Diyorlar ki tradutor Russo
241 parallel translation
Herkes ablamın ne diye grev yaptığını soruyor. Diyorlar ki...
Это еще три пятьдесят в неделю, и они нам ох, как нужны.
Her neyse, duyduk ki, diyorlar ki...
Но мы слышали- - Говорят- -
Diyorlar ki Empire ve bazı yerlerin - Öyle mi?
Говорят, представление в варьете такое...
Diyorlar ki, "Adınızı bilmiyoruz bayım ama " çok iyi birisiniz. "
Они говорят, "Мы не знаем вашего имени, мистер, но вы очень славный малый."
Diyorlar ki bu kabindeki herkesin içine Gråvik'in kötü ruhu girecek.
Говорят, что каждый в этой хижине будет одержим злым духом Гровика.
Diyorlar ki, Cefalus'lar açgözlü avcılardır açgözlü oburlardır... ve açgözlü... neyse, sadece açgözlü.
Известно, что Чифалу были заядлыми охотниками,.. ... заядлыми обжорами и вообще заядлыми.
Diyorlar ki...
Говорят...
Özellikle, diyorlar ki, süt ile!
Особенно, говорят, с молоком.
- Diyorlar ki...
- Они говорят...
Ama Harry ve senin hakkında diyorlar ki...
- Я слышал, у вас с Гарри...
Diyorlar ki :
Говорят :
Artık işe yaramıyor, hiçbir şey yaramıyor. Diyorlar ki "Hadi, şampiyonla dövüş."
Ноги не работают, все плохо, а они мне говорят : "Давай, дерись!"
Ona yanlış şişeyi verdiklerini fark ediyorlar... ve geri gidip, diyorlar ki :
Они обнаружили, что дали ему не ту бутылку. Они вернулись и спросили :
Diyorlar ki, günde bir fare vebayı uzak tutarmış.
Нет, теперь, когда мы знаем о крысах, мы никогда не заболеем.
Diyorlar ki Aen yalnızca seni atlamış...
Говорят, Оеи только тебя пропустила.
Diyorlar ki ; kardeşim Mihail bazı dolaplar çeviriyormuş.
Они рассказывают, что это интриги вашего брата Михаила.
Kana susama, diyorlar ki,
Жажда крови, как говорят
Ve diyorlar ki bu...
Они говорят,
Shaggy ve Scooby Doo var ve diyorlar ki...
И вот Шагги и Скуби Ду. Они такие :
Diyorlar ki, Garon II'nin gerçek hikayesini anlatmamışsın ve kendini divanı harpte savunmamışsın.
Говорят, что Вы никогда не рассказывали настоящую историю Гарона II. Также говорят, что Вы не защищали себя на трибунале.
Amerika'da insanlar benim canımı sıkıyorlar, diyorlar ki : "Bu savaş bize kendimizi daha iyi hissettirdi."
Меня некоторые доебывали " Эй, война подняла наш дух!
Diyorlar ki buldukları yeni his buymuş.
Говорят это новое чувство, которое было открыто.
Ama diyorlar ki, mağara adamları sağda solda gezerlerken bile bir an durup, arkasını dönüp dinazoru gördüğünde, hemen tabanları yağlarlarmış.
Говорят, это чувство появилось еще во времена пещерного человека, когда он думал : "Погоди-ка" и оборачивался, а там динозавр или еще кто-нибудь, и он уносил ноги.
Diyorlar ki rüya kötüymüş, bir nevi halüsinasyonmuş.
Сон, дескать, видел, бред, галлюцинацию.
Diyorlar ki ben-Ben - Heyecanlanıyormuşum.
О-они говорят, я-я Я ещё и краснею.
Diyorlar ki ; ailem iyi bir görüntü sergilemediği için seçimlerde eyalet yönetimine seçilememişim. Söyledikleri bu.
Меня не выбрали в правительство потому, что у меня была не соответствующая уровню семья!
Diyorlar ki, bir tane de onlar alacaklarmış. Burada yazıyor :
Пишут, что это они её купили.
- Diyorlar ki...
— Они говорят...
Diyorlar ki 1,000 feet'ten fazla olacak.
Они говорят, что он должен быть больше тысячи футов.
Diyorlar ki, Marki De Carabas ile birlikte yolculuk ediyormuşsunuz.
