Uzun süre tradutor Russo
5,869 parallel translation
Foklar balık yakalamak için uzun süre suyun altında kalırlar.
Чтобы поймать рыбу, котики ныряют под воду на длительный период времени.
Eğer uzun süre yaşamak bana bir şey öğrettiyse o da insanların neler yapabileceğine karşı asla tam anlamıyla hazırlıklı olamadığındır.
Если длинная жизнь научила меня чему-то, так это тому, что ты никогда не можешь быть по-настоящему готов к тому, на что способны люди.
Bu beni uzun süre tutamaz Phil.
Это не сможет удерживать меня долго, Фил.
Uzun süre canavar olduğunu düşündüğünü biliyorum.
Я знаю, ты думал так долгое время.
Çok uzun süre bu işi yaptım, hiç öyle bir silah duymadım.
Я проработал много времени, но никогда не слышал о таком оружие.
O şişko herifin banka soyacak kadar uzun süre ayakta kalmasına imkan yok.
Ну никак этот жирный мудак не смог встать и ограбить банк.
Ama elbiselerde daha uzun süre kalırlar...
Но одежда осталась бы испорченной подольше...
Ve Mahkeme hala tatildeyken bunu halledip o koltuğu uzun süre boş bırakmamalıyız.
Также нельзя, чтобы эта должность долго пустовала, пока суд ещё заседает.
Çünkü kurtlar uzun süre koyunların yanında kalmaz.
Потому что волки обычно не задерживаются надолго возле овец.
- Uzun süre güneş atlında bırakılıp... -... ve açılmış üzüme benzedi bana açıkçası.
Его кожа напоминает виноград, который оставили на солнце и он лопнул.
Kendime senin için çok uzun süre tanıştığım bir adama benzeyen biri dedim.
Говорил себе... вот человек, кто похож на кого-то, с кем я встречался давным-давно.
Ramse, uzun süre olmuştu.
Рамси, давненько не виделись.
Annecik çok uzun süre klavyeden uzak kaldı.
Мамочка соскучилась по клавиатуре.
İşçilerin hepsi altı ayın sonunda şirkette hisse sahibi olur yani ne kadar uzun süre çalışırsanız o kadar büyük hisseniz olur.
Понимаете, каждый сотрудник получает свою долю компании через шесть месяцев работы, так что чем дольше работаешь, тем больше она растёт.
Burada uzun süre yatsam bile tenim bronzlaşmaz.
Даже если я буду лежать здесь вечно, всё равно не загорю.
Uzun süre.
на долгое время.
Görüşmek üzere derdim ama buralarda uzun süre kalmayacakmışsın gibi geldi.
Сказал бы, что ещё увидимся, но похоже, что долго ты здесь не пробудешь.
Şimdi bence bu yeterince uzun süre cebimde durdu.
В общем... Я подумал, что эта вещь пролежала в моем кармане уже достаточно долго.
Uzun süre birlikteydik.
Мы очень долго были вместе.
Uzun süre kalacağız yani.
Мы здесь всерьёз и надолго.
Uzun süre Meleklerin Evi'nde hizmet ettim.
Я долго служил в Воинстве Ангелов.
Uzun süre, sıkı sıkıya çalışırsam kendimi kandırırım belki.
Может быть, если я буду долго и упорно работать... то, возможно, смогу себя обмануть.
Görülerimi uzun süre önce kaybettim.
У меня прекратились видения уже давно.
Uzun süre oldu.
Прошло время.
Çok uzun süre.
Много времени, очевидно.
Başka birine saldırıdan suçlu bulunursan çok uzun süre hapiste kalırsın.
Если тебя когда-либо обвинят в нападении на человека, ты вернешься в тюрьму на долгое время.
Bay Egan, uzun süre bir ceza ile karşı karşıyasınız.
- Мистер Иган, вам светит очень большой срок.
O para bizi uzun süre idare eder.
Деньги даром не даются.
Ama biz de tutunduk maalesef. Çok uzun süre tutunduk.
Боюсь, мы цеплялись за прошлое слишком долго.
Suçu üstlenmek için bu kadar uzun süre beklediği için üzgün olduğunu söylüyor.
Она просит прощения, что так долго тянула с признанием вины.
Bir insan bedeninde niye uzun süre kalmadığımı biliyor musun?
Послушай. Ты знаешь, почему я не остаюсь в человеческом теле надолго?
- Uzun süre beklemezler, Cass.
Они не станут ждать, Кэсс.
Dikkatli ol ama uzun süre beklersen parmaklarını kökünden koparabilir.
Но смотрите не тяните время, а то мы отрежем вам пальцы.
Onlar olmasaydı bu kadar uzun süre hayatta kalamazlardı.
Иначе бы им не выжить в течение такого долгого периода.
O kadar uzun süre burada olmayacağım.
Я не задержусь.
- Yine de uzun bir süre.
- Это долго.
Ben çok uzun bir süre öyle hissetmedim.
Ну... а у меня долго такого чувства не было.
Uzun bir süre bende bunun böyle olduğunu düşündüm.
Да я тоже долгое время так считал.
Bu uzun bir süre.
Это долго.
6 aydan uzun bir süre önce bir polis tarafından öldürülmüştü.
Его застрелил полицейский примерно шесть месяцев назад.
Barry uzun bir süre yanımızda kalacak sanırım.
А кажется он ненадолго останется с нами.
Uzun bir süre benim yerime mücadele etmene izin verdim, gidince de...
Ты слишком много сражалась за меня. Когда ты ушла...
Ona göre yaşıyorlar, uzun bir süre aramış onları.
Он думает, живы. Он долго их искал.
Uzun bir süre boyunca en büyük kahramanımdı ve umarım bu gece söylediklerimle onu onurlandırabilirim.
Что ж, он был моим героем в течение долгого времени, и... я надеюсь, что смогу достойно следовать его примеру.
Bundan uzun bir süre sonra, bu işlemi sil baştan tekrarlayacaksın.
Спустя много лет ты повторишь эту процедуру снова.
O orada uzun bir süre hizmet etti.
Почти столько же, сколько он там прослужил.
Ve seni yakaladığımda- - ki bu olacak- - Buralardan çok uzun bir süre gideceksin.
И когда я вас возьму, а я возьму, вы все сядете на очень долгое время.
Uzun bir süre görüşmemek üzere bebek surat.
Долго же ты, куколка.
Uzun bir süre ortalarda olmayacağım.
И это займёт меня надолго.
Sanırım böyle kızları çok uzun süre elinde tutamıyorsun.
Так что... видимо... такие девушки не бывают подолгу одни.
Bunu söylemek için Ben uzun bir süre bekleyen edilmiştir.
Я давно ждала, что ты это скажешь.
uzun sürebilir 18
uzun süredir 23
uzun sürer mi 29
süre 34
sürekli 106
süre doldu 60
süren doldu 18
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
uzun süredir 23
uzun sürer mi 29
süre 34
sürekli 106
süre doldu 60
süren doldu 18
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun bir zaman 22
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun bir gündü 31
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun bir zaman 22
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun bir gündü 31