Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ I ] / Iyi biliyorum

Iyi biliyorum перевод на английский

7,822 параллельный перевод
Hatta vasiyetini benimle birlikte gözden geçirmişti yani bana ve oğlum Daniel'e ne kalacağını çok iyi biliyorum.
As a matter of fact, he reviewed his will with me, and I know full well what was coming to me and to my son, Daniel.
O hissi iyi biliyorum.
I know what that's like.
- Gayet iyi biliyorum.
- No, I think I do.
Ve çok iyi biliyorum ki onu öldürebilmiş olmamı tüm kalbinle diliyorsun.
And I know that deep down, you wish with all your heart that I'd succeeded in killing him.
Ben ne istediğimi çok iyi biliyorum.
Well, I know exactly what I want.
Ben ne yapacağımı iyi biliyorum!
I know what I am doing?
Ne kadar yakın olduğunuzu iyi biliyorum.
I know exactly how close you were.
Burada olanları gayet iyi biliyorum. Hayatım boyu senin gibi erkekler tanıdım.
I've known guys like you my whole life.
Evet, gayet iyi biliyorum.
Yes, I'm well aware of that.
Reklamcılık sektörüne ahlaki açıdan nasıl da karşı olduğunu çok iyi biliyorum ama Julius, okulu yakıp kül etmiş olsa da sikimde değil.
I know how morally opposed you are to this industry that pays for every last shred of your fuckin'existence, but I don't give a shit if Julius burned the goddamn school down.
Neler düşündüğünü çok iyi biliyorum.
I know exactly what you're thinking.
Biliyorum, o yüzden acele etsen iyi olur.
I know, so hurry up already.
- Nasıl hissettiğini çok iyi biliyorum.
I know how you feel.
Gözlerim biraz daha iyi açılıyordu Evet, biliyorum...
- ♪ My eyes would be open a little better ♪ - ♪ Yes, I know ♪
Çocuklar, Jess iyi olduğunu söylüyor ama olmadığını biliyorum.
Guys, Jess says she's fine, but I know she's not.
- İyi benzetmişler ama Diane değil. - Biliyorum.
It's a good approximation, but it's not Diane.
İyi geçindiğini zaten biliyorum.
I already know you'll get along.
Ama Tunus'ta iki iyi adam öldü ve katilleri bulmamıza yardımcı olacak şeyler bildiğini biliyorum.
But two good men died in Tunisia and I know you got information that could help us find the killers.
İyi bir yer biliyorum.
I know the perfect spot.
Bunun zor olduğunu biliyorum, Ethan. Ama iyi ve kötü insanlar vardır. Aynı şekilde iyi ve kötü Humanich'ler de var.
I know this is hard, Ethan, but... there are good humans and there are bad humans, and there are good Humanichs and there are bad Humanichs.
Ama hiç değilse iyi olacağını biliyorum.
But at least I know you're gonna be okay.
Muhtemelen senden daha iyi fizik biliyorum.
I probably know the physics better than you do.
Şey... iyi bir fayans ustası biliyorum.
Well... I do know A custom tile maker.
Mezuniyet için daha çok fazla vakit olduğunu biliyorum ama Jeremy çok iyi bir Sanat Okuluna kabul edildi.
I know that graduation isn't for a few months, but Jeremy just got accepted into this great art school.
Selam dostum kötü hissettiğini biliyorum ama annenle baban seni seviyor her şey iyi olacak.
Hey, buddy. I know you're feeling bad. But your parents...
Bu gece bir ihtimal boş olabilirsin değil mi çünkü patlıcanları çok iyi olan bir italyan lokantası biliyorum sanki insan yiyormuşsun gibi.
You're not free tonight by any chance, are you, because I know this little Italian joint that has eggplant so good you actually think you're eating people.
İkinizin ne düşündüğünü biliyorum ama kendisi bir savaş kahramanı olan en iyi arkadaşımı avlamayacağız.
