English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I read about it

I read about it Çeviri Türkçe

763 parallel translation
I read about it.
Okumuştum.
I read about it in the morning papers.
Sabah gazetelerde okudum.
I read about it in the papers.
Gazetede okudum. Bunu duyduğuma üzüldüm.
Well, I - I read about it in the paper.
Gazetede okudum.
When I read about it in the papers, I had to see ya, Skip.
Gazeteleri okuduğumda seni görmeliydim Skip.
I read about it in Milly's book.
Milly'nin kitaplarında okudum.
I read about it.
Gazetede okumuştum.
Ever since I read about it.
Onu ouduğumdan beri.
I read about it
Evet, bunu okumuştum.
Yeah, I read about it.
Evet, onu okudum.
Yeah, I read about it in the papers.
Evet, gazetede okudum.
- I read about it. Ten million dollars worth.
- Gazetede okudum. 10 milyon dolara.
- I read about it in the newspapers.
- Gazetelerde okumuştum.
- I read about it in the Sunday papers.
- Gazetelerde okuyorum.
I read about it all the time.
Hep okuyorum.
- Yes, I read about it.
- Evet, gazetede okudum.
I read about it.
Ben öyle okudum.
There was persecution on Earth. I read about it in my history class.
Bir zamanlar Yeryüzünde de zulüm vardı. Tarih dersinde okudum.
I read about it, man.
Okudum, dostum.
Yeah, I read about it.
Evet, okudum.
I read about it in Stars And Stripes.
Yıldızlarından ve rütbelerinden haberim var.
I didn't know that you two had teamed up, though, till I read about it in the papers.
Aslında, gazete haberini okuyana dek, onunla senin aranda bir şeylerin geliştiğini bilmiyordum.
- I read about it in a story.
- Bununla ilgili bir hikaye de okumuştum.
No, but I've read about it... and I can ride a horse
Hayır, ama orayla ilgili okudum ve bir ata binebilirim.
I didn't know where he was at until I read in the papers about his getting'it.
Öldürüldüğünü gazetede okuyana kadar nerede olduğunu bilmiyordum.
Nick, if something's happened, I'll read about it in the papers.
Nick, bir şey olduysa gazetelerde okurum.
- I've read about it in books.
- Kitaplardan okudum.
I just read about it.
Sanki sadece okudum.
I read all about it in the Times.
Her şeyi Times'ta okudum.
You'll read about it in the late editions, I'm sure.
Haberi son baskıda okursunuz.
Speaking of families... I read an article the other day about citrus fruit and it's effect on... children's teeth!
Ailevi konulardan bahseder... turunçgillerin etkisini anlatan makale okumuştum... çocukların dişleri üzerinde!
So when I read about the- - you in the paper- - just a small item, but I picked it up- - I was sure Mother would catch your eye.
Şey hakkında, senin hakkında gazetede küçük bir yazı okuduktan sonra, annemi gözüne kestireceğine emindim.
- I never read it about him.
- Kardeşinin adını hiç duymadım.
It wasn't a year ago I read somewhere about the new radar patents.
Yeni radar patentlerini okuyalı henüz bir yıl olmadı.
I wonder how it will go with the voters when they read about Pop.
Acaba seçmenler Pop haberini okuduklarında ne yapacaklar?
- I just read about it.
- Haberi yeni okudum.
If you two wanna talk about it, you go ahead, and I'll read the contract.
Eğer siz ikiniz konuşmak istiyorsanız, devam edin, ben de kontratı okuyayım.
Oh, you'll read all about it when I write my memoirs.
Her şeyi anılarımı yazdığımda okursun.
I suppose you've read about it.
Sanırım okumuşsunuzdur.
I read all about it in Time magazine.
Time dergisinde çıkan yazıları ben de okuyorum.
I haven't read about it in a newspaper.
Bir anda karar vermedim.
I can read about it in the papers.
Gazetelerde yeterince bahsediyorlar zaten.
I was gonna read a book about it. Also, how to play guitar.
Gitar çalmayı da öğrenirdim.
- It was much better than I read about.
- Okuduklarımdan çok daha iyiydi.
I might only have read about it.
Ancak kitaplarda okuyabileceğin türden bir sevgiydi.
You have read about it in history. I see.
Bunu tarihte okudunuz. Anlıyorum.
I've thought about it since I first read about him in the paper.
Hakkındaki haberi gazetede okuduğum günden beri bunu düşünüyorum.
I've read about it.
Biliyorum anne.
It is true I don't know the country very well, but I have read a great deal about it.
Köy hayatını çok iyi bilmediğim doğru, fakat bu konuda epeyce okudum.
I figure it this way. The more maps you read, the more you know about where you wanna go.
Ne kadar çok harita okursan, nereye gideceğini o kadar iyi bilirsin.
I read something about it just last Sunday.
Geçen Pazar gazetede bir şeyler okudum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]