Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Y ] / Yakalandın

Yakalandın перевод на португальский

1,523 параллельный перевод
Yeni rotada türbülansa yakalandınız mı?
Alguma turbulência na mudança de rota?
Ama eminim ki babam kızını alıkoyup herhangi bir sebep yokken ona bir "suçüstü yakalandın sahnesi" yaşatmanla ilgilenecektir.
Mas o meu pai vai gostar de saber porque prendeu a filha dele e a sujeitou a um olhar reprovador sem razão aparente.
Trollere yakalandın. Soylu popona veda et.
"Capturado por trolls... diz ao teu real corpinho, adeus"?
Tavşan Ayağı diye bir şeyle ilgili ayrıntılı belgeler taşırken yakalandınız.
Foi capturado na posse de pormenores... sobre a localização de algo cujo nome de código é "Pata de Coelho".
Yakalandın!
Apanhei-te!
- Yeni mi yakalandın? - Evet, bu sabah.
Olá, rapazes.
Elinde bir hayvanla suçüstü yakalandın!
Foi apanhado em flagrante com o animal!
Davacının evinde izinsiz olarak bulunurken yakalandınız.
Foi apanhada, sem autorização, na casa da queixosa.
Yakalandın.
Ok, foste apanhado.
Sen yakalandın ahbap.
Foste apanhado.
Kötü yakalandın.
Apanhei-te!
Yakalandın.
Foste agarrado.
Eroin çaldın ve yakalandın.
Ficaste com alguma heroína e foste apanhado.
Wraithler tarafından yakalandın.
Foste capturado pelos wraith.
Hayır, bal gibi yakalandın.
- Incriminado? Não, eles apanharam-te bem.
Ama sen yakalandın.
- Sim. Mas tu foste apanhado.
Bunu yaparsanız, örgütü yakalandığını öğrenir ve hasarı kapatırlar.
Fazes isso, e a malta dele vai ter tempo para saber da detenção dele e atenuar os prejuízos.
- Yakalandığın için üzgünsün.
- Lamenta ter sido apanhado.
Adamın yakalandığını sandılar.
Acharam que o tinham apanhado.
Kilise baskınında yarım milyon dolarlık kaybım var. En iyi askerlerimden altısı yakalandı, ama daha önemlisi El Salvadorluların bana olan desteği bitti.
Perdi meio milhão de dólares em produto na rusga à igreja, seis dos meus principais homens foram presos, e o cúmulo foi os tipos de El Salvador deixarem de me abastecer.
Elinden kaçan bir yalanın hiç olmadı... ya da yakalandığın.
Nunca deixaste uma mentira sair do controle, ou nunca foste apanhado a mentir.
İşi aldığın için mi yoksa yakalandığın için mi?
Por teres aceite o caso ou por teres sido apanhada?
Ama sen tükenmez kalemle yakalandın.
Foste encontrado com uma caneta.
Aaron Echolls'un yakalandığı, ve kızını kurtarırken neredeyse yandığınız geceye.
Quando quase morreu queimado ao tentar salvar a sua filha.
Merak ediyorum da, bu deneyim, yakalandığınız... diğer hastalıklarla karşılaştırdığınızda nasıl bir şey.
Tenho curiosidade em saber como compara esta experiência com outras doenças que já possam ter tido.
Onun yakalandığını fark ederlerse kaybolurlar.
Se perceberem que ele foi apanhado, desaparecem.
Dünya Savaşı boyunca, Alman Ordusu'na hizmet ederken, Hitler'in "Sifilis" hastalığına yakalandığını ortaya çıkaran tıbbi kayıtların, bizzat Adolf Hitler'in özel doktoru, Dr. Theodoro Morell'den alındığını duyurdu.
Dr. Theodor Morell, revelaram que Hitler tinha contraído sífilis quando estava no exército alemão durante a I Guerra Mundial.
Yakalandığın taktirde derhal yok etmelisin.
Se estás em apuros, deves destruí-la imediatamente!
Üç yüz yıllık cadı avında 50.000 kadın yakalandı ve kazığa bağlanıp diri diri yakıldı.
Em três séculos de caça às bruxas... 50.000 mulheres foram presas e queimadas vivas na fogueira.
