılı ve birbirine yakındır, salgı bezleri derindedir, vajina ağzı ve vulva döl yatağı çok dardır, ve kızlık zarına dokunulmamıştır.
Quando uma jovem apresenta ao nosso exame as partes genitais externas um pouco duras, firmes, brilhantes e de uma cor escarlate, os lábios da vulva muito juntos, as ninfas pequenas e recobertas, o clitóris com um prepúcio curto, as pregas da vagina salientes e próximas entre elas, as cavidades mucosas profundas, o orifício vaginal e a conduta vulvo-uterina muito estreitas, e o hímen no seu estado de integridade, diremos francamente que são patentes os sinais da virgindade física.
Bana sorarsan ayrıldıktan sonra hala bu kadar yakın olmanız çok hoş.
Sabes uma coisa, Max? Acho linda a forma como vocês se entendem.
Evet, eşin çok yakışıklı olmalı baksana, kızın eşsiz bir yüze sahip.
E tu deves ter um marido todo bem-parecido, porque ela é um amor.
Özgürlüğe, hem yakın hem de çok uzak daha şanssız olan arkadaşları morgun yolunu tutarken hayatta kalan kaçaklar, Henri Young ve Rufus McCain geri götürüldüler.
Tão perto da liberdade, Henri Young e Rufus McCain voltaram para a prisão, enquanto os outros vão entrar no necrotério.
Mr. Stamphill, bu mahkemeye karşı saygısızlık etmeye çok yakınsınız!
Sr. Stamphill! O senhor está perto de perturbar o Tribunal!
- Eskiden çok yakındınız. - İkiniz hapse girdikten sonra aranız bozuldu.
Até que fomos juntos a prisão.
Çok yakınsın. Kız, pazarın kurulduğu kasabada.
Está bem perto, ela está no mercado da cidade.
Bilgisayar, tarayıcılarımızın verilerini inceledi, şu anda geminin neye benzediğini görmeye çok yakın olmalıyız.
O computador analisou todos os dados de nossos tricorders. Então isso deve estar bem perto de como se parece agora.
Evet, çok yakında istediğiniz barışa sahip olacaksınız.
Sim, é o que muito em breve terão.
Çok güzel. Çalışmışsınız. Yakında bütün çarpma işlemlerini yapabileceksiniz.
Em breve, saberás todas.
Lockley'den hoşlanmıyorsanız çok boğucu ya da buna benzer olduğunu düşünüyorsanız 75 km yakınına bile yaklaşmamalısınız.
Se não gostar de Locjleigh, por ser muito húmida, ou algo assim, escusa de alguma vez lá ir.
Birbirinize çok yakışacaksınız.
Que adorável casal vocês fazem.
Çok yakınındayız ve Jo da video çekimi yapıyor, tamam mı?
Estávamos perto demais e a Jo estava com a câmara. A filmar, certo?
Reaktör çekirdeğine çok yakınsınız.
Estão perto do núcleo do reator.
Şimdi yaptığınız bu prototip sayesinde, çok yakında, Kravik birimlerini yeneceğiz.
Agora que você construiu o protótipo, em breve excederemos em número as unidades Cravic.
- Siz ikiniz çok yakın olmalıymışsınız.
Vocês os dois devem ter sido muito chegados.
Çok yakın yatacağız.
Vamos dormir muito juntinhos.
Bu yakışıklı, çok ateşli adam için... erimeye hazır mısınız hanımlar!
Este rapaz é fogo. Comecem a derreter, meninas.
Konuklarınız birbirleriyle çok yakın oturtulmamalıdır.
"Os vossos convidados não deviam estar sentados demasiado perto uns dos outros."
Ray, Curtis çok yakın dostun, biliyorum, ama ondan kurtulmalıyız.
Ray, sei que tu e o Curtis são amigos, mas tens de te livrar dele.
Ya çok yakınlaşırsanız ve sırtının kıllı olduğunu öğrenirsen?
E se vocês se envolvem, e tu descobres que ele tem pêlos nas costas?
Buffy, Willow'u çok seviyorum, en yakın arkadaşım. Bu da Willow'u dudaklarını hakkında hayaller kurmadığım tür bir kız yapıyor.
Buffy, eu adoro a Willow e ela é a minha melhor amiga, o que faz dela o tipo de rapariga em quem não pense muito nos lábios.
Sizler çok cana yakınsınız.
Vocês foram muito amáveis.
Bu çok mantıksız görünebilir.. Voyager'i diğer herhangi bir mürettabatım gibi yakın hissediyorum.
Por mais ilógico que isso possa parecer... me sinto íntima da Voyager... como qualquer outro membro da tripulação.
Nah, yıldız olmak için çok yakın, geri çek.
Nah, está demasiado perto para ser uma estrela, afasta.
Tanrım, birbirinize çok yakındınız.
Meu Deus, vocês eram tão unidos.
Çok yakın olmalıyız.
Devemos estar perto.
Bu konuda derhal karar vermeli ve saldırmaktan korkmamalısınız! Hatta bu çok yakınınızda olsa bile.
Deveis levar estas coisas tão a peito que não receeis abater nem mesmo aqueles que vos estão mais próximos, se estiverem implicados.
Fakat çok yakında hayatınız veya eviniz mahvolduğunda ve verecek bir şeyin kalmadığında, o çok iyi arkadaşlarınız sizi sessizce ezerler.
Mas no dia em que a tua vida ou a tua casa pegarem fogo que os teus sonhos de burguês se derrubem e fiques sem nada, os teus irmãos, os teus supostos amigos...
Çok yakın olarak çalıştığınız biri benimle birkaç kez bağlantı kurdu ve çok gizli bir bilgiye ulaşma imkânı sağlamayı önerdi.
Um homem com quem trabalha contactou este gabinete e deu-me informações confidenciais.
Altını alamadığınız için üzgünüm... ama çok yakında çok daha ilginç bazı mallarım olacak. - Rakibiniz nerede?
Lamento que não tenhas conseguido o ouro, mas brevemente terei mercadorias de maior interesse.
Bodrum katında, çok yakın zamanda yüksek miktarda nitrogliserin yapımında kullanılmış olan birkaç küvet bulacaksınız.
Na cave, estão algumas banheiras que recentemente foram usadas para fazer nitroglicerina.
Yakın insanları kaybetmek çok acı verici ve yalnız bırakıcı olabilir.
A perda de pessoas próximas pode ser muito dolorosa e triste.
Siz Kate'in en yakın arkadaşlarısınız, ve biliyorum ki sizin düşünceleriniz onun için çok önemli. Ve...
Vocês são as melhores amigas da Kate e as vossas opiniões são importantes.
Âdem kostümüyle, çok yakışıklı olacaksınız.
Embora tu em traje de Adão ficarias mais bonito.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]