Bütün dünya Çeviri İngilizce
1,834 parallel translation
Bütün Dünya'ya karşı.
The whole world.
Şu anda, bütün dünya yıkım altında.
If we use that kitty that comes in and out of our house, it will be cheaper.
Büyük bir enerji ile bütün Dünya yüzeyi sterilizasyon ısısının üstüne çıkartılabilir.
You've got a steam atmosphere and heat on the entire surface of the Earth above sterilization temperatures.
Bütün dünya saldırı altında.
The world at large is under attack.
Biliyorsun, Brady, bütün dünya orda dışarıda. Ve biz tecrit edilmiş olamayız.
You know, Brady, there's a whole world out there, and we can't be insular.
Bütün dünya bu olanlar yüzünden dehşete düşmüş durumda.
The whole world is terrified of what's happening here.
Şimdi onu devingen bir canlı olarak görüyoruz. Değişime uğruyor, öyle ki bütün dünyaca izleniyor. Dünya'nın olası tepkisi de Antarktika'da izleniyor.
Now we're seeing it as a living being that's dynamic, that's producing change, change that it's broadcasting to the rest of the world, possibly in response to what the world is broadcasting down to Antarctica
Hem de Toki Wartooth'un gerçekten gitarla neler yapabileceğini duymak için bütün dünya nefesini tutmuş beklerken.
All this while the world waits to hear what Toki Wartooth can really do on guitar.
Ve bütün dünya ateşler içinde kalmış.
And the whole world is being engulfed in flames.
Bu size iyi gelmeyebilir ama bize iyi geliyor. Hele de bütün dünya kökümüzü kurutmaya çalışıyorken.
That may not sound good to you, but it's good for us, since the world is out to get us.
Bütün dünya mesleğini biliyor yani.
You know, the whole world knows your business.
Bunu bütün dünya izliyor.
The whole world is watching this.
Nereye gideceğim, bütün dünya aklını kaçırmış.
Is it where will go? Everyone is lost.
Yukarıda helikopterler tur atarken hapishane çıkışında ilk arabalar görünmeye başladı. Bütün Dünya'nın heyecanla beklediği üzere, Bay Mandela saniyeler içinde cezaevi kapısında belirecek.
The helicopters circling above, the first cars coming out and Mr Nelson Mandela will, within seconds, within seconds appear, and that will be the moment the world has been waiting for.
Helene, şu anki duygularını bütün dünya merak ediyor.
Oh, my. Helene, the whole world wants to know what you're feeling right now.
Bütün dünya savaşıyor.
The entire world is at war.
Bütün dünya bir sahne ve bütün erkek ve kadınlarsa sadece oyuncu.
The whole world is an arena and all men and women... but actors.
Bütün dünya bana güveniyor, ve ben sadece....
The whole world's counting on me, and I just...
- Eğer takım olmasaydı bütün dünya şimdiye kadar yok olabilirdi.
- If not for the team the whole world would be gone.
Bütün dünya bizim olabilir.
Once I have them, this world will be ours.
Hayır, ama bütün dünya bizi görecek.
No, but the whole world will see us.
Bir şeyler Dünya'yı ve muhtemelen bütün Evren'i ilk ve son kez bitirecek.
Something will terminate Earth and probably the entire Universe. Once and for all.
Ve sonuç olarak öyle bir nokta gelip çatar ki, en sonunda dünya ile ayın bir bütün olduğu ana varırız.
And so what happens is that eventually the Moon must coalesce with the Earth, it must hit the Earth.
Dünya üzerindeki bütün Müslüman dostları Yahudilerin Amerika'nın desteğiyle Müslümanları katlettiğini görüyor.
Television has made our job even more easy. All over the world when the lovers of Muslims.. .. see Jews killing Muslims..
Europa'nın boyutu, hemen hemen Ay'ınkine eşit. Dünya'dan daha küçük olsa da, Dünya okyanuslarındaki bütün suyun toplamından iki kat daha fazla suya sahip.
