Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Bir katil

Bir katil перевод на португальский

5,374 параллельный перевод
Batman bir katil değil.
O Batman não é um assassino.
Nerede olduğunu bilmeni istiyor ve o bir katil değil.
Ele queria que soubesses a localização dele e ele não é um assassino.
Efendim... tüm saygımla söylüyorum... Thomas Shelby bir katil..... boğaz kesen, melez bir gangsterdir.
Senhor, com o devido respeito, o Thomas Shelby é um assassino, um selvagem, um mestiço, um bandido.
Ve üçüncüsü, sana söylediğim her şeyi yapacaksın yoksa herkese bir katil olduğunu söylerim.
E 3ª - Tens que fazer tudo o que eu digo, ou certificar-me-ei que toda a gente sabe que tens a merda de outra pessoa debaixo das unhas.
İyi bir katil olmanın ilk kuralı.
Regra número um de um bom assassino :
Tam bir katil.
Ela é uma assassina.
Demek hüküm giymiş bir katil seni korkutmuyor ama kendi kocan korkutuyor.
Um assassino convicto não te assusta, mas o teu próprio marido, sim.
Hayatının geri kalanını hüküm giymiş bir katil cinsel suçlu olarak yaşayacaksın.
Viveres o resto da tua vida como um assassino condenado, agressor sexual...
Ben soğuk kanlı bir katil değilim.
Não sou uma assassina a sangue frio.
Çok dikkatli bir katil.
Um assassino preciso.
Alden bir hain olabilir, bir katil olabilir, özgür düşünen bir kafir olabilir, bir ayyaş, maneviyatı zayıf biri olabilir, hatta kibir günahından mesul dahi olabilir, lâkin bir cadı... hiç sanmam.
O Alden é um traidor, é um assassino, é um herege com o pensamento livre. É um bêbado, um homem com uma moral duvidosa e é culpado pelo pecado do orgulho. Mas não é, de todo, um bruxo.
Ve son dost olduğum kişinin profesyonel bir katil çıktığını düşünürsek yeni dostlar edinmek için çok fazla seçeneğim olduğunu sanmıyorum.
E... Considerando o facto que o último melhor amigo que fiz afinal era um assassino profissional, acho que não tenho muitas opções para ter uns novos.
O bir katil 100 % eminim.
Ela é a assassina. - Tenho 100 % de certeza.
Şimdi de bir katil.
E agora uma assassina.
O beyin, bir katil değil.
Ela não é um sicário, é cerebral.
Bu baltalı bir katil olmamı telafi ediyor.
Compensa o facto de eu ser uma assassina.
- Aileleri öldüren baltalı bir katil. - Ben duymuştum bunu.
Um assassino de machado que matou uma familia.
Aileleri öldüren baltalı bir katil kısmını unuttun mu?
Muito bem. Esqueceste-te da parte sobre o assassino do machado que matou uma familia?
Dışarıda aileleri öldüren baltalı bir katil var ve biz bu konuda hiçbir şey yapmayacak mıyız? Belki de bunu yetişkinlerin halletmesine izin versek iyi olur.
Há um assassino de machado que mata familias e nós não vamos fazer nada?
Adam sıradan bir katil değil demek oluyor.
Quer dizer que esse tipo não é apenas um matador.
Herkes doğru fiyata bir katil olabilir. Çünkü her şey göz önüne alındığında herkes satın alınabilir!
Qualquer um pode tornar-se um assassino pelo preço certo porque quando chegar a altura, todos podem ser corrompidos pelo meu dinheiro!
Peki ya mürettebat gemide serbestçe gezen bir katil olduğunu öğrenince ne olacak?
O que achas que vai acontecer quando souberem que há um assassino à solta?
Vay be, demek gerçek dünyadan bir katil de görünmeden içeri girip çıkabiliyormuş.
Bem, um assassino do mundo real que entra e sai sem ser detectado.
Çünkü Amber bir katil değil.
Porque ela não é uma assassina.
