Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / And mom

And mom перевод на турецкий

20,205 параллельный перевод
Put that away, or you and Mom are - gonna be at each other's throat again. - _
Şunu bırak artık, yoksa annem ve ben, birbirimizi boğazlayacağız.
I understand that you and Mom couldn't make it work.
Annemle ilişkinizi yürütemediğinizi anlıyorum.
And mom said I wouldn't amount to anything if I didn't go to college.
Bir de annem üniversiteye gitmezsem hiçbir işe yaramayacağımı söylerdi.
Look, remember when we were kids and Mom and Dad got us tickets to go to the circus, but we never went?
Annem ve babamla sirke bilet aldığı ama asla gidemediğimiz günü hatırlıyor musun?
Where did you and Mom go with this bike?
Annemle, bu motorsikletle nerelere gittiniz?
I need Mom and Dad to lend Cindy's family $ 700 or they're gonna move away.
Annemler babamın Cindy'nin ailesine 700 dolar borç vermesi lazım yoksa taşınacaklar.
I just don't know why Mom and Dad won't help me with this.
Annem ve babam neden yardımcı olmuyorlar anlamıyorum.
Well here's the thing about Mom and Dad... I think, for the most part, they want to make us happy...
Annem ve babama gelirsek, çoğunlukla bizi mutlu etmek istiyorlar.
Are these women your Mom and your grandma?
Bu kadınlar annen ve büyükannen mi?
He said that you and your brother and your mom had replaced him.
Ona göre sen, kardeşin ve annen onun yerini doldurmuşsunuz.
He never came back to us, and as far as I know, he never even knew your mom remarried.
Bize asla dönmemişti ve bildiğim kadarıyla annenin yeniden evlendiğini bilmiyordu.
Anyway, um, I talked to Mom, and she said it's okay if you want to call her again.
Neyse, annemle konuştum ve onu tekrar arayabileceğini söyledi.
No, Dad, you weren't there, but Mom was and so was Lucas.
Gelmedin baba. Ama annem ve Lucas oradaydı.
Oh, uh, Spencer, my mom and uncle.
Spencer, annem ve dayım.
Mom and Uncle, Spencer.
Anne ve dayı, Spencer.
I got this friend whose mom gets in an accident so he has to go home to take care of her, and I fall into his job working for this fund manager down in Dallas, and suddenly my eyes are opened.
Annesi kaza geçiren bir arkadaşım vardı o yüzden onun eve gidip annesiyle ilgilenmesi gerekiyordu. Dallas'ta onun işine girip fon yöneticisi olarak çalışmaya başladım ve birden gözlerim açıldı.
And then, your mom said that you weren't ready to... see me, so...
Benim hatamdı. Ve sonra annen beni görmeye hazır... -... olmadığını söyledi, yani...
I was reading this letter that Mom and Dad wrote you while you were in space.
Sen uzaydayken annem ve babamın sana yazdığı mektubu okuyordum.
I mean, you were all that Mom and Dad talked about.
Annem ve babam hep senden bahsederdi.
Your mom and I are gonna take care of you.
Annenle sana göz kulak olacağız.
Smurf and my mom, they, uh...
Şirin ve annem...
That's a lot of people to contend with after it just being you and your mom.
Annenle bir başınıza yaşadıktan sonra uğraşman gereken çok fazla insan olmuş.
That's a lot of people to contend with - after just being you and your Mom.
Annenle bir başınıza yaşadıktan sonra uğraşman gereken çok fazla insan olmuş.
I know that you and my mom were...
Annemle ikinizin şey olduğunu biliyorum...
Nicky, her dad, and... my mom.
Nicky'yi, babasını ve annemi.
And maybe don't mention you live with your mom.
Annenle yaşadığından da bahsetme.
Stopped Reverse-Flash from killing your mom and then lived in an alternate reality where both your parents were alive? - Yeah.
... Zıt Flash'ın anneni öldürmesini engelledin sonra da hem annenin hem de babanın hayatta olduğu alternatif bir gerçeklikte yaşadın...
- After your not-so-subtle reaction when you first met me... Harry told me all that happened with Zoom and your mom and your dad, so I decided
- Beni ilk gördüğünde verdiğin pek de gizleyemediğin tepkiden sonra Harry bana Zoom'u, anneni, babanı falan anlattı.
