Nereye gidiyordunuz Çeviri İngilizce
97 parallel translation
Nereye gidiyordunuz?
Where were you going?
Nereye gidiyordunuz küçük hanım?
Where you headed, luv?
- Nereye gidiyordunuz? - Evlenmek için evden kaçmıştık.
- Where were you going?
O zaman nereye gidiyordunuz, Sör John?
Then where were you going, Sir John?
Nereye gidiyordunuz?
You were going?
- Ya siz nereye gidiyordunuz?
Oh I didn't ask you. How did you do?
- Nereye gidiyordunuz böyle?
So where are you heading?
O bayanla nereye gidiyordunuz?
Where'd you and the madam go?
Bu sabah sizi gördüğümüzde, nereye gidiyordunuz?
When we saw you this morning, where were you going?
Beraber nereye gidiyordunuz?
Where are you all going?
Beyaz orduda savaşmıştım. Nereye gidiyordunuz?
- Captain Lemke.
Nereye gidiyordunuz?
Where were you headed?
Saatleri pek düzenli değildir ama nereye gidiyordunuz?
The schedule's kind of irregular, but... Where were you going?
Sizi durdurduğumuzda nereye gidiyordunuz?
Where were you bound for when we intercepted you?
Nereye gidiyordunuz?
Where did you want to go?
- Nereye gidiyordunuz, Bay...?
- Where are you headed for, Mr.?
Nereye gidiyordunuz?
There's not a hospital within 50 miles. Where are you headed?
Ne? Nereye gidiyordunuz?
- Where were you bound?
Nereye gidiyordunuz?
Where are you headed, sir?
Nereye gidiyordunuz?
Yeah? Where were you going?
Nereye gidiyordunuz, ha?
Where you goin', huh?
Polis sizi durdurduğunda nereye gidiyordunuz?
- My brother's a mortician.
- Nereye gidiyordunuz?
- Where were you going?
Haritaya bakıyorduk. Nereye gidiyordunuz?
Where were youse going?
- Bensiz nereye gidiyordunuz?
- Where were you going without me?
Nereye gidiyordunuz? Söyle yoksa adam kaçırmaktan tutuklattırırım!
Tell me what's going on or I'll charge you with kidnapping!
Nereye gidiyordunuz?
Where are you headed?
- Nereye gidiyordunuz?
- Where'd you go? - Well, uh...
Siz bu parayla nereye gidiyordunuz?
Where you guys going with all this?
Bu arada nereye gidiyordunuz?
So where are you guys going, anyway? To a Christmas Eve service.
nereye gidiyordunuz? - Dallas.
Dallas... for a Skynyrd concert.
Kaza yapmadan önce nereye gidiyordunuz?
Just listen to me. Before the car crashed, where were you going?
Nereye gidiyordunuz?
Where was it you said you was headed?
Bu saatte nereye gidiyordunuz öyleyse?
But, where are you going at this hour?
Bay Tsukumi ile karşılaştığınızda nereye gidiyordunuz?
When you met with Mr. Tsukumi where were you heading?
- Nereye gidiyordunuz?
- Which way are you heading?
- Nereye gidiyordunuz?
- Where were you all going?
- Nereye gidiyordunuz?
- Where are you going?
Eyalet polisi sizi yakaladığında nereye gidiyordunuz?
Where were you headed when the state troopers picked you up?
Nereye gidiyordunuz?
Where were you goin'?
Nereye gidiyordunuz?
Where are you off to?
Böyle telaş içinde nereye gidiyordunuz, Bay Sullivan?
Where were you heading in such a hurry, Mr. Sullivan?
Siz nereye gidiyordunuz?
- Where were you going?
Nereye gidiyordunuz?
Where you headed?
- Nereye gidiyordunuz, efendim?
- Where were you going, sir?
Kurbanı bulduğunuzda nereye gidiyordunuz?
And where were you going when you found the victim?
nereye gidiyordunuz?
Where were you going?
Evet, Bay Nash! Bu kadar hızlı nereye gidiyordunuz?
Well, Mr. Nash, where were you going in such a hurry?
Nereye gidiyordunuz?
- Where are you headed?
Peki... nereye doğru gidiyordunuz?
So... where were you headed?
Nereye ve niye gidiyordunuz?
Sharish : Where are you going and why?
nereye gidiyorsun 4208
nereye gideceksiniz 46
nereye 2137
nereye gittin 130
nereye gideceksin 183
nereye kayboldun 59
nereye gidiyorum 64
nereye gidelim 62
nereye gitmek istiyorsun 67
nereye gittiniz 39
nereye gideceksiniz 46
nereye 2137
nereye gittin 130
nereye gideceksin 183
nereye kayboldun 59
nereye gidiyorum 64
nereye gidelim 62
nereye gitmek istiyorsun 67
nereye gittiniz 39