Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Bir kitap

Bir kitap перевод на португальский

4,464 параллельный перевод
Avrupa üzerine bir kitap.
- Um livro sobre a Europa.
Babamın kitaplığında bulduğum bir kitap sadece.
É apenas um livro que encontrei na prateleira do meu pai.
Ne yazık ki şu an Rus tarihi hakkında bir kitap üzerinde çalışıyorum. Konularım bu yönde. Senin sözünü ettiğin şeyden ise insanla ilgili bir makale olur.
De momento estou a escrever um livro sobre a história da Rússia e descreve ao que se chama uma história com interesse humano.
İlginç bir kitap mı?
Esse livro é interessante?
Bir kitap nasıl olur da kas dokusunu ve ana arteri keser?
Como pode um livro cortar o músculo e abrir uma artéria principal?
Benim Jim'i bir kitap ayracıyla öldürdüğümü mü söylüyorsunuz?
Está a dizer que matei o Jim com um serra-livros?
Başarılı bir kitap adı değil.
Está bem. Eu vou com : "Não, não é um bom título".
Leigh Emerson'la ve Briarcliff'ten kaçtıktan sonraki seri cinayetleriyle ilgili bir kitap yazacağım.
Um livro sobre o Leigh Emerson e os crimes que cometeu depois de escapar de Briarcliff.
İndirimli kitaplar için gelmedim özellikle bir kitap için geldim.
Não estou à procura de pechinchas. Estou a procurar de um livro antigo.
Çok eski bir kitap. İlk basımlar konusunda uzmanım.
Sou um apreciador da primeira impressão.
Bana bir kitap borçlusun.
Ainda tens o meu livro.
Sorumluluğun aileneydi, bir kitap kulübüne değil.
Era responsável pela sua família! Não por um clube literário.
Bir kitap kurdu için fena değildi Henry.
Nada mau para um bibliófilo.
Ve, Şey, Ben... Ben sadece birkaç fotoğraf çekiyordum bir kitap fikrimiz var.
E, eu estava... só estava a tirar umas fotos, porque quero fazer um livro.
Bir kitap hazırlıyorum.
Criar um livro.
- O bir kitap değil.
- Não é um livro.
- Sadece bir kitap bu.
- É só um livro, está bem?
Psikopatların beyin yapısını tanımlayan bir kitap yazdı.
E escreveu o derradeiro manual sobre os cérebros dos psicopatas.
İtalyanlar, arada bir kitap çıkartın.
Vou deitar-me nos casacos.
Bir kitap ne kadarda biter sence? Bir yıl gibi.
Quanto tempo achas que se leva a escrever um livro?
Birkaç hafta önce lokantada nerdeyse buluşacağımız o gün bana bir kitap bıraktı içinde Thomas Merton'a ait bir alıntı vardı.
Quando quase nos encontramos no restaurante há umas semanas atrás, e ela deixou-me um livro, com uma citação de Thomas Merton no interior.
Bir günde koca bir kitap bitireceğim.
Vou escrever um livro todo num dia.
Evet, Bayan Drummond, Howard Ennis'i yakaladıktan sonra onun hakkında bir kitap yazdı.
Sim... a Mna. Drummond escreveu um livro sobre o Howard Ennis depois de o ter apanhado.
Quagmire bana Kama Sutra diye bir kitap verdi.
O Quagmire emprestou-me este livro chamado "Kamasutra".
Bir kitap anlaşmam var, annem söyledi mi bilmiyorum ama hayatımın en önemli anı sayılır bu.
Estou a escrever um livro. Não sei se a minha mãe lhe disse. É um momento profissional muito importante para mim.
Evet. İskelesiz kıkırdak üretimiyle ilgili bir kitap yazmıştınız.
Escreveu o livro sobre produção de cartilagens.
Irak'ta geçen bir kitap yazıyorum.
Estou a escrever um livro passado no Iraque.
Keşke yanımda iyi bir kitap olsaydı.
Gostava de ter um bom livro.
Doğru ama sonra bununla ilgili bir kitap yazdın.
Sim, mas depois escreveste um livro sobre isso.
Hetty yılbaşında bana da eski bir kitap verdi.
A Hetty também me deu um livro antigo de Natal.
Niye onu görmeye gittiniz? Silahın Namlusu Partisi hakkında bir kitap yazıyorum.
Estou a escrever um livro sobre o PCA.
Silahın Namlusu Partisi hakkında bir kitap yazıyordu, değil mi?
Ele estava a escrever um livro sobre o PCA, certo?
On yaşında filandın annen seni kütüphaneye götürmüştü ve sen de bir kitap arıyordun ben de sana bir kitap verdim...
Quando tu tinhas uns 10 anos, a tua mãe levou-te à biblioteca. Tu procuravas por um livro - e eu dei-te um exemplar de...
Bir yıl önce aradı ve kitap göndermek istediğini söyledi bana
Bem, ele ligou-me à cerca de um ano para ver como estava e enviou-me o livro.
O kitap ölüm hücresindeki bir adam tarafından yazıld.
Foi escrito por um homem no corredor da morte.
Kenara oturup kitap okuyan ve üniformasına kahve döken bir adam.
O tipo que se senta lá à frente, a ler e cuspir café no uniforme dele.
O anneme ait bir kitap.
- O livro era da minha mãe.
Sonra bir gün, kitap imzalıyordum.
um dia... eu autografava livros.
Sana bir kaç kitap getirdim.
Trouxe-te mais alguns livros.
Uzman dedikleri tek bir kitap okumuş bir insan.
Um perito é alguém que só leu um livro.
Ancak iş sırasında şehvet dolu isteklerin her yanını sardığı zaman, cinsel yolla bulaşan hastalıkların resimli bir şekilde anlatıldığı bu kitap ile o hisleri bastırmanı öneriyorum.
Mas, durante o dia de trabalho, quando se sente possuída por uma intenção carinhosa, posso sugerir que a suprima, folheando este livro ilustrado sobre doenças sexualmente transmissíveis.
Bir dur şimdi kısa. Okumak için kitap mı istiyorsun yoksa tabure mi istiyorsun?
Espera, baixota, queres um livro para ler para servir de assento?
- Kitap anlaşmasına imza atmış bir arkadaşım olduğuna cidden inanamıyorum.
Não acredito que tenho uma amiga que vai escrever um livro.
Bir anlam ifade etmiyor bu kitap.
Este livro não importa.
Bir günde kitap yazacağım.
Vou escrever um livro todo num dia.
Bir düşünsene. Kitabın sonuna geliyorsun. Bir bakıyorsun, kitap devam ediyor.
Imagine chegar ao final do livro e encontrar muito mais para ler.
Biyonik bir köpek üzerine kitap yazdın demek?
- O livro é sobre um cão biônico?
Kitap gibi bir taşıt yoktur.
Não há fragata melhor que um livro.
Ama bir de ben kitap okurken... bir Cape Bufalosu geldi.
- Uh-oh. - Uau! ... aparece um búfalo do Cabo.
Bir film izlesen veya kitap okusan ölür müsün?
Iria matar-te ver um filme ou ler um livro?
O kitap sayesinde bir yazar olmak istemiştim.
Esse livro fez-me querer tornar-me escritor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]