I wasn't in a great space, and I felt like the only way I could fix that was to run back in time and save my mom.
Tek çıkar yol olarak da geçmişe gidip annemi kurtarmayı gördüm.
He came home and yelled at Karen, my foster mom, to get him dinner.
Eve geldi ve üvey annem Karen'a yemek getirmesi için bağırdı.
That's what we're calling the alternate timeline that Barry created when he went back in time and saved his mom.
Barry'nin annesini kurtardıktan sonra oluşturduğu zaman çizgisine öyle diyoruz.
I went back in time, and I saved my mom.
Zamanda geriye gittim... ve annemi kurtardım.
- And I love you, Mom.
- Seni seviyorum anne.
Mom and dad would be very proud of you, Speedy. Me?
Annemle babam seninle çok gurur duyardı Speedy.
Mom and dad would be proud.
Annem ve babam gurur duyardı.
I found my girlfriend in bed with my roommate, and then I stayed with my mom, and my mom accidentally threw out the duffel bag with my 250 G's!
Kız arkadaşımı oda arkadaşım ile yatakta buldum, Sonra annem ile kalmaya başladım, Ve annem kazara benim içinde 250 bin dolar
And no one's told her about her mom yet, right?
Annesinden bahseden olmadı değil mi?
And no one's told her about her mom yet, right?
Annesinin durumunu söyleyen oldu mu?
I have gratitude for my mom and my dad and Hawk and the rest of my family and my new friend, Zak.
Annem için, babam için ve Hawk için şükrediyorum ve ailemin kalanı için ve yeni arkadaşım Zak için.
Closest thing to it was probably when I met your mom.
Ona en yakın an muhtemelen annenle tanıştığım andı.
Closest thing to it, when I met your mom.
Buna en yakın an, annenle tanıştığım andı.
I mean, Zak isn't... he's staying at a friend's house... but me and my mom...
Yani, Zak değil. O bir arkadaşın evine kalıyor. Ama annemle ben...
Look, Bonnie, if I was the kind of guy who took chances, I'd be married to my college roommate's mom and we'd be living in Boca right now.
Bonnie, şansını değerlendiren bir adam olsaydım üniversitedeki ev arkadaşımın annesiyle evlenip Boca'da yaşıyor olurdum.
We talked to your mom, and she said that there was a witness.
Annenle konuştuk, ve bize bir şahit olduğunu söyledi.
I gave her a necklace with a diamond "M" on it, and I wanted to ask her if I could have it back to give to my mom.
Ona elmastan "M" yazana bir kolyr vermiştim ve... onu Anneme verebilmek için geri almak istediğimi söyleyecektim.
- Yeah, it's horrible, but my mom said that detectives are under so much pressure to close their cases, and some of them are just willing to do whatever it takes.
- Evet, bu korkunç ama Annem, dedektiflerin davalarını kapatmak için çok baskı altında olduklarını ve bazılarının da ne gerekiyorsa onu yaptıklarını söyledi.
There's a reason you wanted to do seven homes in seven years, one that made a lot of sense to Mom and me.
Yedi yılda yedi evi yapmanın bir sebebi var, biri Annen ve ben için çok anlam ifade ediyor.
Well, you're talking to me like my mom, which is stressing me out even more than I'm already stressed out, because we just wasted our first round, and I've got minutes to make up for that pathetic performance that we just did.
Benimle Annem gibi konuşuyorsun ki bu da şu anda stresli olduğumdan daha çok strese sokuyor beni çünkü az önce ilk turu boşa harcadık ve az önce sergilemiş olduğumuz acınası performansı telafi etmek için dakikalarım var.
My mom negotiated a payment plan with the IRS, and she took a loan against her pension to pay of the lien.
Annem, Gelir İdaresiyle ödeme planı hakkında anlaşma yapmış ve, emeklilik hesabından ipoteği ödemek için borç almış.
And... when I looked at you, I saw me as that little girl... who yearned for her mom to... to hold her and comfort her.
Ve sana baktığımda kendimi o küçük kız olarak gördüm Annesinin onu tutmasını ve teselli etme özlemini çeken biri gibi.
You and my mom both are.
Annem de sen de haklısınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]