Look, I know what you two are thinking, but we are not gonna hunt my best friend, who happens to be a frigging war hero, by the way.
Herkesin niyetinin iyi olduğunu biliyorum.
Everyone means well, okay? I know that.
Yardım etmek istediklerini biliyorum ve bu gayet iyi, hoş ama...
I know they want to help and I think that's very fine and all, but...
I iyi hissettirmek için başka yollar biliyorum.
I know some other ways to make you feel good.
- I biliyorum, ama seninki daha iyi görünüyor.
- I know, but yours looks better.
İyi ebeveynler olabileceğimizi biliyorum.
I know we can be good parents.
Durumun kötü göründüğünü biliyorum ama biz iyi niyetliydik.
Okay, I-I know this looks bad, But our hearts were in the right place.
İngilizcem pek iyi değil ama şu kelimeyi biliyorum. Pislik.
My English is not so good but I know the word for that - asshole.
İyi bir kız olduğunu biliyorum.
I know you're a good girl.
Biliyorum bir muhasebeci çıkıp "Bu çok saçma bir iş planı" diyecektir. ama iyi olurdu, çünkü altı kokan, karides kokteyl isteyen, insanlarla dolup taşmazdı.
I know an accountant would say, "That's a ridiculous business plan", but it will be good, because it won't be cluttered up with people with smelly bottoms wanting scampi in a basket.
! İyi bir insan sarrafı olmadığını biliyorum ama o kız sıkıntılı. Sana bir iyilik yaptım.
I know you're not the best judge of, like, you know, people, but that girl is bad news.
- Bak, bu gerçekten iyi. - Biliyorum.
- That's actually pretty good.
Bundan daha iyi olduğunu biliyorum.
What is it? I know you.
Ve bunun beni ezik yaptığını biliyorum ama sen sen benim en iyi arkadaşımsın.
And I know this... You're my best friend.
Ben şimdiden işler daha iyi hale gelmeden çok daha kötü olacağını biliyorum. Ama umuyorum da sizler beni eve getirmek için orada olacaksınız.
I know already it's gonna get a lot worse before it gets any better, but I'm hoping you guys will be there to pull me home.
Hapishane filmler izledim, benim gibi iyi adamlara içeride neler yaptıklarını biliyorum.
I've seen prison movies. I know what happens to nice guys like me in the joint.
Şu sıralar çok sıkıntı çektiğini biliyorum ama Steven iyi bi adamdı. İyi biri mi?
I know Steven was struggling to find his way, but he was a good man.
Biliyorum ama yapsak iyi olur.
I know, but I think we better.
üzgünüm havuzdayım biliyorum, evde telefon çekmiyor evet, Ryan asistanını ayarlayacak eve gelip yükseltici takıcak biliyiorum anne tamam, tamam suyum yakın zaman gelmeyecek güven ban evet, burada gördüğüm en iyi italyan restoranı.
Sorry. By the pool. I know, we just don't get any service in the house.
Sana iyi şanslar dilemek isterdim Bizarro ama onu da tersten anlayacağını biliyorum.
I'd wish you good luck, Bizarro, but I know you'd take it the wrong way.
Dinle, biliyorum uyuyamak çok kötü ama ben uyuyorum ve sence de birimizin uyuması iyi değil mi?
Listen, I know it's hard when you can't sleep, but I was asleep and don't you think it's good if one of us sleeps?
İşinizi iyi yaptığınız için sevinmeyeceğinizi biliyorum.
I know it isn't a job well done.
İnan bana benim saçmalamamı dinlemektense daha iyi şeylere zaman ayırabileceğini biliyorum.
Believe me, I know you have better things to do with your time than listen to me go on about gosh only knows what.
Peruklu bir bebekle kira ödemeye çalışmak sana iyi bir fikir gibi geliyor biliyorum ama gerçek bir işe girsen iyi olur diyorum.
I know trying to pay your rent with a baby in a wig seems like a good idea, but maybe you should get a real job.
- Ama daha iyi olacağını biliyorum.
But I know better.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]