Ben öyle düşünmüyorum перевод на английский
930 параллельный перевод
Ben öyle düşünmüyorum.
I don't think so.
Ben öyle düşünmüyorum.
I don't feel that way about it.
Oh, hayır, ben öyle düşünmüyorum.
Oh, no, I don't think so.
Hayır, ben öyle düşünmüyorum, Yüzbaşı.
No, I don't think so, Captain.
Belki sizin işlerinize karıştığımı sanıyorsunuz, fakat ben öyle düşünmüyorum.
Maybe you feel I'm sticking my nose into other people's business, but I don't feel that way.
Ben öyle düşünmüyorum, Watson.
I don't think so, Watson.
Ben öyle düşünmüyorum, baba.
I don't think so, Dad.
Ben öyle düşünmüyorum, efendim.
Not for me, sir.
O seni korumak zorunda olduğunu düşünüyor, fakat ben öyle düşünmüyorum.
HE THINKS HE HAS TO PROTECT YOU, BUT I'M NOT GOING TO.
Ben öyle düşünmüyorum.
I don't see it that way.
Ben öyle düşünmüyorum.
- Go to bed.
Hayır ben öyle düşünmüyorum.
No, I don't think so.
- Ben öyle düşünmüyorum.
- I no think so.
Ben öyle düşünmüyorum.
I don't.
Ben öyle düşünmüyorum.
I cannot agree.
General Broulard senin komik olduğunu düşündü. Ben öyle düşünmüyorum.
General Broulard seemed to think you're funny.
Ben öyle düşünmüyorum.
I don't think so
Ben öyle düşünmüyorum.
I disagree.
Ben öyle düşünmüyorum.
I guess not.
Ben öyle düşünmüyorum.
I wouldn't say so
Ben öyle düşünmüyorum.
- But I don't think so.
sen öyle düşünmüyorsun, ben öyle düşünmüyorum.
You don't think so, i don't think so.
" Evet, evet... Ben öyle düşünmüyorum... Onlar benim meslektaşım çünkü...
- Yes, yes... l-l-I don't think so, be-because my co-colleague...
Ben öyle düşünmüyorum.
Well, I wouldn't say that.
Ben öyle düşünmüyorum.
Well I'm afraid I'd have to disagree with you about that.
Ben öyle düşünmüyorum, eğer izin verirseniz,...
I don't think so, if you allow me, as...
Hayır, ben öyle düşünmüyorum.
No, I don't think so.
- Ben öyle düşünmüyorum.öyle olsaydı bilirdim.
I think not. I would have known about it.
Ama ben öyle düşünmüyorum.
Well, that's not my view of it.
- Ben öyle düşünmüyorum.
- Not me. - You wouldn't?
Ben öyle düşünmüyorum.
- I think not. Dr. McCoy.
- Ben öyle düşünmüyorum.
- l don't think so.
- Ben öyle düşünmüyorum.
– I don't see it that way.
Ben öyle düşünmüyorum.
I don't think you are.
Ben öyle düşünmüyorum. Eğer öyle olsaydı, bu konuyla Müfettiş Ducros ilgilenmezdi.
If it was, they wouldn't put inspector Ducros on it.
Ben öyle düşünmüyorum, peder.
That's not so, minister.
- Hayır ben öyle düşünmüyorum
No, I don't think it is.
- Hayır, ben öyle düşünmüyorum.
- No, I don't think so.
Bir kere, ben öyle düşünmüyorum.
For once, I don't think so.
- Ben öyle düşünmüyorum.
- I don't feel that way.
- Hayır, ben öyle düşünmüyorum.
- No, as a matter of fact, he doesn't.
Hayir, ben öyle düsünmüyorum.
No, I do not think it would be better.
Ben hiç de öyle düşünmüyorum.
Wouldn't appeal to me none.
Ama ben öyle düşünmüyorum.
I don't.
- Ben öyle düşünmüyorum.
- I don't think so.
Ama ben katiyen öyle düşünmüyorum.
Well, I certainly do not.
- Ben de sizi öyle düşünmüyorum.
- I don't think badly of you either.
Ben öyle olduğunu düşünmüyorum.
Well, I still don't think so.
Ben de eskiden öyle düşünürdüm, ama şu anda öyle düşünmüyorum.
I used to think that too, but not now
Ben hiç öyle düşünmüyorum.
I would never have thought.
Ben hiç öyle düşünmüyorum.
I don't really think so.
ben öyleyim 27
ben öyle demedim 40
ben öyle değilim 30
ben öyle düşünüyorum 22
ben öyle bir şey demedim 33
ben öyle demezdim 26
ben öyle duymadım 16
öyle düşünmüyorum 51
düşünmüyorum 81
ben öldüm 53
ben öyle demedim 40
ben öyle değilim 30
ben öyle düşünüyorum 22
ben öyle bir şey demedim 33
ben öyle demezdim 26
ben öyle duymadım 16
öyle düşünmüyorum 51
düşünmüyorum 81
ben öldüm 53
ben oldum 16
ben öleceğim 28
ben ölüyorum 52
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben özür dilerim 55
ben onu 25
ben olsam 77
ben öderim 70
ben öleceğim 28
ben ölüyorum 52
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben özür dilerim 55
ben onu 25
ben olsam 77
ben öderim 70