Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ O ] / Onun

Onun перевод на португальский

185,252 параллельный перевод
Senin varlığın, onun hayatını bu noktaya getirdi.
A sua presença na vida dela transformou-a no que é.
Mali sorunları olduğunu farkettiğimizden onun bu durumla ilgili olabileceğini düşünüyoruz.
Tendo em conta o que percebemos serem problemas financeiros, - ele talvez seja suspeito.
Onun ülkesine ihanet edebileceğine inanamıyorum.
Custa-me a acreditar que ele traísse o seu país.
Bizim projemiz kanalıyla, onun bitişini görmek için bir anlaşma yaptınız. - Bu imkansız.
Fez um acordo para acompanhar o projeto até à conclusão.
Bunu koluma, gizli istihbaratı teröristlere verip onun... fedakarlığını hiçe sayarak yaptırdığımı gerçekten düşünüyor musunuz?
Acha que eu faria isto no braço e desonraria o sacrifício dele, dando informações a terroristas?
Onun adını biliyorum çünkü her yerde yazıyor.
Eu sei o nome dele porque está em
Onun sesi biziz.
Somos a voz dela.
Buraya onun için geldik!
Ele é a razão principal pela qual estamos aqui!
Sana mümkün olan bütün sevgimi veriyorum çünkü onun doktorusun ve sana inanıyorum.
Estou a dar-lhe muito amor, o máximo que um humano pode dar, é o médico dela e acredito em si.
Bu onun davası değil.
Espera. Nem é o caso dele.
- Bu bir yüz. Onun yüzü.
É um rosto, o rosto dele.
Doktor hanım onun da temiz olduğunu söyledi.
Ela deu-lhe alta também.
Onun için kendim seçtiğim ilk şeydi.
Foi a primeira coisa que escolhi para ela.
Buraya onun için gelmedim.
- Eu não vim cá para isso.
Bu onun bacağına mal olacak. Haklısın.
- e isso custar-lhe-á um membro.
Neden- - Dr. Webber'ın onun savaşında savaşmanıza ihtiyacı yok.
O Dr. Webber não precisa que lutem por ele.
Dr. Grey ameliyatına girmek için müsait değil Lynne. Onun yerine Dr. Pierce ile birlikte Dr. Kepner ameliyat yapacak.
A Dr.ª Grey está indisponível para fazer a sua cirurgia, Lynne, então a Dr.ª Kepner fá-la-á com a Dr.ª Pierce.
Onun fikri olduğunu biliyorum.
- Eu sei que foi ideia dela.
- Onun yerine vaktini bu hastaneyi ve beraberinde beni alaşağı etmek için harcıyorsun.
- Tesoura. Quer dedicar o seu tempo a mandar este hospital abaixo, e a mim junto com ele.
Onun suçu.
- É dela.
Bunu onun üzerine yıkarsan işi bırakabilir.
Porque se for ela a assumir, ela pode desistir.
Son bir şey daha var. Oğluma ameliyattan önce onun için bıçak altına yatacak olan annesini öpmenin zorunlu olduğunu söyleyin.
Só uma coisa, digam-lhe que é obrigatório beijar a mãe
Belki onun işini de çalarsın.
Talvez possas roubar-lhe o trabalho também.
Hayır, içine koyulmadan onun sayılmaz.
- Não até o colocarmos nele.
- Hastalarımıza karşı sorumluyuz. Ya onun fikri?
A nossa obrigação é com os pacientes.
Kimse bu kararı onun yerine vermemeli.
Mas e ela? Ninguém deve decidir por ela.
Kendine geldiğinde adamın kontrolü ele alıp onun adına karar verdiğini öğrenince ne hissedeceğini bilmiyorsunuz.
Não entende como ela se vai sentir ao acordar e descobrir que ele decidiu isto enquanto ela dormia.
Belki de bu onun kurtuluşudur. Daha iyi bir insan olma yoludur.
Mas talvez este seja o modo dele se redimir, de ser uma pessoa melhor.
Onun gibi biri olamam.
Não posso ser como ela.
Onun için direndim ve görevden uzaklaştırıldım.
- Eu defendi-o e fui suspensa.
Ben terk etmeyeceğim. Onun için savaşacağım.
- Não farei isso, vou lutar.
Bence onun yerine, buraya bağırsak onarımı uygulasak saha iyi olur.
Em vez disso, podemos fazer a reparação intestinal agora.
Bu hasta onun. Travmadan getirdi.
Mas este caso é dela, ela admitiu o trauma.
Onun bölümü, onun hastası.
Departamento dela, paciente dela.
Sen onun kocasısın. Bu yaşananlar seni uzaklaştırmıyor mu?
Não acha que isto vos está a afastar?
Geçmişse onun ardında bıraktığı bir iz gibidir.
E o passado é como as ondas do mar, que...
Tanrım, onun adını bilmem üzerine konacağım anlamına gelmez.
Lá porque sei o nome dela não quer dizer nada.
Onun bu konuyla ne ilgisi var?
Que tem ela que ver com isto?
Sen de tıpkı onun gibisin.
Tu és tal e qual ela.
Onun numarasını mı aldın?
Ela deu-te o número dela?
Onun bir numarası var!
Ele tem uma manha. Tem uma manha...
Onun George'un kızı olduğunu biliyordun ama bana söylemedin.
Sabias que ela era filha do George e não me disseste.
Tamam, Happy Cabe'i dondurur bu da onun kalbini durdurur.
Happy congela o Cabe, o coração dele vai parar.
Pencere yok, havalandırma yok, bir kapı var ; onun için de kartımız yok.
Sem janelas, tubos de ventilação, e uma porta para a qual não temos o cartão.
Onun yüzme kolluğu olmaktan bıktım.
Cansei-me de ser as asas dele.
Onun kusuruna bakmayın.
Desculpe lá por ele.
İstediği kadar rahatlık onun olsun.
Vamos dar-lhe todo o descanso que ele precisa.
Ama durum şu ki onun borcu artık senin.
Mas aí é que está. As dívidas dela agora são suas.
Onun bunun çocuğu.
Filha da mãe. O nosso dinheiro.
Bir hafta içinde doğuracağım ama bu onun hayaliydi.
O parto é daqui a uma semana, e isto é o sonho dele.
- Onun sorunu ne?
- Qual é o problema dele?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]