Говорят, вы шли сюда с Маркизом Карабасом.
Diyorlar ki, postu, savaşmayı deneyip de mağlup olanların kılıçları, mızrakları ve bıçakları ile kaplıymış.
Говорят, его шкура щетинится мечами, копьями и кинжалами, 213 00 : 14 : 03,783 - - 00 : 14 : 05,974 которые вонзили в него те, кто сражался с ним и потерпел поражение.
Diyorlar ki, Merlin'in efendisi Blaise vaktiyle öyle aldatıcı bir dans müziği yazmış ki duyan herkesin ceplerindeki paralar cezbe geliyorlarmış.
Говорят, Блэйз, наставник Мерлина, однажды сочинил мелодию - такую занимательную, что выманивал монеты из карманов любого, кто слышал ее.
Yani temelde bu kürtaj karşıtı tipler bize diyorlar ki bir kereden fazla adet görmüş her kadın bir seri katildir.
То есть, основная идея, которую противники абортов нам пытаются впарить, заключается в том что любая женщина, у которой месячные были более одного раза является серийной убийцей.
Diyorlar ki tek başına - tek başına - herkesin gördüğü en korkunç canavarı öldürmüşsün.
Говорят, что ты в одиночку, в одиночку, Синке, одолел самого ужасного зверя на свете.
Diyorlar ki prensesi getirene büyükannenin ödeyeceği para da görkemli olacakmış.
А говорят, что бабушка Заплатит вам! Ты только ей царевну возврати!
Bu, sigorta şirketinin koşulu ; diyorlar ki, farkında olmalıymışsınız bu bir oyun ve siz de bu söz konusu oyuna kendi isteğinizle katılıyorsunuz öyle ya da böyle, garanti ediyoruz ki, ücret tamamen kardeşinizin size bir hediyesidir ve sizin memnuniyetinize bağlıdır.
В страховке отмечено, что Вы добровольно хотите стать участником игры.
Dinle, Max, diyorlar ki öyle ya da böyle durumu kontrol ediyorsan Baily'nin akşama teslim olması iyi bir düşünce olacak.
Макс, они предлагают, чтобы... Если ты контролируешь ситуацию, а я уверил их, что это не так было бы неплохо, если бы Бейли сдался к вечеру.
Diyorlar ki, son günlerde buralarda bir hayalet görülüyormuş.
Говорят, что здесь появляется призрак.
Diyorlar ki Dedektif Walenski birazcık keçileri kaçırmış.
Говорят, что детектив Валенски умом тронулся.
Diyorlar ki o dört kedi boyundaymış ayrıca katlanabilir bacakları sayesinde üstüne atlıyormuş.
Говорят, оно здоровое как четыре кошки. И у него вытягивающиеся ноги, чтобы было удобнее хватать.
Neden Ovaltine diyorlar ki?
Почему это называется "Овалтин"?
Diyorlar ki..
НУ так?
İstihbarat raporlarını okuduğuna eminim diyorlar ki gezegenleri buzdan bir çorak araziymiş.
Я думаю ты читал доклад разведки о том, что их родина - замороженная пустыня.
Diyorlar ki çöp öğütücülerin armatürleri bile latinyum kaplıymış.
Говорят, там даже ненужная арматура покрыта латиной.
Diyorlar ki Büyük Nagus DU9'a halefini açıklamaya geliyormuş.
В них говорится, что Великий Нагус приедет на ДС9, чтобы назвать приемника.
Ve diyorlar ki, Bagger Vance nasıl Junuh'nin yardımcısı oldu.
Говорят, именно так Баггер Ванс стал кэдди Джуну.
Kendisini öyle kötü tanıtıyor ki, onu red etmek daha iyi diyorlar.
Он дурно себя повёл и должен отступиться.
Tabi ki hayır. "Savunma Bakanlığında Kaç Komünist Var?" diyorlar.
Они пишут : "Сколько же там коммунистов?"
Ben iyiyim. - Kim iyi değilsin diyor ki? - Diyorlar.
- А кто говорит, что нет?
Diyorlar ki dondurma sağlık için gerçekten faydalıymış.
Знаешь, что?
Ama bu seni niye durdursun ki? - Sadece insanlar bana "selam" diyorlar.
- Но почему это должно тебя останавливать?