Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ H ] / Hayat güzel

Hayat güzel перевод на португальский

3,154 параллельный перевод
Shruti'nin Saygıdeğer Babası, Hayat güzel bir yolculuktur... Bizi nasıl bir kaderin beklediğini kim bilebilir?
Respeitável pai da Shruti, a vida é uma jornada maravilhosa... que sabe o que tem planeado para nós.
Bu arada sanırım hayatımın en güzel gününü buldum.
Sabem acho que, na verdade, encontrei o melhor dia da minha vida.
Hayatının en güzel tıraşını yapmak üzeriyim.
Estou prestes a fazer-te a melhor barba da tua vida.
Yani, tüm hayatın boyunca güzel şeyler almak için çalışıyorsun ama birisi gelip onlar için seni öldürüyor.
Trabalha-se uma vida inteira para se ter umas coisas boas até aparecer alguém disposto a matar por elas.
Sonra gitti ve iki fincan kahveyle geri geldi hayatımda içtiğim en güzel kahveydi.
Depois saiu e depois voltou com a chávena de café mais maravilhosa que eu alguma vez tomei em toda a minha vida.
Karanlık sulara baktığımda birlikte ne kadar güzel bir hayat yaşayabileceğimizi düşledim ve karamsarlığın. acının ve kederin beni ele geçirmesine izin verdim.
E, enquanto olhava para baixo, para as águas escuras imaginei a vida que podíamos ter tido juntos e permiti que a amargura e a dor e o sofrimento me dominassem.
Çocukların hayatında güzel bir şeyler olması gerekiyordu.
Os miúdos precisavam de algo bom, na vida deles.
Ben genellikle makara yapan, güzel vakit geçiren bilirsin, hayatı yaşayan biriyim. Tüm bu olanlar bunun getirileri.
Eu geralmente sou o gajo que está brincando passo um bom bocado, você sabe, viver a vida e tudo que ela traz.
Hayatının en güzel günü olacak.
Vai ser o melhor dia da tua vida.
Çünkü önemli olan bütün bunların sonucunda, hayatım renklendi ve aslında boşandığımdan beri şu son altı ay hayatımın en güzel dönemiydi.
E finalmente, após o meu divórcio, estou melhor do que nunca.
Başlangıçta çocuksuz hayatı güzel idare ettiler.
No começo, era bom não ter filhos.
Bu sabah hayatımda gördüğüm en güzel kadınla tanışıyorum.
Conheci a mulher mais linda que já vi. Primeiro, ela manda-me para o inferno.
Ayrıca enayi de değilim, çok iyi biliyorum ki annenin babanla geçirdiği yıllar hayatının en güzel yıllarıydı.
Mas não sou parvo. Sei que os 6 anos... que atua mãe passou com o teu pai foram os melhores da vida dela.
Floransa'nın insanları güzel bir hayat yaşıyorlardı.
O povo de Florença tinha uma boa vida.
Hayatın dünyayı bira yaparak daha güzel bir yer haline getirmek için uğraşıyorsun.
Passam a vida a embelezar o mundo através de cerveja.
Hayatımın en güzel randevusuydu.
Foi o melhor encontro que já tive.
Burada seninle birlikte yaşamak tüm hayat hikayemin en güzel bölümüydü.
Quer dizer, viver aqui contigo foi o capítulo mais pacífico da minha história.
Bu hayatımda gördüğüm en güzel ikinci şey.
Uau! É a segunda coisa mais bonita que já vi.
Hayatımın en güzel zamanlarıydı.
Bora Bora. Foi a semana mais feliz da minha vida.
Hayatımda gördüğüm en güzel kız bu!
É a miúda mais linda que já vi.
Hayatınızda hiç bu kadar güzel bir şey gördünüz mü?
Já viu algo tão bonito na sua vida?
Seninle tanışmak çok güzel hayatım.
É tão bom conhecer-te.
- Bu çok güzel hayatım.
Isso é óptimo, querido.
Chris'in hayatında çok güzel bir kız var ve senin elin bomboş.