Bir katil miyim?
Sou um assassino?
Asker olman bir katil olduğun anlamına gelmez.
Ser soldado não significa que sejas assassina.
Bir katil olabileceğin bana söylemedin.
Mais que isso...
Greg Baylor bir katil.
Greg Baylor é um assassino.
Keller katil olduğu iddia edilen bir kaçak ve Bölge Savcısı onu başkalarına zarar vermeden önce tutuklanmasını istiyor.
O Keller é um fugitivo suspeito de homicídio, o Ministério quer que o apanhem antes de magoar mais alguém.
Her iki tarafında da kan lekesi var... - yani katil üzerinde diz çökmüş. - Zorla girilmeye dair bir iz yok.
Duas manchas de sangue de ambos os lados dela, onde o assassino se ajoelhou.
Çünkü olay yerinde hiçbir delil bulunamadı, bu da demek oluyor ki, katil koruyucu bir elbise giyiyormuş.
- Sim. Porque não havia nenhuma pista forense, no local do crime, significa que o assassino estava a usar algum tipo de vestuário de proteção.
Şimdi herkes bir çeşit seri katil olduğumu sanıyor ve hepsi senin suçun.
Agora pensam que sou um assassino em série!
Dengesiz yetersiz bir ifade katil ve adam kaçıran desek.
Desequilibrado é pouco, tenta assassino ou raptor.
Bu kadar çok şey kaybettiğim bir gecede bana katil damgası yapıştırarak mı?
Chamas-me assassina numa noite em que já perdi tanta coisa?
Ailesi tarafından sevilen bir çocuk nasıl katil bir psikopata dönüşür?
Como é que um miúdo que foi amado pelos pais se transforma num psicopata assassino?
Kore mafyasında katil olmak isteyen mülteci geri zekâlı, bir çift mınçıka çıkarttı.
Então, este idiota, assassino "kkangpae", sai com um par de nunchakus.
Ya da gerçek katil hâlâ dışarıda bir yerlerde.
Ou... o verdadeiro assassino ainda anda por aí.
Katil bir şekilde ona enjekte etmiş olmalı.
O assassino teve que o injectar de alguma forma.
Bir hain ve katil olarak. Ne?
- Um traidor e um assassino.
Değildin çünkü bir kiralık katil, seni sınırın diğer tarafına sürükledi.
- E não estava porque um assassino a levou para o México.
Peki, katil kurbanın ağzına bir avuç kar doldurup onu boğar.
Certo. Então, um assassino afoga a vítima com um punhado de neve.
- Baltalı bir katil mi?
Um homicidio com machado?
Ben, Ted Bundy gibi üniversiteli kızları doğrayan bir seri katil falan değilim.
Não sou um assassino em série como o Ted Bundy que anda por aí a cortar miúdas universitárias.
Katil bir şekilde içeriye girmiş ve çıkmış olmalı.
O assassino teve que entrar e sair de alguma forma.
Katil bir şey aramış.
O assassino procurava alguma coisa.
- Katil bir şey arıyor.
O assassino está atrás de algo.
Sanchez, oraya git de bak bakalım katil geride bir şey bırakmış mı?
Ok. Sanchez, vá lá e veja se o assassino deixou alguma coisa para trás.
Bu bir film olsaydı, katil ikimizden biriydi.
Se isto fosse um filme, um de nós seria o assassino.
Barış için uğraşan bir adam neden çocuğunu katil yapmak ister?
Então, como é que um homem que procura a paz transforma o seu filho num assassino?
Kastettiğiniz o çocuk aranan bir hırsız ve katil.
Se eu considerar o seu significado, esse rapaz é um ladrão e assassino procurado.
Evet, Briscoe ya da ikizi değil, ama bilinmeyen bir erkek, gerçek katil olabilir.
Sim, o que não nos leva ao Briscoe ou ao irmão gémeo, mas um homem desconhecido, que provavelmente é o verdadeiro assassino.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]