Now, remember Europa is similar in size to the Earth's Moon, so that means that, even though it's a smaller body, it actually has twice the amount of liquid water of all of the oceans on Earth put together.
Bütün yıldızların yüzde birinin kendi etrafında bir gezegen dolandığını düşünsek bile keşfedilmeyi bekleyen milyarlarca dünya var demektir.
Even if only one percent of all stars... were circled by a planet like our own... that would still mean there are billions of other Earths... waiting to be discovered.
Eğer Dünya'yı dışa doğru bu kuşaktan uzaklaştırırsanız bütün okyanuslar donacak ve yaşam için koşullar kötüleşecek.
Or ifyou took the Earth and pushed it out too far... the oceans would all freeze, and that's bad for life.
Dünya'dan yaklaşık 386 bin km uzaklıktaki ay tıpkı uzaydaki bütün gök cisimleri gibi gece karanlığında ışıldıyor.
Almost 240,000 miles from Earth... our Moon outshines every other celestial body... in the night sky.
Bütün dünya ayaklarımızın altında.
The whole world is at our feet.
Şirketinin üçüncü dünya ülkelerindeki bütün kepenklerini kapa.
Shut down all your company's sweat shops operating in the Third World.
Bütün dünya gerçeği biliyor.
The whole world knows the truth.
Dünya'nın bütün büyük sıradağları bu şekilde kıtaların çarpışmasıyla oluşur.
All the world's great mountain ranges form in this way when continents collide.
Bir milyar yıl boyunca Dünya'nın bütün görüp göreceği tek hücreli mikroskobik canlılardı.
For a billion years, all that the Earth had seen was microscopic single-celled creatures.
Burası, bütün Güneş Sistemi'nde karmaşık yaşam için elverişli tek bölge. Oradaki tek gezegen ise, Dünya.
This is the only place in the entire solar system that can support complex life, and Earth is the only planet there.
Güneş Sistemi'ndeki bütün gezegenler içinde Dünya için en önemli olan açık farkla Jüpiter'dir.
of all the other planets in the solar system, Jupiter is by far the most important to Earth.
Dünya ve yaşam bundan ve diğer bütün büyük felâketlerden kurtuldu, hatta bazen yararlandı bile.
Earth and life recovered, sometimes even benefited, from this and from every other major catastrophe.
Dünya'nın bütün fosil yakıtlarını yakabilir atmosferi karbondioksitle doldurabiliriz. Yine de gezegenin atmosferi temizlemesi sadece bir milyon küsur yıl alır.
We could burn all Earth's fossil fuels, flooding the atmosphere with carbon dioxide, but even then it would take the planet only a million years or so for the atmosphere to recover.
Hülâsâ, Dünya gezegenini kurtarmakla ilgili bütün o saçmalıklar asıl sorun o değil.
So, all this stuff about saving planet Earth, well, that's not the problem.
Burası New Country 95.5... kentin kalbinden bütün 2003 Poker Dünya Serisi heveslilerine hoş geldiniz diyoruz.
This is New Country 95.5, country from the heart sending out a big welcome to all the hopefuls for the 2003 World Series of Poker.
Sıvı çelikten bir çekirdeği olan şu yuvarlak kayanın üzerinde sana sorun çıkaran ve adına yerçekimi denen kuvvet sayesinde oturuyoruz... ve aynı anda dünya güneşin çevresinde saatte 67.000 mil hızla dönüyor... ve belki de ışık hızında kendi kuyruğunu kovalamaktan başka bir şey yapmayan şu evrende saatte 600.000 mil hızla Samanyolu'nda yolculuk ediyor. Ve bütün bu delirtici karmaşanın içinde kaçınılmaz sonumuzdan haberdar olarak ki bu da ölümlü olduğumuzu söylemenin şiirsel bir biçimi sadece. Birbirimize uzanıyoruz.
And amidst all this frantic activity... fully cognizant of our own imminent demise which is a very pretty way of saying... we all know we're gonna die... we reach out to one another.
Ve bütün umutlar tükenmiş görünürken, yeni bir keşif haberi bizi Dünya adlı bilinmeyen bir gezegene götürdü.