O Chris tem uma maravilhosa jovem na vida dele, e tu não tens nada.
Güzel bir hayatım vardı ama sen ve hükümet karşıtı arkadaşların berbat ettiniz. Selam.
Eu tinha uma boa vida, mas tu e o teus amigos anti-governo arruinaram-na.
Hayatımın en güzel dönemiydi.
Foram os melhores dias da minha vida.
Sen hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın.
És a mulher mais linda que eu já vi!
Siz onları kopardığınızdan beri hayatım daha güzel majesteleri.
A vida tem-me corrido bem desde que mos cortastes, Vossa Graça.
Hayatımın en güzel gecesiydi.
Foi a melhor noite da minha vida.
"Bu hayatımda gördüğüm en güzel kız" diye...
"Esta é a miúda mais bonita que já vi."
Bazen hayat size güzel sürprizler sunar.
Às vezes a vida te dá surpresas belo como um presente.
3 yıldır bağımsızlık rüzgarlarının esmeye başladığı güzel ülkemde bütün hayatımız değişti.
Nos últimos 3 anos, desde que sopram ventos de liberdade na nossa amada pátria, toda a nossa vida mudou.
Hayatımız güzel bir peri masalı gibi olacak.
A nossa vida será um perfeito conto de fadas.
Hayatımın en güzel günüydü.
Esse foi o melhor dia da minha vida.
Joffrey'nin, Kızıl Düğün haberini aldığı gün hayatının en güzel günü.
Quando Joffrey recebe as noticias do "Casamento Vermelho", é o melhor dia da sua vida.
- Hayatın güzel değil mi?
- Sabes o que te digo?
Bak ne güzel bir hayatımız var şimdi.
A coisa correu-nos bem.
Güzel değil, çok güzel bir hayatımız var.
Correu-nos melhor do que esperávamos.
Benim o kızda ilgimi çeken en önemli şey Craster'ın ona yaptıklarından sonra kızın hâlâ daha güzel bir hayat için umudu var.
O que eu acho interessante nela é que Depois de tudo o que Craster lhe fez, ela ainda tem a esperança que a vida possa melhorar.
Güzel evimizin ve hayatımızı paylaştığımız güzel insanların tadını çıkaralım.
Desfrute da nossa linda casa e das pessoas encantadoras com quem passamos a vida.
Hayat güzel.
A vida é bela.
Ve senin doğduğun gün ikimizin hayatının da en güzel günüydü.
E quando tu nasces-te, foi o melhor dia de ambas as nossas vidas.
Diana benim hayatımdaki tek güzel şey ve ben asla onun Diana'yı almasına izin vermeyeceğim.
Diana é a única coisa boa na minha vida, e eu nunca vou deixá-lo levá-la.
Hemen burada şimdi hayatının en güzel seks anlarını yaşayacaksın.
O melhor da tua vida. Aqui, agora.
Çünkü ne kadar zor olursa olsun... Sen benim hayatımda yaptığım en güzel şeyisin.
Porque, por muito difícil que tenha sido, tu foste sempre a melhor coisa da minha vida.
Hayatımın en güzel günlerinden birini geçiriyorum!
Estou a ter um dos melhores dias da minha vida!
Başından geçenleri bilmesen, çok güzel bir hayat sürdüğünü sanırsın.
Se não soubesse de nada, achava que tinham uma vida perfeita.
Güzel bir hayatım vardı.
Eu tinha uma vida linda.
Önünde uzun hayatı olan güzel bir kızsın.
És uma bela rapariga com uma vida pela frente.
Akşamları başını yastığa koyup, o parayla nasıl güzel bir hayat yaşayacağının hayallerini kuruyorsun demek?
Quando te deitas, à noite, sonhas com a vida que podias ter com esse dinheiro?
Çünkü bu hiç şüphesiz bir erkek, kadın ya da öteki türlüsünden hayatım boyunca duyduğum en güzel "seni seviyorum" cümlesi idi.
Sim, porque esta foi, sem sombra de dúvida a declaração de amor mais bonita que alguma vez ouvi de alguém, homem, mulher ou outra coisa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]