Bunu yapmalıyız перевод на английский
1,260 параллельный перевод
Evi, yok etmeden önce bunu yapmalıyız.
It's as simple as that. Before there is no here, here.
Evli öğrenciler için bunu yapmalıyız.
That's what we're supposed to do for married students.
- Ve eğer Mareşal Pétain silahları bırakmamız gerektiğini söylüyorsa.. - Bunu yapmalıyız.
If Marshal Pétain tells us to lay down our arms we have to surrender!
Bunu yapmalıyız
Oh, we have to. Someone is setting us up for this.
Bunu yapmalıyız
We got to do this
bunu yapmalıyız.
We should.
Bunu yapmalıyız.
We gotta get this done.
Bunu yapmalıyız.
We have to do this.
Alış buna asker, bunu yapmalıyız.
Get over it, soldier, we gotta do this.
- O halde bunu yapmalıyız. Hayır.
- Then that's what we gotta do.
Bunu yapmalıyız!
We must do it!
Bunu yapmalıyız.
We have to.
Haftada bir kere bunu yapmalıyız.
We should do this once a week.
Bence daha sık bir araya gelmeli ve bunu yapmalıyız.
You know what? I think we should keep getting togther and doing this alot more often.
Bunu yapmalıyız.
You know what I'm saying?
Bunu yapmalıyız.
We'll need it.
Hayatta kalmak için bunu yapmalıyız.
It's all we can do to survive.
Bunu daha sık yapmalıyız.
How's yours, grandma?
Bu herifleri haklamalıyız. Bunu okulda yapmalıyız.
We ain't having'this in our school.
- Bunu yapmalı mıyız bilmiyorum.
I don't know if we should do this.
Eğer istatistikleri yükseltmek istiyorsak bunu kendimiz yapmalıyız.
If we have to raise the statistics, we have to do it ourselves!
Doğru mu? - Doğru. - Bunu bizde yapmalıyız.
The bloody fools'restaurant Works... because they have got their culture and their country to this place...
Bunu yakın zamanda yapmalıyız.
We should do it soon.
Bunu Joep için yapmalıyız.
We have to do this for Joep.
- Bunu tekrar yapmalıyız.
- We have to do it again.
Bunu her gece yapmalıyız.
We should do this every night.
Pace, bence sorun, böyle bir kararı tek başına vermek. Bence biz bunu birlikte yapmalıyız.
Pace I think the problem is trying to figure this out alone. I think that we should do it together, you know?
Şu andan itibaren bunu durdurmak için her şeyi yapmalıyız Walt.
We just have to do everything we can to stop this. - Starting right now, Walter.
Bunu birlikte yapmalıyız.
We should do it together.
- Bunu birlikte yapmalıyız.
We should do it together.
Bunu telafi etmek için erkeklere özgü bir şey yapmalıyız.
We should do something manly to make up for it.
Üzgünüm, bunu yalnız başıma yapmalıyım.
- Sorry. I have to do this alone.
Bunu kullanmalıyız, ama derhal yeni bir plan yapmalıyız.
So we gotta take it. We have to come up with a new plan right now.
Bunu çabuk yapmalıyız.
We gotta do this now.
Şu an yapmalıyız bunu, yoksa o geberecek dostum.
- We gotta do this now, before he's hung out to dry.
Evet, bunu hemen yapmalıyız.
Yes, this should just about do it.
Yani eğer onlara yardım edeceksek bunu hemen yapmalıyız.
So if we're gonna help them, we'd better do it soon.
Scott'a her ne yaptıysan, cesedi yok etmemiz gerekiyor ve bunu bu akşam yapmalıyız.
Whatever you did with Scott, we gotta move the body... and we gotta move it tonight.
Bunu yapmalı mıyız bilmiyorum, onun için büyük bir şok olabilir.
I don't know if we should be having this, it might be too much of a shock for him.
Evet, bak, bunu sessiz bir şekilde yapmalıyız, tamam mı?
Yeah, look, we just gotta keep this low-key, okay?
Bunu tekrar yapmalıyız ve anlamaya çalışmalıyız.
We should do it again and try to understand...
Yakında bunu tekrar yapmalıyız.
We should do this again soon.
Bunu yalnız yapmalıyım.
I have to do this alone.
Bunu çözdüğümüze göre seni Danimarka'nın gördüğü en iyi kraliçe yapmalıyız.
And now we have that settled we have to make you into the best queen that Denmark has ever had.
Connie, sence bunu yapmalı mıyız?
Connie, are you sure we should?
Tatlım. Evden girecek olursan, .. bunu 6 ya da 7 trombonla yapMalıyız.
If you're gonna enter from the house, you've gotta do it on "76 Trombones."
- Bunu bütün gün boyunca yapmalıyız, hem de her gün.
We just have to be this all day, every day. That's the answer.
Bunu yapmalı mıyız?
Should we do that?
Bunu bir defaya mahsus yapmalıyız.
We should just call this a one-time-only thing, you know?
Ama bunu göstermek için ne yapmalıyız?
But what do we got to show for it?
Bunu yapabiliriz, ama bunu şimdi yapmalıyız.
We can do this, but we have to do it now.
yapmalıyız 39
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu kabul edemem 111
bunu yapma 481
bunu yapmana gerek yok 38
bunu bana neden yaptın 18
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu kabul edemem 111
bunu yapma 481
bunu yapmana gerek yok 38
bunu bana neden yaptın 18
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu yapabilir misin 143
bunu unutma 219
bunu yapamam 834
bunu biliyordum 108
bunu yapmak istiyorum 21
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu yapabilir misin 143
bunu unutma 219
bunu yapamam 834
bunu biliyordum 108
bunu yapmak istiyorum 21