And just when all hope seemed lost, message of a new discovery drew us to an unknown planet called Earth.
Ve siz geri zekalılar, eğitimin, dünya çapında ücretsiz ve bütün çocuklar için eşit olmasını savunuyorsunuz, değil mi?
Although you bloody people think it should be "free, compulsory, universal and equal for all children," isn't it?
Başkan Garfıeld'ın suikastçısının cesedine $ 30,000 teklif eden adam Emniyet Amiri Enos Craig'e telgraf çekerek, Jesse Woodson James'in cesedi için 50,000 teklif etti. Niyeti onu bütün ülkede gezdirmek ya da en Dünya'nın En Büyük Şovu için P. T. Barnum'a satmaktı.
The man who offered 30,000 dollars for the body of President Garfield's assassin sent a telegram to City Marshal Enos Craig offering 50,000 for the body of Jesse Woodson James so that he could go around the country with it or at least sell it to P.T. Barnum for his Greatest Show on Earth.
Ama bütün kontrolü ele geçirdiğinizde bunlar başka bir dünyaya açılan bir kapıya da dönüşebilir. En çılgın fantezilerinizin gerçek olacağı bir dünya...
But it can become a door to another world where you have complete control, a world where your wildest fantasies can come true.
Eğer ona uzaydan bakarsanız, bütün bu ışıkları görürsünüz ve bunlar Dünya gezegeninin ışıkları, insanlığın ışıkları fakat aynı zamanda bir çeşit kabuk oluşturan ve üzerinde hastalık taşıyan bir organizma gibi görünüyor.
If you look at it from space, you see all these lights and it's the lights of planet Earth, it's the lights of the people but it's also almost like looking at an organism that has an infection on it that is forming a crust of some kind.
Bu muhtemelen Dünya'daki en temel yanılgıdır bütün hasara da bu sebep olmaktadır.
That's probably the most fundamental misunderstanding in the world that's causing all this havoc.
Bütün bunların hepsini Dünya'da 3 ila 400 milyon yıl önce depolanan antik güneş ışığı ile yapıyoruz...
We're doing it all with this ancient sunlight that was stored in the Earth 3 and 400 million years ago.
ExxonMobil, bir petrol firması Dünya'daki bütün otomobil firmalarının toplam değerinde.
ExxonMobil, one oil company is worth more than the sum of the value of all the auto companies in the whole wide world.
Eğer yaptığımız şeyi değiştirmezsek muhtemelen Dünya'daki bütün türlerin üçte birini, belki de yarısını kaybetmeyle yüzleşeceğiz.
If we don't change what we're doing we are facing losing perhaps a third, maybe a half, of all the variety of life on Earth.
Teknolojimiz, şehirlerimiz ve okullarımız ne yaptığımız, ne yediğimiz, ne giydiğimiz, bütün hepsi hepsi tek bir prensibin etrafında toplanırsa yaşam prensibinin bu olağanüstü Dünya'da çok çok uzun süre yaşarız.
So our technology, our cities, our schools what we make, what we wear, what we eat, all of that if it is oriented around that one principle that one life principle then we will be here for a long, long time in an extraordinary world.
Gelecekte bütün hayatların bize bağlı olduğu ve bizim o yaşama insancıl ve saygılı davrandığımız bir Dünya görüyorum.
So I see a world in the future in which we understand that all life is related to us and we treat that life with great humility and respect.
dünya 1278
dünyanın 28
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17
dünyanın 28
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17
dünyanın sonu 17
dünya kubbesi 22
dünya kuvvetleri 22
dünyalılar 16
dünyanın sonu değil 21
bütün 38
bütün hayatım boyunca 16
bütün kalbimle 26
bütün bunlar ne için 24
bütün gün 52
dünya kubbesi 22
dünya kuvvetleri 22
dünyalılar 16
dünyanın sonu değil 21
bütün 38
bütün hayatım boyunca 16
bütün kalbimle 26
bütün bunlar ne için 24
bütün gün 52