Sabah olmuş перевод на английский
247 параллельный перевод
Baksanıza, sabah olmuş bile.
What do you know, it's morning already.
Sabah olmuş.
It's morning.
Oh, evet, Joseph, sabah olmuş.
Oh, yes, Joseph, it's morning.
Oyunu bitiriyorum, sabah olmuş.
I'm casing the deck. It's daylight.
- Sabah olmuş.
- It's morning?
Şey, geçen gün arka bahçede Bonnie ile oynarken olmuştu birden şiddetli baş ağrısı saplandı ve sonra tek bildiğim yani bir de baktım sabah olmuş.
I was playin'out in the backyard with Bonnie... and all of a sudden I got this splitting'headache... and then the next thing I knew... I mean, the next thing I was conscious of, it was the next mornin'.
Bu sabah olmuş. Gazete bayisine gitmiş bir gazeteye bakmış ve ardından şoka girmiş.
Went by a newsstand, looked at a paper, then went into shock.
Bu altı adamın öldürüldüğünden sonraki sabah olmuş
That Was the morning after our six men were killed.
Evet, evet. Sabah olmuş.
Yes, it's day now.
Sabah olmuş!
It is! It is.
Sabah olmuş. Kaç, hemen uzaklaş!
Hie hence, be gone, away!
Romeo. sabah olmuş!
Romeo, it is!
Eee, ilk ikisi sabah olmuş. ve diğer hepsi - 13 tane saydım - onların tümü öğleden sonra ortasında ya da gün sonuna doğru olmuş.
Er, the first two were in the morning and all the rest, and I counted 13 of them, they were always in the middle or the late afternoon.
Bana bak, tüm gün yollardaydım ve bu gece eve vardığımda sabah olmuş olacak.
Listen. I've been on the road all fuckin'day, one thing or another... and by the time I get home tonight, it's gonna be morning.
Sabah olmuş.
It's light out.
Bu sabah olmuş.
Happened sometime this morning.
Sabah olmuş bile.
It's morning already.
Anladığım kadarıyla bu sabah olmuş.
This morning, I understand.
Sabah olmuş!
Holy smokes, it's morning!
Sabah olmuş.
- It's morning. - Good morning.
Hey, sabah olmuş, ve annemle babam daha eve gelmedi.
Hey, it's morning, and Mom and Dad aren't home yet.
Sabah olmuş. Bugün Cuma.
It's Friday!
Sabah olmuş.
Good gracious, it's morning.
Vay, sabah olmuş bile.
By the mass,'tis morning.
Sabah olmuş bile!
It's already morning!
Ama Billy, bu olay salı sabahı erkenden olmuş.
But look, Billy. This happened early Tuesday morning.
Ne olduysa ya dün gece, ya da bu sabah erken saatlerde olmuş.
Whatever happened here was either last night or early this morning.
Çavuş sabah kendini er olmuş bulacak.
That sergeant will be a private in the morning.
- Bu sabah erken olmuş.
- Happened early this morning.
- Ne olmuş ki? Albuquerque'ye sabah 4'te varacağız.
We land in Albuquerque at 4 am.
Ne olmuş saat sabahın 11'iyse?
SO, IT'S 1 1 : 00 IN THE MORNING.
Bu sabah uzay gemisine bakmaya gittim... şimdiden 50 metre olmuş.
I went to the spaceship this morning and it's already gone up 50 meters...
Elsa bu sabah bana kocasının bir komünist ve casus olduğunu söyledi. Kocasını sevdiği için de Harek'e kuryelik yapmaya razı olmuş.
Elsa told me this morning that her husband was a communist and a spy, and that because she loved him she consented to be his courier to Harek.
Ne? Sabahın altısı mı olmuş?
What, at 6 : 00 in the morning?
Saat sabahın dört buçuğu olmuş.
Already 4.30 AM.
Chas'in dediğine göre, sabah saatlerinde olmuş.
Chas says it was some time this morning.
Bir sabah uyanıp da "Lanet olsun, üreme organıma bir haller olmuş" denmez.
You don't wake up one morning and say, "Shoot, the family jewels have gone on the blink."
çarşamba sabahı Marina'da olmuş.
It happened at the Marina Wednesday morning.
Aldığımız bu notta 10 : 00'da olmuş olabileceğini diyor ama sorgu yargıcı sabah 7 : 00 ile 7 : 30 arasında olduğunu diyor.
You see, we got this note says it might have happened at 10 : 00, but the coroner says it could've happened as early as 7 : 00, 7 : 30.
Bir de sabah şöyle bir gelişme olmuş Paul'un eşkaline birebir uyan genç bir adamı Pasifik kıyısı anayolunda okyanusa dalış yapmaya hazırlanırken gören olmuş.
There are children in China who are in the dark. " And the whole time, I never turned them out. There's a rebel in me, I admit it.
Sabah olmuş, seni bulmak için geldim...
I COME HERE TO FIND YOU...
Evden sabah çıkar akşam dönerdi, solgun ve harap olmuş şekilde.
He leaves the house in the morning and returns in the evening, pale and shattered.
Tanrım, saat zaten sabah 2 : 30 olmuş.
My God already and it's almost 2 : 30 in the morning.
Ertesi sabah kahvaltı hazırlamayı önermiş ve tüm köy yanmış kül olmuş.
THE NEXT MORNING SHE OFFERED TO COOK BREAKFAST... AND THE VILLAGE BURNED TO THE GROUND.
Saldırı, sabah 8 gibi mi olmuş?
He was assaulted sometime after 8 a.m.?
Bu sabah onu ofisinde ziyarete gitmen çok etkili olmuş.
I have to say, going down to see him this morning was a masterstroke.
Her enzimin seviyesini ölçerek anladık ki kalp kriziniz bu sabah yaklaşık 4'de olmuş.
By graphing the levels of each enzyme, we can determine that you had your heart attack at approximately 4 this morning.
Yüce Tanrım, neredeyse sabah 6 olmuş!
God Almighty, it's nearly six o'clock in the morning!
Ve sonra bir sabah, kalktığımda kendimi Leo Drummond olmuş olarak bulacağım.
And then one morning, I'd wake up and find that I'd become Leo Drummond.
Bu sabah. Koşarken olmuş.
Collapsed while jogging.
Geçen gece onu masama koymuştum, sabah yok olmuş.
I put it on my table last night, this morning it's gone.
ölmüş 552
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş bil 39
olmuş yani 32
ölmüş olamaz 20
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş bil 39
olmuş yani 32
ölmüş olamaz 20
ölmüş olmalı 19
sabah 162
sabaha 19
sabah 6 54
sabah 5 44
sabah 4 42
sabah 9 27
sabahleyin 42
sabah oldu 62
sabah 8 42
sabah 162
sabaha 19
sabah 6 54
sabah 5 44
sabah 4 42
sabah 9 27
sabahleyin 42
sabah oldu 62
sabah 8 42
sabah görüşürüz 127
sabah 10 40
sabahları 23
sabah 11 17
sabah 3 24
sabah 7 50
sabah mı 28
sabaha görüşürüz 62
sabahın 4 22
sabahın 3 17
sabah 10 40
sabahları 23
sabah 11 17
sabah 3 24
sabah 7 50
sabah mı 28
sabaha görüşürüz 62
sabahın 4 22
sabahın 3 17