# Ordu Görevlisi Kadın Satıcılığından Yakalandı #
Oficial do Exército Detido Em Tentativa De Rede de Prostituição!
Kokuların nasıl yakalandığını öğrenmeliyim!
- Preciso aprender a capturar um odor.
Kokuların nasıl yakalandığını ve onları sonsuza kadar tutmayı öğrenmeliyim.
- Preciso aprender a capturar um odor... e fazer com que dure para sempre.
Johnny Truelove, beş yıl FBl'ın en çok arananlar listesinde yer aldıktan sonra 10 Ağustos 2005'te lnterpol tarafından Asuncion Paraguay'da yakalandı.
No dia 10 de agosto de 2005, após 5 anos na lista dos mais procurados FBI... Johnny Truelove foi detido pela Interpol em Assunção, Paraguai.
Anlaşılan yakalandı, işkenceye uğradı, itiraflarını yazmaya zorlandı, güvenilir kaynaklara göre, 136 sayfa yazdı. Ve Amerika'nın, Güney Amerika'daki istihbarat ağının tüm detaylarını ayrıntılarıyla anlattı.
Pelo que se diz foi capturado pela oposição e torturado, e obrigado a escrever "as confissões", que, segundo fontes seguras, chegou a ter umas 136 páginas, onde relatava os detalhes da rede de espionagem na América do Sul.
Top gol çizgisi yakınında yakalandı.
A bola foi recebida perto da linha final.
Bu balık yakalandı, bu sadece alın yazısı.
Esse peixe está pego. É só o destino.
Kuzey İrlanda'da SAS tarafından, hapiste parmak uçlarını kemiğe kadar çiğnerken yakalandı, bu yüzden Interpol tarafından ne kimliği tespit edilebildi, ne de parmak izi alınabildi.
Quando foi apanhado pela SAS na Irlanda do Norte, roeu as pontas dos dedos, para não lhe tirarem as impressões digitais.
General Burroughs'ın kızını transfer eden eskortu rapor etmekten üzgünüm. Khande Rao'nun adamları tarafından yakalandılar.
Lamento informar que a escolta que levava a filha do general Burroughs foi surpreendida pelas forças de Khande Rao.
Tüm yoldaşların yakalandı.
Nos temos prendidoo a todos seus companheiros
Eğer hırsızlık yaparak yakalandıysam, adam polisten olayı araştırmasını isteyebilir.
Se eu for apanhada a roubar, talvez ele queira que a polícia investigue.
Yakalandın!
Queimaste-te!
Hücresi, babanın, Zenci Kardeşlerin ot dağıtmasına yardım ederken yakalandığı bölümdeymiş.
No mesmo bloco de celas onde o teu pai foi apanhado a ajudar os Black Brethren a distribuir tabaco.
Yakalandığın için mi?
Por que foi apanhado?
Daha önce bana... Wraithler tarafından yakalandığımda sen ve ekibinin beni kurtardığını söylemiştin.
Disse-me antes que você e a sua equipa me salvaram quando fui capturado pelos wraith,
Yakalandın.
Apanhado!
Soto'nun yaralı ve sağ olduğunu, muhtemelen yakalandığını söyledi.
Ele disse que o Soto estava ferido e vivo, provavelmente refém.
Her ne yapıyorsanız yakalandığınız taktirde konferansım suya düşer.
Seja o que for que estiverem a fazer, se forem apanhados, a conferência vai por água abaixo.
Biraz zayıfladım. Ve Michael Jackson'ın deri hastalığına yakalandım.
E tenho a doença de pele do Michael Jackson.
Kaynaklarımızın pilotun yakalandığını söylüyor.
As nossas fontes dizem-nos que o piloto foi capturado.
Dedektifler, Sparks yakalandığında kardeşinin yaşadığını ve onu son kez gördüklerini söylediler.
Os detectives dizem que o Sparks afirma que o irmão estava vivo da última vez que o viu.
Terrence, eski kız arkadaşının, otobüs kazasında ölen Bayan Dumas'ın evine gizlice girerken yakalandı.
O Terrence forçou a entrada em casa da família da ex-namorada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]