Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Bir kere bile

Bir kere bile перевод на португальский

826 параллельный перевод
Tam akıllı bir adama bir türlü rastlayamadım. Bir kere bile.
Nunca os que são espertos mesmo.
Üç ay boyunca beni bir kere bile aramadın.
Estás três meses fora e nem uma palavra.
Galiba Veta hayatında bir kere bile içmedi.
Acho que a Veta nunca bebeu.
Bir kere bile telefon etmedin!
Nem me telefonaste!
Ona bir kere bile dokunmadım!
Nunca lhe toquei.
Sağlığı konusunda bir kere bile endişesi olmamıştır.
Ele não estava preocupado com a saúde.
Keşke ona bir kere bile olsa gözlük taktırma imkanımız olsaydı.
Se achássemos a forma de lhe pôr os lentes uma só vez.
Bunu kabul edin. Bir kere bile de olsa, şansınızı bir üç kağıtçıda deneyin.
Aceita o meu negócio, pois uma vez na vida tem que ter uma chance num vigarista.
Adamlarının Ant Tepesi'ni alabileceğini bir kere bile söylemedin.
Nem uma vez você disse ser possível tomar o Formigueiro.
Bir kere bile yüzlerine bakmadın. Ne yüzü?
Nunca olhou para a cara eles.
Bir kere bile görmediğin bir kadını niçin satın almak istiyorsun?
Porque irias tu comprar uma mulher que nunca viste?
Bağırdığım zaman gözlerini kırpmadı. - Bir kere bile! - Helen!
Quando eu gritei, ela nem piscou!
Bir kere bile hile yapmadım.
Nunca fingi um único KO.
Hiçbir zaman, bir kere bile olsun doğduğum yerle gurur duymamı sağlamadılar.
E nunca, nem uma única vez... ele me fez sentir orgulhoso do sítio onde nasci.
Bu güne kadar, 7 adam öldürdüm ve 11 tanesini de elimden zor kurtuldu ve bir kere bile yaralanmadım.
Até este dia, matei sete homens e onze ficaram perto da morte, e nunca fui ferido.
Bir kere bile atlarsan her şey berbat olur.
Se falhar uma, mais vale não ter começado.
Bir kere bile eyalet sınırını geçemedim.
Nunca passei a fronteira do estado.
Kış gelene kadar diğerini bir kere bile giymezsin zaten.
Não usa mais de uma de cada vez. Só no inverno.
Ben 30 yıldır şehirdeyim ve bir kere bile kötü, açgözlü taş kalpli, haris bir paragöz olmaktan pişmanlık duymadım.
Bem, eu estou na cidade há 30 anos e nunca me arrependi de ser um sacana avarento, frio, ganancioso e nojento.
Hayatım boyunca böyle bir binada çalıştım ve bir kere bile olsa...
Eu próprio trabalhei toda a minha vida em edifícios desses... e nunca...
Bir kere bile kocasına nasıl olduğunu sormadı.
Nem perguntou ao marido se ele estava bem.
- Bir kere bile mi? - Hayır!
- Nem uma vez?
Bir kere bile!
Nem uma vez!
- Bir kere bile vurmadı daha!
- Nem um pouquinho.
Onu bir kere bile sevmiş olduğunu sanmıyorum.
Acho que ela nunca o amou.
Bir kere bile vurmadı.
Nunca me bateu.
Ben bir kere bile ağlamadım.
Choraste? Eu cá nunca chorei.
Ben bir kere bile girmek istemem.
- Não desejo entrar nem a pr ¡ me ¡ ra.
Beni arayabiliyorsan, bir kere bile unutma, tamam mı?
Não se esqueça de me telefonar, está bem?
Bir şeyin neden yapıldığını, bir kere bile dokunmadan devasa bir uzaklıktan tespit etmek benim için hala heyecan vericidir.
É ainda surpreendente para mim, podermos dizer de que é feita uma coisa, que se encontra a uma distância enorme, sem sequer lhe tocarmos.
Bizimle bir kere bile at binmedi. On sekiz yaşında ve ailesine ölüsünü götürmek zorundayım.
Ele nunca andou connosco, só tinha 15 anos... agora o levo-o morto para a família.
Eğer inanmazsan,... uyanırsın bir gün ve onu bir kere bile düşünmediğini fark edersin.
E se não for, acordarás um dia e aperceber-te-ás de que não pensaste nem uma vez nela.
Bir kere bile beni sormadı.
Nunca perguntou uma palavra sobre mim.
Dünya'ya bir kere bile ayak basmadı.
Nunca pôs os pés na terra.
bir kere bile sesleri çıkmadı.
não falaram uma única vez.
Hadi ama dedektif, 11 yıllık polislik, 8 yılı narkotikte ve... bana bir kere bile, yasadışı dinleme yapmadığını mı söylüyorsun?
Vá lá, detective, 1 1 anos como polícia, oito anos nos Narcóticos, e nunca fez uma escuta ilegal?
Muhbirlerine hiç uyuşturucu vermedin mi? Bağımlılar önünde çaresizce yalvarırken, bir kere bile yapmadın mı?
Nunca deu droga a informadores nem a drogados que lhe pediam ajuda?
Asansöre bindik, arabaya bindik, arabadan indik, restorana girdik, bir kere bile bacaklarıma bakmadın.
Descemos de elevador. Entrámos no carro. Saímos do carro.
Size bir kere bile adınızla seslenebilmek için vücudumu parçalara ayırırdım.
Preferia sofrer mil tormentas Do que chamar-te uma vez que fosse pelo teu nome.
Yakalansan bile bir kere asılırsın.
Mesmo se te apanharem, só te podem enforcar uma vez.
Bir kere daha bagirsan, tribünü bile atlardi.
Mais um grito e ele saltava por cima da bancada central.
Bu aralar o kadar huysuz ki, hatta bir iki kere sinirlendi bile.
Anda tão rabugenta, ultimamente. Quase irritáveI, uma ou duas vezes.
Bu, bir kere olsun gururunu ayaklar altına almak olsa bile?
Mesmo que isso signifique engolir esse seu orgulho poderoso?
Tüm yaşamım boyunca bir kere bile bitlenmemiştim...
Não é para tanto.
Ama, halletmem gereken bir işim var ve 7 kere dünyaya gelmem gerekse bile bu iş, yarım kalamaz.
Para mim, ainda restam coisas a fazer. Mesmo que eu tenha que devotar minhas próximas sete vidas para isso... minha vingança... não pode ser negada.
Topçular soluk alamıyordu. Bir kere ateş etmeye başladılar mı uçak düşmüş bile olsa, durmaları zordu.
Os atiradores não conseguem parar, pois estão em plena luta, homem contra bomba-humana, mesmo já tendo abatido o avião, têm dificuldade em parar.
Ya da sadece bir kere görüşmüş olsanız bile.
Ou os tenha visto só uma vez.
Bir kere bile!
Nem uma vez.
Bir kere bile.
- Nem olhaste para as minhas pernas.
Bir kere delirdiler mi... tükürmek için bile 2 km gitmek gerekir.
E quando andam assim, temos de cavalgar dois quilometros so para cuspir.
Bir kere bile.
Nem uma vez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]