Hepimiz gibi перевод на английский
1,161 параллельный перевод
Yine de yaşamak istiyorsunuzdur. Hepimiz gibi.
But surely you wish to live?
Tabii ki yaşlanıyorum. Hepimiz gibi.
Of course I'm getting older.
Bir kere olsun diğer hepimiz gibi seninde... kötü günlerin, problemlerin ve korkuların olduğunu... kabul etsen ne hoş olur.
So it would be nice for just once... that you could admit that you have bad days, and problems... and fears just like the rest of us.
İnsanlığın gidişatını değiştirecek bilimsel bir bilgi belki toprağa gömülü, belki de bir emanetçi dükkanı kasasında hepimiz gibi yaşlanıyor.
Scientifiic knowledge that could change the course of mankind buried out in a fileid somewhere, or sitting in some safe-deposit box, getting old just like the rest of us.
O da hepimiz gibi bir deney tüpünden çıkma.
He's out of a test tube, like all of us.
Hepimiz gibi.
Like we all do.
Laius da hepimiz gibi bir günahkardı.
Laius was a sinner like us all.
Sen de hepimiz gibi budalanın tekisin.
You're just a chump like the rest of us.
Hepimiz gibi oldun.
You're just like the rest of us now.
Hepimiz gibi yaşamaya başlar.
- So who would do that?
Dick, belli ki gidemeyecek kadar hastasın, neden hepimiz gibi burada oturup, burnundan sıvıları damlatmıyorsun?
Why don't you just stay home and drip fluids with the rest of us? Nonsense. I feel perfectly fine.
Hepimiz gibi
We all do.
Ama sen de hepimiz gibi bir sabah uyandığında kusursuz göğüslerin karnına doğru sarkmaya başladığında... ve kalçaların da devasa olduğunda... işte o zaman anlayacaksın, o zaman ne olacak dersin?
But one day, like all of us, you'll wake up and your perfect tits will be starting to sag, and your perfect little piquant ass will be starting to go. Then what, Benja?
Hepimiz gibi...
As do we all.
Bak, hepimiz Süpermen'le ilgili kötü hissediyoruz. Ama bunu doğru yapmanın tek yolu çılgın gibi savaşmak.
Look, we all feel bad about Superman... but the only way to make it right is to fight like crazy.
Hepimiz biraz daha fazla küçük Rudiger gibi olabilsek...
Rudiger. And if we can all be more like little Rudiger- -
Hepimiz Pilar için üzgünüz, fakat, George'un dediği gibi, kanun kanundur.
We're all very sorry for Pilar, but, as George says, the law is the law.
Hepimiz iyi vakit geçiriyormuş gibi yapardık.
We were all supposed to be having such a good time
- biliyor musunuz? - Hepimiz onun gibi olamayız.
Well, we can't all be Bozo the Clown.
Bu arada, barış, özgürlük ve adalet gibi idealler rafa kaldırıldı, ama hepimiz eve dönebiliriz.
Meanwhile, ideals like peace... freedom and justice, they get packed up. But... we can all go home.
Bu işin altından kalktığını hepimiz biliyoruz. Aklanacağından adım gibi eminim.
We know you're doing a good job, and I'm sure you'll be exonerated.
Bazen hepimiz bir çeşit hapishanede yaşıyormuşuz gibi görünüyor..
Sometimes It seems like we're all living In some kind of prison.
Hepimiz ona canavar gibi görünüyoruz.
We all look like monsters to him.
Hepimiz Tanrı'nın çocuklarıyız, ama çocuklar gibi yanlış şeyler yapabiliriz.
We are all God's children, but like children, we can get into trouble.
"Hepimiz insan gibi yaşamayı hakediyoruz."
" after the way you treated us all!
Burada hepimiz zamanın fişek gibi akıp gittiğini biliyoruz, bu yüzden, kafalarımızı daha fazla karıştırmanı istemiyorum, ve, Bay Barr... gösterinin ortasında tükürük kapakçığını boşaltmak pek efendice sayılmaz, derler.
Enough of us here already think that time is a magazine. And I don't want you confusing us any further. And by the way...
Yeni Dünya cennet gibi bir yer ve hepimiz zengin ve özgür olacağız ya da en azından bize öyle söylendi Virginia Şirketi tarafından
For the New World is like heaven And we'll all be rich and free Or so we have been told
Hepimiz, nefes daralması hızlı nabız gibi semptomlara karşı tetikte olmalı ve asabiyet...
So we should all be on the lookout for symptoms like shortness of breath quickening of pulse, irritability -
Şimdi, dediğim gibi hepimiz gideceğiz ve hep birlikte eğleneceğiz.
Now, like I was saying, we're all gonna go and we're all gonna have fun.
Hepimiz mağara adamları gibi yaşıyoruz.
We all live like the cavemen.
Bildiğiniz gibi bu hepimiz için çok uzun ve çok yorucu bir gün oldu.
As you know, it's been a very long and a very trying day for us all.
Ama eğer bundan sonra devam etmek istiyorsan... hepimiz bir takım gibi hareket edeceğiz.
If you want to go on... from here on out, we're all gonna work together as a team.
Bir ailenin gerektirdiği gibi, hepimiz iyi anlaşacağız.
We're gonna all get along like a family should.
Sanki hepimiz bu işin içindeydik, arkadaş gibi, bir anlam ifade ediyordu sanki.
Like we were all in it together, like friends, like it meant something.
Dediğim gibi, hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız.
As I said, we must all do our part.
Hepimiz orada delirmiş gibi duruyorduk.
So there we are, like a bunch of crazies.
Bu yüzden bence hepimiz yetişkin gibi davranmalı ve onu kabullenmeliyiz.
So I say we be adult about it and accept her.
Hepimiz senin gibi sürüyle çek almıyoruz.
We all don't have checks rolling in like you do.
Siz, galaksideki herkesin sizler gibi olması gerektiğine inanıyorsunuz ki hepimiz sizin espri anlayışınızı ve insani değerlerinizi paylaşmalıyız.
You believe that everyone in the galaxy should be like you, that we should all share your sense of humor and your human values.
Hepimiz iyiyiz, gördüğün gibi.
We're all OK, you know?
Hepimiz, senin gibi buraya sıkışıp kaldık!
We're trapped here just like you!
Peder Bubbles'ın suratı, yürüyen bir elma gibi kıpkırmızıydı. Hepimiz, Apaçiler gibi sıraya girmiştik. Ben de çeteye, nasıI Al Capone gibi konuşacaklarını öğretiyordum.
All in line like Apaches and Father Bubbles with the big, red country face on him like a Beauty of Bath apple from the walking and me giving the bogmen lessons in how to talk like Al Capone.
Birisi gol atacak gibi olduğunda hepimiz çizgi halinde birer adım çekilip homolar gibi kollarımızı sallayacağız.
Any bugger looks like scoring, we all step forward in a line and wave our arms around like a fairy. That's easy.
* Hepimiz 9'dan 5'e kadar çalışmış gibi görünüyoruz.
* Both of us look like we've just worked a nine-to-five.
Hayatımızın bazı evrelerinde hepimiz aptal gibi görünürüz.
You know, at certain times of our lives we all look stupid.
Hepimiz bir arada otururduk, sanki bir tür normal aileymişiz gibi.
We would all be sitting there like we were some kind of a normal family.
Ama bebeğin hastaneden çıktı ve senin de gördüğün gibi... Dr. Corday hepimiz için cerrahideki çitayı yükseltti.
But now your baby's out of the hospital and as you've probably noted Dr. Corday has raised the bar considerably for surgical residents.
- Belki de hepimiz sizi suçlamalıyız. Bunun gibi insanlara müsade eden kurumu suçlamalıyız.
You either take it, or we go back.
Bayan Hamilton, siz ve Valeri'nin işleri yoluna koyması güzel oldu şuan olduğu gibi hepimiz biraraya gelebiliriz.
Well, Mrs. Hamilton, it's nice that you and Valerie patched things up so we could all get together like this.
Kulağa, hepimiz bir duruşmadaymışız gibi geliyor.
It sounds to me like we're all on trial here.
Dediğim gibi Belle, hepimiz bazı fedakarlıklar yapmak zorundayız.
As I said, Belle, we must all make sacrifices.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
hepimiz 265
hepimizin 38
hepimize 22
hepimiz biriz 41
hepimiz iyiyiz 17
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
hepimiz 265
hepimizin 38
hepimize 22
hepimiz biriz 41
hepimiz iyiyiz 17
hepimizi 34
hepimiz mi 18
hepimiz biliyoruz 28
hepimiz birimiz 20
hepimiz birimiz için 25
hepimiz öleceğiz 103
hepimiz tanrı 20
hepimiz biliyoruz ki 19
hepimiz korkuyoruz 21
hepimiz için 50
hepimiz mi 18
hepimiz biliyoruz 28
hepimiz birimiz 20
hepimiz birimiz için 25
hepimiz öleceğiz 103
hepimiz tanrı 20
hepimiz biliyoruz ki 19
hepimiz korkuyoruz 21
hepimiz için 50